Medya Kuruluşlarına ve Habercilere Çağrımızdır!

Medya Okuryazarlığı Araştırmaları Dergisi, “can güvenliği ve insan haysiyeti”ni odağa alan Afet Haberciliği Rehberi’ni hazırladı.

Medya Kuruluşlarına ve Habercilere Çağrımızdır!
Yayınlama: 17.03.2023
A+
A-

Türk medyasının 6-21 Şubat tarihleri arasındaki habercilik uygulamalarını dikkate alarak akademi, sivil toplum ve medya dünyasından altmışı aşkın kişinin değerlendirme ve katkılarıyla hazırlanan rehber, “İnfodemi ve Afet Haberciliği”, “Can Güvenliğini Korumak”, “İnsan Haysiyetini Koruyan Habercilik”, “Toplumsal Direnci Güçlendirmek” ve “Habercileri ve Haberciliği güçlendirmek” başlıkları altında 43 maddeden oluşuyor.

Doğru, yanlış, sahte veya çarpıtılmış bilgileri birbirinden ayırt edememenin can güvenliğini tehdit ettiği, hatta insan hayatına mal olabildiği afet dönemlerinde güçlü habercinin, kaliteli haberciliğin ve kurumsallaşmış bir medyanın hayatiyeti izahtan varestedir. 

İnfodemi ve Afet Haberciliği 

1. Doğru, yanlış, sahte ve çarpıtılmış bilgilerin birbirlerinden ayırt edilemez şekilde, aynı anda, hızlı ve geniş kapsamlı yayılması anlamına gelen infodemi, Covid ve deprem gibi doğal afetler ve terör saldırıları kadar insan hayatı için riskli, afete müdahaleyi geciktiren, toplumsal direnci düşüren ve afetin yol açtığı problemleri çözmeyi zorlaştıran bir kamu sağlığı problemidir. 

2. Doğru, yanlış, sahte veya çarpıtılmış bilgileri birbirinden ayırt edememenin can güvenliğini tehlikeye attığı, hatta insan hayatına mal olabildiği afet dönemlerinde infodemiye yakalanmamanın, infodemiden kurtulmanın, infodemiyi aşmanın imkânlarından biri medya okuryazarlığı iken, en temel direnç noktası ise “güncel ve doğru haber”dir. Bunun için de şeffaf, hesap verebilir, güçlü ve kurumsallaşmış bir medyanın varlığı hayati derecede önemlidir.

3. Doğru ve güncel habere erişim önemli bir ihtiyaç, temel bir haktır. Doğru ve güncel habere erişebilmenin başlıca yolu da medyadır. Bu nedenle “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” kapsamında değerlendirilen basın/medya özgürlüğü, anayasal güvence altına alınmış temel haklardan biridir.

4. Habercilik bir kamu hizmetidir ve kamu yararını esas alır. Habercinin hakları da halkın haber alma hakkının ve ifade hürriyetinin temelini oluşturur. 

5. Haberci, doğruluk ve dürüstlük ilkelerini gözeterek, tarihe tanıklık sorumluluğuyla sel, deprem ve savaş gibi doğal afet ve olağanüstü durumlarda olayı en yalın ve en gerçekçi hâliyle haberleştirir.

Can Güvenliğini Korumak 

6. Doğru ve güncel bilgi, afet bölgesinde ve arama-kurtarma sürecinde hayat kurtarabilir; sahte ve yanlış bilgi ise vereceği başka birçok zarara ek olarak masum insanların ölümüne dahi yol açabilir. 

7. Afet bölgesinde görev yapan haberciler, arama-kurtarma çalışmalarını aksatmaya yol açabilecek her türlü tutum ve davranıştan uzak durmalıdır. Fotoğraf, drone (İHA) ve kamera çekimleri, enkaz altındakilerin ve arama kurtarma ekiplerinin can güvenliğini tehlikeye atmayacak şekilde yapılmalıdır. 

8. Haber toplama süreci (özellikle anons ve röportajlar), azami düzeyde can güvenliğini gözeten ve arama kurtarma ekiplerinin işlerini kolaylaştıran bir hassasiyetle yapılmalıdır. Örneğin, enkaz altındaki insanlara mikrofon uzatılmamalı, afetzedelerin can güvenliğini tehlikeye atabileceğinden enkazdan çıkarılma anını görüntüleme yarışından uzak durulmalıdır. 

