Bebek katili işgalci israil’in Gazze’de devam ettirdiği soykırıma karşı Türkiye genelinde olduğu gibi Van’da da Cuma namazı çıkışında “Gazze Ölüyor Yöneticiler İzliyor” başlığıyla basın açıklaması düzenledi.
Köklü Değişim Van Şubesi, Cuma namazı çıkışında Hz.Ömer Camii’nde “Gazze Ölüyor Yöneticiler İzliyor” başlığıyla basın açıklaması düzenledi.
Gökhan Kılıç’ın konuşması ile başlayan programda Filistin’e destek israil’e lanet sloganları atıldı. Kınama mesajlarının kifayetsiz olduğunu söyleyen Kılıç, yöneticilerin zulüm karşısında seyirci kaldıklarını aktardı.
Basın açıklamasında, Yahudi varlığına karşı tek çözümün orduların hareket etmesi olduğu ifade edilirken “Ordular Aksaya, Mehmetçik Gazze’ye” çağrısı yapıldı.
BASIN AÇIKLAMASINDA ŞU İFADELERE YER VERİLDİ:
Kur’an’ın tabiri ile lanetli kavim ve İslam’ın, Müslümanların azılı düşmanı gasıp Yahudi varlığı “İsrail”; 7 Ekim’den “İnsani Ara”nın verildiği 24 Kasım Cuma günü sabah saat sekize kadar 15 bine yakın kardeşimizi hunharca katletti. 1 Aralık sabahı ile sona eren “İnsani Ara”nın hemen akabinde gasıp Yahudi varlığı kaldığı yerden acımasız saldırılarına devam etmektedir.
İslam beldelerinin başındaki yöneticilerin hamasi konuşmalarından ve hiçbir karşılığı olmayan diplomatik görüşmelerinden cesaret alan işgalci varlık, azgın bir şekilde bebekleri, çocukları, kadınları katlediyor. Tarifi imkansız acılara şahit oluyoruz! Hem kocasını hem de oğlunu aynı anda şehit vermiş bir kadının, yavrusunun cesedini çöp poşetlerine koyan babanın acısını neyle tarif edebilirsiniz ki? Ya da hastanede elektrik ve narkoz olmadığı için yarası tedavi edilirken Kur’an ayetleriyle kalbini ve bedenini mutmain kılmaya çalışan çocuğun duygularını nasıl ifade edebilirsiniz ki? Annesinin cansız bedeninin yanına uzanıp uyanmasını bekleyen Gazzeli bir çocuğun acısına hangi kelimelerle tercüman olabilirsiniz ki?
Ey Müslümanlar! Ey Muhammed Salllahu Aleyhi ve Sellem’in ümmeti! Gazze ölüyor ey Müslümanlar! Gazze’de oluk oluk Müslüman kanı akıyor! Gazze yerli bir edildi! Gazze’de taş üstün taş kalmadı! Ve tüm bu katliamlar, bu barbarlık, bu soykırım 17 Milyon fiili askeri, binlerce uçağı, on binlerce tankı, füzeleri, savaş gemileri olan Müslümanların başındaki yöneticilerin gözleri önünde yaşanıyor!
Rabbimize kıyamet gününde “hüccet” sunabilmek adına; Müslümanlar olarak Filistin davasına hep sahip çıktık, kardeşlerimizi acılarıyla baş başa bırakmadık, gözyaşlarına gözyaşımızı ekledik. Filistin halkının yanında olduğumuzu gösterdik. Meydanlarda, cami avlularında Yahudi varlığını telin ettik… Filistinli kardeşlerimizi dualarımızla destekledik. Bunlarla yetinmedik; işgalin kınama mesajlarıyla bitmeyeceğini, meselenin BM’ye havale edilerek çözülmeyeceğini, Filistin meselesini BM’ye havale etmenin kurdu kuzuya teslim etmek olduğunu, ABD’nin iki devletli çözüm planının bir şer tuzağı olduğunu da söyledik. Filistin’deki işgalin hamasi sözlerle değil yöneticilerin harekete geçmesi ile, “Orduların Aksa’ya” seferber edilmesi ile mümkün olacağını haykırdık. Defaten yöneticilere ve İslam beldelerinin ordularına seslendik, onlara Allah için sorumluluklarını hatırlattık.
