Ekran maruziyetinin 0-3 yaşlarındaki çocuklarda uyaran eksikliğine yol açtığını belirten uzmanlar, bu durumun çocuklarda dil gelişim gecikmesine sebep olduğunu söyledi.
Ebeveynlerin çocuklarıyla teknolojik cihazlardan uzak durarak oyun oynayıp vakit geçirmeleri gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, bu sayede çocukların dil ve motor becerilerinin gelişeceği vurgulandı.
Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Fırat Bedir, Gürpınar Habere verdiği röportajda ebeveynleri ekran maruziyetine karşı uyardı. Bedir; “Ekran maruziyeti kişinin tablet, televizyon, telefon gibi cihazlarla bir gün içinde geçirdiği süreyi ifade eder. Kişinin gelişimsel düzeyine uygun olmayan sürede ekran başında kalmasına ekran maruziyeti denir. Çocuk gelişiminde kritik gelişimsel dönemler vardır. İlk 2 yaş temel fizyolojik gelişimin ve alıcı dilin geliştiği bir dönemdir. 2-3 yaş aralığı ise ifade edici dil ve öz bakım becerilerinin geliştiği bir dönemi ifade eder. 3 yaş sonrası ise topluma adaptasyon ve sosyalleşmenin ön planda olduğu bir dönemdir. Okul çağında ise akademik becerilerin geliştiği yine diğer kritik dönemlerde kazanılan becerilerin sürdürüldüğü bir dönemken, ergenlik dönemindeyse kişilik gelişiminin oluştuğu bir dönemdir. Dolayısı ile bu kritik gelişim dönemlerinde oluşacak bir sorun psikolojik, sosyal, bilişsel gelişim ve dil gelişimini olumsuz etkiler.” dedi.
“EKRAN BİLİŞSEL GELİŞİMİ SEKTEYE UĞRATIR”
Bedir, “Özellikle ilk 2 yaşta ekran maruziyeti anne ve baba ile olan etkiletişimi, iletişimi geri bırakacağı için bilişsel gelişimi sekteye uğratır. Çocuk anne ve baba ile kuracağı sözel iletişimi bunun yerine ekran maruziyeti ile geçirirse, yine dediğimiz gibi bilişsel gelişim sekteye uğrar. Bu uyaran eksikliği dediğimiz bir konudur. Uyaran eksikliği otizmin bir ön tanısı değildir ama otizm benzeri bulgular gösteren bilişsel bir geri kalma durumunu ifade eder. Bu da uyaran eksikliğinin nedeninin çocuğun aile ile kuracağı sosyal iletişimin etkileşimin yerini tablet, televizyon ve telefonun almasından kaynaklı bir durumdur” ifadeleri kullanıldı.
“EKRANIN ARKA PLANDA AÇIK OLMASI DAHİ SORUN TEŞKİL EDİYOR”
Ekranın açık fakat çocuğun izlemiyor olmasının bile bir sorun teşkil ettiğini belirten Bedir “Yapılan bazı araştırmalarda sadece ekranın geri planda açık olması bile yani çocuk izlemiyor olsa dahi ekranın geri planda açık oluyor olması ifade edici dilde yani çocuğun kendini ifadesinde ortalama 3-4 kat kadar gerilemeye yol açtığı gözlemlenmiştir. Dolayısıyla ekran maruziyetinin çocuklar üzerinde dil gelişimi , sosyal gelişim, psikolojik gelişimi ile ilgili yarattığı bir çok problemler vardır. Özellikle de bilişsel gelişim noktasında ekran maruziyeti çeşitli problemlere yol açar” diye konuştu.
DİJİTAL ÇAĞDA ÇOCUKLARI EKRANDAN UZAK TUTMAK MÜMKÜN MÜDÜR?
