Türk-İş Van İl Temsilciliği, ücret ve vergi adaletsizliği, kamuda ücret dengesizliği, devam eden taşeron uygulamaları gibi çalışma yaşamında karşılaşılan sorunların çözüme kavuşturulması amacıyla bir saatlik iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
Türk-İş, tüm Türkiye’de olduğu gibi Van’da da iş yerleri önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirdi. Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü önünde düzenlenen basın açıklamasında konuşan Türk-İş Van İl Temsilcisi aynı zamanda Yol-İş Sendikası Van 1 Nolu Şube Başkanı Salih Çalımlı, geçim şartları başta olmak üzere; iş barışını bozan ücret ve vergi adaletsizliği, kamuda ücret dengesizliği, devam eden taşeron uygulamaları gibi çalışma yaşamında karşılaşılan sorunların çözüme kavuşturulması amacıyla, 6 Ağustos 2024 tarihinde bir dizi eylem kararlarının alındığını ifade etti. Alınan kararlar doğrultusunda bir dizi etkinliklerin düzenlendiğini belirten Çalımlı, “Türk-İş il temsilcileri ve şube başkanları toplantıları, sosyal medya kampanyaları ve 81 ilde kitlesel basın açıklamalarının yanında Çerkezköy ve Zonguldak’ta “Zordayız Geçinemiyoruz” mitingleri düzenlenmiştir. Mitinglerin ardından bugün 81 il genelinde işyerlerinin önünde, mesai başlangıcında işçiler toplanmış, basın açıklamaları ve oturma eylemleri gerçekleştirilmiştir” dedi.
Hayat pahalılığı, satın alma gücündeki gerileme, adaletsiz vergi sistemi, kamu işyerlerinde ücret dengesizliği, işsizlik, güvencesiz çalıştırma ile kayıt dışı ve mülteci istihdamı gibi sorunların başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bir bölümünün yaşama şartlarını ağırlaştırdığını vurgulayan Çalımlı, “Mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir. Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk.
Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar “çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz” diyor. Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış… İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti artıyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de gelir adaletinin bozulduğunu ifade eden Çalımlı, “İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Buradan tekrar söylüyoruz: Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış olmaz. Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı. Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir. Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır. Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV’si, ÖTV’si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var. Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır” diye konuştu.
İşçiler geçmiş yıllarda kıdem tazminatları ile iyi kötü bir ev alabildiğini ya da çocuğunu evlendiğrebildiğine dikkat çeken Başkan Çalımlı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu sebeple yıllarca kıdem tazminatına her el uzatıldığında, meydanlarda “kızımın çeyizi oğlumun düğün parası” dedik, ortadan kaldırılmasına karşı durduk. Türk-İş olarak verdiğimiz mücadeleyle bu güne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık. Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi. Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün arttırdı. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir. Türk-İş; sadece işçinin değil, emeklinin, çiftçinin, esnafın yani dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin insana yakışır şartlarda yaşaması için mücadele etmektedir. Sendikalı işçi ile örgütsüz işçi, memur ile işçi, sigortalı işçi ile kayıt dışı çalışanı ve mülteciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İşsizlerin iş beklentisiyle çalışanlara baskı kurulmak isteniyor. Türkiye ucuz işgücü ülkesi olmayacaktır. Rekabet düşük işçi maliyet sağlanmamalıdır. Zorlu çalışma şartlarını biz yaşıyoruz. Geçim sıkıntısını biz çekiyoruz. Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz.”
Bir saatlik iş bırakma eyleminin ardından sendika üyeleri işlerinin başına geçti.
Kaynak: BÜLTEN