Yaklaşık iki aydır Müslümanlar meydanlarda! Müslümanlar o barbar Yahudi varlığı İsrail’e destek olabilecek her şeyden el çekmiş vaziyette boykot halinde! Filistin’e yardım edilmesini istiyor! Gazzeli kardeşlerinin kurtarılmasını istiyor. Vahşi İsrail’in durdurulmasını ve yok edilmesini istiyor!
Peki, Müslüman halkların bu talepleri karşısında Müslümanların yöneticileri ne yapıyor? Mısır, Gazze’nin dünyaya açılan tek kapısı olan Refah sınır kapısını kapattı! Ürdün, uçaktan paraşütle birkaç tıbbı yardım malzemesi atmakla övündü! Katar, arabulucu rolüne soyunmuş vaziyette. Suudi Arabistan, Gazze ölürken festivallerde oyun ve eğlence peşinde. BAE, “İsrail” ile yeni iş birliği anlaşmaları imzalıyor! Türkiye, bir yandan içeriğini kimsenin bilmediği diplomasi trafiği yürütürken diğer yandan limanlarını ‘İsrail’e yük taşıyan, çelik taşıyan, barut taşıyan gemilere açmış durumda. Bu belirsiz diplomasi trafiğinde Türkiye; işgalci varlığı ‘İsrail’e gönderdiği yüzlerce gemiyle Gazzeli Müslümanların katledilmesinde kullanılan malzemeleri tedarik etti.
Bu işe yaramaz yöneticiler dostlar alışverişte görsün diye arada bir toplanıyorlar, kınama mesajları yayınlıyorlar sonra hiçbir şey olmamış gibi dağılıyorlar. Toplanıyorlar dağılıyorlar! Kınıyorlar, susuyorlar! İşte bütün yaptıkları bu!
Bir kez daha İngilizlerin yerleştirmesi, Amerika’nın uşakları olan hain Arap yöneticilerin Gazze’ye sahip çıkmadıklarından dolayı sorumlu olduklarını hatırlatıyor; onların bu ihanetini önce Allah’a sonra halklarına havale ediyoruz!
Peki yüzyıllar boyunca İslam’ın sancağını dalgalandırmış, Hilafete başkentlik yapmış, Halifeleri, Mekke ve Medine’nin hizmetkarı anlamına gelen Hâdım’ul- Harameyn’uş- Şerifeyn ünvanı taşıyan Osmanlı’nın torunları olan Türkiye’nin yöneticileri!
Merak ediyoruz! Neyden ve kimden korkuyorsunuz!
Tüm dünya gördü ki, bir avuç mücahid “İsrail”i sarstı! Titretti! Korkuttu! “İsrail” sanıldığı ya da gösterilmeye çalışıldığı gibi asla güçlü bir devlet değildir! O korkak Yahudiler asla sizinle savaşamaz!
Öyleyse neden korkuyorsunuz?
Ülkenin bulunduğu ekonomik durumun kötüleşmesinden mi? Batılı ülkelerin Türkiye’ye ambargo uygulamasından mı korkuyorsunuz? Rezzak olan Allah değil mi? Allah’ın takdir ettiği rızkın önüne kimsenin ama kimsenin geçemeyeceğine iman etmedik mi?
Öyleyse neden korkuyorsunuz?
Amerika’nın ‘İsrail’e yardım etmesinden mi? Amerika’nın Türkiye’ye savaş açmasından mı? Amerika’nın uçak gemilerinden mi? Heyhat! Amerika’nın Afganistan’da nasıl hezimete uğradığını görmediniz mi? Irak’tan nasıl kaçtığını görmediniz mi? ABD askerlerinin savaştaki yaşadıkları korkudan dolayı neredeyse yarısı psikolojik tedavi görmek zorunda kalmadı mı? ABD’nin üstün teknolojik silahlarından mı korkuyorsunuz? Yoksa Allah’ın vaadi size ulaşmadı mı? Allah, dini uğrunda savaşanları kafirlere korku salan meleklerle destekleyeceğini vaat etmedi mi? Yardımın sadece ve sadece Allah’tan dilenmesi gerektiğini unuttunuz mu?