9. Arama kurtarma ekiplerinin enkaz altında kalan insanların tespiti için yaptığı uygulamaları, canlı yayınlarda bizzat enkaz altında kalan insanlar üzerinde göstermeye çalışmak gibi can güvenliğini riske atan yayıncılıktan uzak durulmalıdır. 

10. Haberciler, enkazda arama kurtarma çalışmaları devam ederken hem kurtarılmayı bekleyenlerin hem arama kurtarma personelinin hem de kendilerinin can güvenliğini riske atmamak için enkaza girmekten kaçınmalıdır.

11. Haber toplama sürecinin koşuşturması ve telaşı sırasında kamera ve fotoğraf makinelerinin ses ve ışıklarının, afetzedenin sağlığını ve psikolojik durumunu olumsuz etkileyebileceği bilinciyle hareket edilmelidir. Özellikle engelli ve tüm özel gereksinimli bireylerin görüntülerinin alınması ve haberleştirilmesinde azami hassasiyet gösterilmelidir.

İnsan Haysiyetini Koruyan Habercilik

12. Afetzedelerin ve yakınlarının kişilik haklarının korunmasına yönelik bir yayıncılık anlayışı, olası tüm zorluklara rağmen özenle korunmalı ve uygulanmalıdır. 

13. Temel insani değerlerin vazettiği ve uluslararası sözleşmelerin de üzerinde hemfikir olduğu çocuk hakları ve mahremiyeti konusuna özellikle dikkat edilmelidir. Özellikle down sendromlu aileler ve özel gereksinimli çocukların haberleştirilmesine azami hassasiyet gösterilmelidir. Dijital ortamın herkesin erişimine açık kalıcı bir hafızaya dönüşme niteliği dikkate alınarak çocuk görüntülerinin ve kişisel bilgilerinin detaylı anlatımından uzak durulması, insani haberciliğin apaçık gereğidir.  

14. Habercilikte esas olanın “insan haysiyetini korumak” olduğu unutulmamalıdır. Afetzedelerin haysiyetinin gözetilmesi, insani haberciliğin gereğidir. Bunun için enkaz altında kalan insanları ve enkazdan çıkarılma anlarının tüm detaylarıyla çekip yayımlamaktan uzak durulmalıdır. 

15. Afetzedelere ve/veya yakınlarına izin almadan mikrofon uzatılmamalı, canlı yayına çıkarılmamalıdır. Yardım için sıra bekleyen insanlar yakın çekimde ekrana getirilmemeli, insanların “utanma” duygusuna saygı gösterilmelidir.

16. En temel insani ve mesleki değerler gereği, canlı yayına alınan veya söyleşi yapılan insanların acılarına saygıyla ve özenle yaklaşılmalı, kendilerini ifade etmeleri sağlanmalıdır. Röportaj yapılan kişileri belirli bir cevabı dile getirmeleri yönünde zorlayacak yahut manipüle edecek sorulardan kaçınılmalıdır.

17. Kutuplaşma başta olmak üzere afetzedelerin herhangi bir nedenle çıkar çatışmasının malzemesi yapılmasından ve haber sömürüsüne dönüştürülmesinden kaçınılmalıdır. Bu kapsamda, yaşlılara ve mültecilere yönelik ayrıştırıcı, nesneleştirici ve ötekileştirici bir dili yansıtan (“bir Suriyeli kurtarıldı, bir göçmen çıkarıldı, 80 yaşında bile” vb.) ibareler kullanılmadan, afetzedelerin sadece isim ve yaş bilgisiyle haberleştirilmesi, insani haberciliğin gereğidir. 

18. Özellikle sosyal medya aracılığıyla ırkçılık ve nefret söyleminin hedefi haline getirilen mültecilerin ve diğer dezavantajlı grupların medyada kendilerini ifade etmelerine imkân verilmesi hem temel bir hak hem de insani haberciliğin gereğidir. 

19. Rıza, mahremiyet ve psikolojik etkenler dikkate alınarak çekim, anons ve röportajların yapılması da insani haberciliğin olmazsa olmazlarındandır. 