Bedir konuşmasının devamında, “Özellikle 2000’li yıllardan sonra bazı araştırmacılar çocukların ekrandan birçok şeyi öğrenebildiğini aslında ekran karşıtlığının çok doğru olmadığını belirtseler de bu fikir şu günlerde popülerliğini yitirmiş durumda. Biliyoruz ki çocuklar ekrandan öğrendikleri şeyleri 2 boyutlu öğreniyorlar ve bunu 3 boyutlu evreye geçirmesi için çok kez tekrar etmiş olması gerekiyor. Dolayısıyla uzun vadede ekrandan çocuğun öğreneceği şeylerden ziyade çocuk uyaran eksikliğine maruz kalıp, gelişimsel basamakların birçok noktasında problem yaşıyor” şeklinde konuştu.
EKRAN MARUZİYETİ NASIL ÖNLEYEBİLİR?
Ekran süresi ne kadar olması gerektiği konusunda konuşan Bedir, şu ifadeleri kullandı:
“Amerikan Pediatri Akademisi 0-18 ay arasında çocukların hiçbir şekilde ekran maruziyetine maruz kalmasını önermiyor. Özellikle 0-18 ay arası dönemde ekran süresinin hiç olmamasını öneriyor. Bizim tavsiyemiz, özellikle ifade edici dilin geliştiği döneme kadar, ilk 2 ya da 2 buçuk yıllık dönemde 0 ekran maruziyeti. Daha sonrasındaysa eğer çocuk ekrana maruz kalacaksa 3 yaş sonrası dönemde bunun maksimum 1 saat ile sınırlandırılması ve bu içeriğin daha çok eğitsel içeriklerle geçirilmesi. Bu belki bir dede, anneanne yada babaanneyi görüntülü arama gibi olabilir. Ekran maruziyeti olacaksa da bu şekilde iletişimi içerisinde barındıran bir maruziyet olması sorun teşkil etmez. 2-3 yaş çocukların ekrana maruz kalmasından dolayı uyaran eksikliği , dil becerisinde gelişim, psikolojik sorunlar ve sosyal becerilerde gerileme gibi problemler yarattığını biliyoruz ama bu durum sadece 2-3 yaş arası çocukları kapsamaz. Okul çağı çocuklarındaysa uzun süre ekran maruziyeti okul başarısında düşme, dikkat dağınıklığı, konsantrasyon problemleri yaratabilmektedir. Yine ergenlik döneminde de çok fazla ekrana maruz kalma sosyal fobiyle sonuçlanabilmekte. Dolayısıyla şunu biliyoruz evet dijital dönemde çocukları bundan ayrı koyma şansımız yok. Özellikle 13 yaş sonrası sosyal medya kullanımı için yasal sınır. Bu durumda dahi çocuk eğer sosyal medyayı kullanacaksa internet filtrelerinin kullanılması, zararlı içeriklerin filtrelenmesi yoluna gidilebilir. Yine anne ve babanın dijital okuryazarlığının olması birçok öngörülebilir problemin önüne geçebilecek bir durumdur. Dolayısıyla burada çocukluk çağının ilk döneminden ergenlik dönemine kadar ailenin örnek bir tavır, tutum sergilemesi çok büyük önem arz ediyor. Ekran maruziyeti konusunda ebeveynlerin kendisi de telefon, televizyon gibi dijital ürünlerden uzak dururlarsa, çocuklar bunu bir rol model olarak alabilir ve bu şekilde ikna edilmesi daha kolay olabilir. Yine ekran maruziyetini önleme noktasında ebeveynlerin çocuklarıyla işbirliği yapıp çocuklarına bunun nedenlerini anlatarak bu konuyu işbirliği içinde yürütmelerinde fayda var. Ekranın televizyon ve tablet gibi çocuğun odasında değil de ortak kullanım alanlarında olması bu maruziyeti azaltabilir. Yine en başta dediğimiz gibi ekran maruziyeti önemli güncel bir problem olarak karşımıza çıkmakta. Çocuklarda dil becerisi, gelişsel beceri, psikososyal sorunlar gibi problemlere yol açtığından dolayı özellikle hayatın ilk 3 yılında mümkünse hiç ekran maruziyetinin olmamasını 3-7 yaş arası dönemde de bunun maksimum 1 saatle sınırlandırılmasını ailelere öneriyoruz”