“Allah size yardım ederse size galip gelecek hiçbir kuvvet yoktur” ayetini hiç okumadınız mı?
Korkulması, sakınılması, sığınılması gereken sadece Allah değil midir!
Ey Müslümanların başındaki yöneticiler sizi Allah’ın azabıyla uyarıyoruz Allah’tan korkun! Allah’tan korkun! Ordularınızı Aksa’ya, Gazze’ye, Filistin’e gönderin. Kardeşlerimizi kurtarın!
Biz böyle dediğimizde yöneticilere sorumluluklarını hatırlatıp hayrı tavsiye ettiğimizde bazıları da diyor ki; ‘İsrail’e, ABD’ye tepkinizi gösterin. Boykot yapın, tweet atın, eylem yapın ama yöneticileri köşeye sıkıştıracak söylemelerde bulunmayın!
Kıymetli Müslümanlar!
Dünya halkları Filistin için ayağa kalkmış durumda. Dünya Müslümanları, Filistin için elinden gelen her şeyi zaten yapıyor. Ama tüm bu gayretlerin nihai neticeye götürmediğine hepimiz şahit olduk. Devletler, boykot yaptığında etkili olur. Devlet, diplomatik ilişkileri kestiğinde, savaş tehdidinde bulunduğunda etkili olur. Bu kararları alacak olanlar ise yöneticilerdir. Öyleyse onlara hitap etmekten, onları uyarmaktan, onları Filistin için somut adımlar atmaya davet etmekten daha doğal ne olabilir?
Müslümanlar olarak, işgal altında geçen 75 yılda işgalci Yahudi varlığı ‘İsrail’in sözden anlamadığını tecrübe etmedik mi? Kahrolsun demekle kahrolmadığını görmedik mi? ABD’nin Irak’ta Afganistan’da 1 milyondan fazla Müslümanı katlettiğini, bunları yaparken kimsenin kınamasına ve ikazına aldırış etmediğini görmedik mi? Bu kafir devletlere ricada bulunacak değiliz! Onlardan yardım isteyecek değiliz! Bizim onlara söyleyecek tek sözümüz Allah’ın onlara hitap ettiği şekilde olacaktır:
Deki Ey Kafirler yenileceksiniz! Ve cehenneme sürüleceksiniz!
Kıymetli Müslümanlar!
Vakit, siyasi tavır alma vakti değildir. Vakit, birilerini koruma, kollama vakti değildir. 20 bine yakın kardeşimiz öldürülmüşken, Gazze ateş altındayken, her on dakikada bir çocuğumuz şehit edilirken, Gazze harabeye dönmüşken birilerini temize çıkarma, birilerini savunma derdimiz olmamalıdır. Bugün tek derdimiz Gazze olmalıdır! Bugün sadece Filistin’de üzerine bombalar yağan çocukları savunmalıyız! Onları terk edeni biz de terk etmeliyiz! Onlardan yüz çevirenden biz de yüz çevirmeliyiz. Onlara el uzatana biz de el uzatmalıyız!
Şimdi sizlere soruyoruz Kıymetli Müslümanlar!
Gazze ve tüm Filistin toprakları nasıl kurtulacak? Gazze’den yükselen yardım feryatlarına kim icabet edecek? Kim azgın Siyonist Yahudi varlığı İsrail’e dur diyecek! Kim ABD’ye haddini bildirecek?
60-65 gündür sessizliğini koruyan, hiç utanmadan sadece izleyen ve bir şeyler yapıyormuş gibi yapan bu yöneticiler mi Gazze’yi kurtaracak? Şimdiye kadar kurtarmadı da şimdi mi kurtaracak? 20 bine yakın kardeşimizin ölümüne seyirci kaldı da şimdi mi harekete geçecek?