20. Habercilik mesleğinin temel özelliği ve önemi, taşıdığı toplumsal nitelik ve bir kamu hizmeti olmasıdır. Bu nedenle haber, kişilik haklarına ve özel hayata saygılı olmalı; milliyet, ırk, cinsiyet, etnik köken, din, dil, sınıf ayrımcılığına kesinlikle yer verilmemelidir.

21. Yaşanan afetin reyting uğruna ticari bir “fırsata” dönüştürülmesine yönelik her türlü yayıncılıktan uzak durulmalıdır. 

22. Haberciler, sadece afet bölgesinin belli bölgelerini, seçilmiş enkaz ve görüntüleri ekrana taşımak veya gündeme getirmekle yetinmemeli, olayın bütünlüğünü yansıtma konusunda hassasiyet göstermelidir.

Toplumsal Direnci Güçlendirmek 

23. Doğrulanmış güncel haber hem afetzedelerin can güvenliği hem ihtiyaçlarının karşılanması hem de toplumsal dayanışma ve direnç açısından hayati derecede önemlidir. 

24. Tarihe tanıklık sorumluluğuyla gerçekler en yalın hâliyle haberleştirilirken toplumsal gerilimi artıracak, toplumsal kırılmalara veya çatışmalara sebebiyet verebilecek söylentilere itibar edilmemeli, en az iki farklı kaynaktan doğrulanmadan herhangi bir duyum haberleştirilmemelidir. 

25. “Afetzedelerin kimliği sorulmaz” ilkesinden hareketle haberciler, afetzedeler arasında ayrımcılık yapamaz. Ötekileştiren, nefret ve gerilimi besleyen, düşmanlık ve çatışmayı körükleyen yayıncılık yapılmamalıdır.

26. Haberciler, afetzedelerin kültürel değerlerini, inançlarını veya inançsızlığını saldırı konusu hâline getirmemeli, küçümsememeli, bunlarla alay etmemelidir. Nefret söylemi kapsamındaki her türlü ifade ve tutumdan uzak durulmalıdır. 

27. Haberciler, afet bölgesindeki münferit hırsızlık, yağma veya çatışmalardan hareketle can güvenliğini riske atacak, toplumsal uyumu zedeleyecek şekilde kışkırtıcı ve şiddeti özendirici yayıncılık yapmamalıdır. 

28. Haberde izleyiciyi duygusal açıdan etkilemek amacıyla fon müziği gibi dramatik ögeler kullanılmamalıdır. Haberde güncel görüntü (video, fotoğraf) kullanılmalı; güncel olmayan görseller, canlandırma, panik, ajitasyon ve şoka yönelik unsurlara yer vermekten kaçınılmalıdır. 

29. Haber üretim süreçlerinde sansasyon, panik, ajitasyon ve şoka yönelik unsurlar yerine denge, anlayış, yapıcı yaklaşım, istisnai değerlere saygı ve insan haysiyeti ilkelerini gözetmek, insanî haberciliğin bir gereğidir. 

30. Afet sürecinde negatif habercilik kadar pozitif habercilik de insan psikolojisi üzerinde olumsuz etki bırakabilmektedir. Coşkulu anlatımdan, duygu patlamasına yol açacak kelimelerin kullanımından ve bu tür bir üsluptan kaçınılmalıdır. Olumlu ya da olumsuz bir olayın veya duygu durumunun aktarılmasında olabildiğince rasyonel kalınarak dengeli ve yerinde kavram ve nitelemelerle örülü bir habercilik öne çıkarılmalıdır.

31. Haberciler, enkazdan kurtarmayı anlatırken vefat eden binlerce insanın acısına halel getirecek coşku ve sevinç hâlinden uzak durmalıdır. Ses tonu, seçilen kelime ve anlatım kalıpları, kayıp ve kurtarma durumları da göz önünde bulundurularak dengeli bir haber dili kullanılmalıdır. 

32. Yerbilimcilerin yanında sağlık, sosyal ve beşerî bilimler alanından uzmanların da (psikiyatri, halk sağlığı, felsefe, psikoloji, sosyoloji, ilahiyat) medyada yer almasına imkân tanınması, çok boyutlu bir toplumsal yıkım olan afetin anlaşılmasını ve yönetilmesini kolaylaştıracaktır. 

