BİR BOYKOTU DAHİ BECEREMEDİK

Yayınlama: 17.12.2023
A+
A-

İslâm, psikoloji ve ilişkili ilimlerin tespitini daha ileri bir noktaya taşıyarak bize yeni şeyler öğretti. Şöyle ki psikolojide kişinin kendisini karşıdakinin yerine koyup öyle düşünmesi hali “empati” olarak tarif edilmiştir. Halbuki İslâm empati ile yetinmemiş, Müslümanların sözlüğüne pek erdemli bir davranış daha katmıştır: “Îsâr”.[1] Bu kavram kişinin Müslüman kardeşini kendisine tercih etmesini ifade etmektedir.[2]

Kapısına gelen fakirlere aslını astarını bilmeden: “Git Allah versin.”, “Çalışsaydın, kazansaydın.” gibi sözler sarf eden Müslüman kardeşimiz bazen ipin ucunu kaçırıp onlara hakaret dahi etmektedir. İslâm dilenmeyi yüz karartıcı kötü bir fiil olarak görür ve belirli durumlar haricinde dilenmeyi haram kabul eder.  Fakat yardım talebinde bulunanların da kesinlikle azarlanmamasını emreder. Zira Cenâb-ı Hak bu hususta şöyle buyurmaktadır: “El açıp isteyeni de sakın azarlama!”[3]

Hâlbuki böyle mi davranmalı bir Müslüman? Elbette ki hayır. Peki, bu gibi durumlarda ölçümüz ne olmalı? Cevap: Çok kötü durumda olmayıp çalışıp kazanabilecek potansiyele sahip olan Müslüman kardeşlerimiz dilenmemeli. Mecbur kalanlar zaruret miktarınca yardım talebinde bulunmalı, fakat bunu meslek haline getirmemeli. Yardımda bulunacak kardeşimiz de talepte bulunanın fakir olduğuna kanaat getirdiğinde kendisine daha fazla yardım etmeli. Söz konusu şahsın durumu hakkında şüphe duyduğunda az da olsa yardımını esirgememelidir. Onun fakir olmadığı ve dahi insanları aldattığını öğrendiğinde ise ona yardımı kesmeli ve icap ederse gerekli mercilere bu durumu haber vermelidir. Fakat her halükarda kötü, tahkir edici söz ve fiillerden de kaçınmalıdır.

Konu bu değil, asıl mevzumuz Gazze elbette. Girizgâh mahiyetinde serdettiğimiz yukarıdaki ifadeler, yardım talep eden kardeşlerimiz hakkındaki duruşumuza yönelikti. Bir de barbar kâfirin tasallutu altında soykırıma tabi tutulan, fakat İslâm’ın izzetinden, şerefinden asla taviz vermeyip şehadet şerbetini içen kardeşlerimiz var. Bir de bunlara derhal ve fiili yardımda bulunmak zorunda olan ve Müslüman nüfusu bir milyarı aşan 60’a yakın devlet, 80 dolayında Müslüman topluluk mevcut. 9 buçuk milyon civarında nüfusu olan katil İsrail, bir milyar Müslümana rağmen iki aydan fazla bir süredir katliamına devam etmektedir. Peki, Müslümanlar sayıca çokken neden kılını kıpırdatamıyor? Gelin bunun cevabını Rasûlullah’tan (s.a.v.) dinleyelim:

“Yakında milletler, yemek yiyenlerin (başkalarını) çanaklarına (sofralarına) davet ettikleri gibi, size karşı (savaşmak için) birbirlerini davet edecekler.” Birisi: “Bu o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak?” dedi. Rasûlullah, “Hayır, aksine siz o gün kalabalık, fakat selin önündeki çerçöp gibi zayıf olacaksınız. Allah düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak, sizin gönlünüze de vehn atacak.” buyurdu. Biri: “Vehn nedir ya Rasûlullah?” diye sorunca Hz. Peygamber: “Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir.” buyurdu.[4]

İlmi bırakıp süfli işlerle iştigal ettiğimiz günden beri zeliliz. Gelişmeyi Batıyı körü körüne taklitte aradığımız için hakiriz. Kur’ân ve Sünnet ile amel etmeyi terk ettiğimizden beri yalnızız. Düşmüş kardeşlerimize yardım edemeyecek kadar aciziz. Bizden yardım talep edildiğinde cebimizdeki en bozuk ve değersiz bozuk paraları çıkarıp vermeye çalışırız. Bakın savaşamayacak kadar aciz olduğumuzu anladık, bari İsrail mallarını boykot ederek karınca misali elimizden geleni yapalım.