ABD’nin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir işe yaramayan Birleşmiş Milletler mi kurtaracak?
Müslüman katili ABD mi bu katliama dur diyecek?
ABD’nin kuklası haline gelmiş Mısır mı? Suudi Arabistan mı? Irak mı? İran mı?
Söyleyin ey Müslümanlar kim?
Gazze’de yaşanan katliam, İslam ümmetinin başındaki yöneticilerin bir “hiç” olduğunu göstermiştir. Gazze’nin ölüşünü izleyen, parçalanmış, bölünmüş, kendi kaderine terk edilmiş bu devletler tek başlarına bir hiçtir!
İktisadi ve Siyasi açıdan hiçbir etkinlikleri yoktur! Onlar Amerika’dan görev beklemekten başka hiçbir şey yapamazlar!
Görmüyor musunuz Ey Müslümanlar!
Avrupa, birlik olunca güçlendi. Amerika birlik olunca güçlendi ve dünya hakimiyetini eline geçirdi. Avrupa Birliği, ABD birleşerek güçlenirken bizi parçalayarak zayıflattılar.
Artık açık bir şekilde ortaya çıkmıştır ki Hilafet olmadan Gazze kurtulmayacaktır! Hilafet olmadan Müslümanlar sahipsiz kalmaya devam edecektir! Bugün Gazze, yarın başka bir belde! Birleşmeden, Hilafet olmadan zulümler, katliamlar, işgaller, sömürü bitmeyecektir!
Ey Müslümanlar! Ey Müslümanların orduları!
O eski ihtişamlı günlerinizi özlemediniz mi?
Kafirlerin karşınızda diz çöktüğü o günleri!
Mazlumların size sığınarak hayat bulduğu o günleri!
Zalimlerin sizi görünce korkudan tir tir titrediği o günleri
Tek devlet, tek ümmet olduğumuz o günleri özlemediniz mi?
İşte Hilafet budur! Güçlerin birleşmesidir! Tek devlet olmaktır! Tek yumruk olmaktır Hilafet!
Bir mazlumun çığlığına okyanus ötesinden de olsa cevap veren devletin adıdır Hilafet!
“Size ne oldu da, ‘Allah yolunda savaşa çıkın’ diye çağrıldığınızda, yere çakılıp kalıyorsunuz?” ayetini işittiğinde Lebbeyk Lebbeyk diyerek ayağa kalkan, mazlumlara el uzatan devletin adıdır Hilafet!
Gazze ölüyor dedik!
Evet Gazze ölüyor ama ümmet diriliyor!
Gazze tüm maskeleri bir bir düşürdü. Perdeleri ortadan kaldırdı! Yeni bir dünyanın kapılarını araladı!
Meydanlar Hilafet sesleriyle inliyor! Müslümanlar Hilafet taleplerini artık çok daha gür bir sesle dile getiriyor. Hilafet olmadan Müslümanları koruyacak kimsenin olmadığını görüyor ve Hilafeti istiyor!
Kafirler için son yaklaştı!
Müslümanlar birleşip Hilafeti kurduğunda yıllardır Müslümanları katleden, sömüren, yer altı ve yer üstü zenginliklerini talan eden, ülkelerini harabeye çeviren Amerika ve İngiltere bu topraklardan defolup gidecektir!
Yahudi varlığı İsrail için son yaklaştı!
Yakın bir gelecekte Allah’ın yardımıyla Raşid bir halifenin önderliğinde Filistin toprakları “Allahu Ekber” nidalarıyla inleyecek ve Rasulullah’ın “La ilahe illallah Muhammedur Rasulullah” sancağı altında gölgelenecektir. Filistin zamanında, Haçlılardan kurtarıldığı gibi Yahudiler ve destekçilerinden de kurtarılacaktır. Çünkü komutanı Muhammed olan bir ümmet asla mağlup olmaz. Elbette ki yarın bekleyen için yakındır! Allah’ın izniyle bu mutlaka gerçekleşecektir. Zira Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.” [Sad 88]”
Programımız İbrahim Karademir’in duası ile sonlandırıldı.