33. Mülteci ve göçmenlerin de yoğun olarak yaşadığı afet bölgelerinden gelen haberler, toplumun bu kırılgan gruplara olumsuz algısının sadece söylem ve algı düzeyinde kalmadığını göstermektedir. Bu nedenle özellikle de mülteci ve göçmenlere yönelik ötekileştirici, ayrımcı ve kriminalize edici, toplumsal barışa ve dirence zarar verecek bir haber dili kullanmaktan, şiddet ve hukuk dışı eylemleri normal gösterecek sunum biçimlerinden uzak durulmalıdır. 

Habercileri ve Haberciliği Güçlendirmek

34. Meslek örgütleri bildirgelerinde, kamu otoritelerinden ve işvereninden önce halka ve gerçeğe karşı sorumlu kılınan habercilerin iş güvencesi ve özlük hakları geliştirilmelidir. 

35. Afet ve rehberlik eğitimi almış, psikolojik mukavemeti güçlü, afet haberciliğinde deneyimli medya profesyonellerinin afet bölgesinde görevlendirilmesine özen gösterilmelidir. 

36. Afet bölgesinde görev yapmanın ağırlığı dikkate alınarak habercilerin, ekip rotasyonları ile kısa sürelerle (en fazla bir hafta) görevlendirilmeleri ve görev dönüşünde psikososyal destek almaları sağlanmalıdır. 

37. Afet yönetimi yetkilileri, teknik destek başta olmak üzere sahada görev yapan habercilerin çalışma koşullarına destek vermeli ve güncel verileri medya profesyonelleri ile düzenli şekilde paylaşmalıdır. 

38. Haberciler, izleyicilerin/okuyucuların afetin boyutunu ve etkilerini daha iyi anlamalarına imkân tanıyacak interaktif haritalar, infografikler veya farklı formatlarda yeni anlatım biçimleri geliştirip kullanmalıdır. 

39. Afet zamanında medyada yer alan her türden görsel malzeme, alanın uzmanına yorumlatılmalıdır. Bu dönemde sıkça kullanılan özellikle fay hatları, zemin haritaları, uydu görüntüleri, konunun gerçek uzmanları ve bilim insanları tarafından halkın anlayabileceği dilde yorumlanmalıdır. 

40. Afet planlamasının ve yönetiminin iki temel unsuru olan risk ve kriz iletişiminin en önemli paydaşı, medya ve habercilik sektörüdür. Bu kapsamda “bilim ve teknoloji haberciliği” ile “kentleşme ve şehir haberciliği”nin güçlendirilmesi, afet ve afet yönetimiyle ilgili çoklu disiplinlerin ürettiği bilimsel bilginin toplumsallaşmasına, afet bilincinin oluşmasına ve zararları aza indirecek proaktif bir toplumsal direncin ortaya çıkmasına ciddi katkı sağlayacaktır. 

41. Dürüst, şeffaf, sorumlu, adil ve hesap verilebilir bir medya yapılanması, afetzedelerin can güvenliğini ve insan haysiyetini koruyan insani bir haberciliği de sağlayacaktır. Bunun için de (geleneksel ve dijital) medya sektörü, iletişim sektörünün (halkla ilişkiler, kurumsal iletişim, siyasal iletişim, reklam vd.) reklam ve kurumsal iletişim departmanlarının birer uzantısı olmadan doğru ve güncel haberi halka ulaştırmakla yükümlüdür. 

42. Hem infodemi ile mücadele hem de kaliteli habercilik açısından medya sektörünün, ulusal ve uluslararası doğruluk kontrolü yapan kuruluşlar ile daha etkin ve işlevsel bir ilişki geliştirmesi beklenir. Bu ama yönelik olarak medya ve iletişim meslek örgütlerinin daha aktif rol üstlenmeleri gerekir. 

43. Dijitalleşmeyle beraber enformasyon ekosistemimizin enformasyon krizi, enformasyon düzensizliği ve infodemi kavramlarıyla ifade edilen yapısal bir sorunla karşı karşıya olduğu bu süreçte güçlü ve kurumsallaşmış bir medya ile güven veren kaliteli bir habercilik için tüm medya kuruluşlarında “Teyit ve İnfodemi Editörlüğü”nün kurulması bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Kaynak : İHA

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.