Hem Müslümanlar artık karınca misali işler yapıp kendini avutmaktan da kurtulmalı. Her yerde kullandığımız bu misali bırakmak icap etmez mi? Koca koca (!) Müslümanların karınca adımına özenmesi ne kadar acınasıca. Hem karınca adımıyla yol alınmadığı da ortada. Her neyse boykotta sağlam bir duruş gösteren, fakat sayısı fazla olmayan kardeşlerimiz oldu, fakat bunu da beceremedik, genele yayamadık.

Ahmet Bey: “Market sahibi satmasın ben de almayayım.” derken, market sahibi: “Devlet yasaklasın, ülkemize sokmasın, ben de satmayayım.” dedi. Mehmet Bey bazı yiyecek ve içecekleri, Ayşe Hanım da bazı deterjanları katledilen kardeşlerinin kanına tercih ettiler. Herkes kendi maslahatını önceleyerek kendini tatmin edecek bir bahanenin arkasına sığındı elbet. İsabet yönü bir tarafa, bir tepki olsun diye kepenk kapatma kararı alındı. İnananların safını belli etmesi ve birlikte dik duruşlarını sergileyebilmeleri için önemli bir adımdı. Ne yazık ki boykot uygulayanların sayısı bir elin parmaklarını geçmedi. Pek çok kardeşimiz, kendi maslahatını, Gazze’de katledilen Müslüman toplumun maslahatına tercih etti. Hani empati? Îsâr nerede kaldı?

Unutmayalım, yapamadıklarımızdan değil gücümüz dâhilinde olan şeylerden sorumluyuz.[5]

Tebük savaşında üç kişi[6] kendi maslahatını, diğer tüm Müslümanların maslahatına önceleyerek Hz. Peygamber’in davetine icabet etmedi ve savaşa katılmadı. Hz. Peygamber ve Müslümanlar savaştan döndükten sonra 50 gün boyunca bu üç sahabiye boykot uyguladılar. Kimse kendilerine selam bile vermedi. Bu sahabiler öyle bir nedamet duydular ki nihayetinde Kur’ân-ı Kerîm’de affa mazhar oldular.[7]

Tövbe etmeyi de beceremedik.

Bu mesele ancak Gazze’de parçalanan bedenlerin yerine kendimizi, ana-babamızı, eş ve çocuklarımızı koyduğumuz vakit hakiki olarak hissedilecektir.

Bu bir öz eleştiridir. İyi bir duruş sergilemediğimiz ortada. Muhatap kitlem bir grup veya cemaat değil Dünyadaki tüm Müslümanlardır.

Bu savaş süsü verilmiş katliam, bir kez daha bize en tahammül edilir acının, başkasının çektiği acı olduğunu öğretti. Müslümanların kendi güçlerinin farkına varıp ümmet bilincini yeniden kazanma şuuruna ermelerini ve birlikte hareket ederek tüm düşmanları mağlup etmelerini Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

 

[1] Haşr, 59/9.

[2] “bir kimsenin, kendisi ihtiyaç içinde bulunsa bile sahip olduğu imkânları başkalarının ihtiyacını karşılamak üzere kullanması, başkasının yararı için fedakârlıkta bulunması” Bk. Mustafa Çağrıcı, “Îsâr”, DİA, 22/490.

[3] Duhâ, 93/10.

[4] Ebû Dâvûd, “Melâhim”, 5.

[5] Bakara, 2/286.

[6] Ka‘b bin Mâlik, Mürâre bin Rebî ve Hilâl bin Ümeyye.

[7] Tevbe, 9/118.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.