Van STK’larının Gözünde Deprem!

Van’da TÜGYAP tarafından organize edilen, yaklaşık 80 sivil toplum kuruluşunun paydaşlık yaptığı “STK’lar Gözüyle Deprem” çalıştayına, çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri katıldı. Düzenlenen çalıştayla Van’da deprem bilincini oluşturmayı hedefleyen TÜGYAP, yaklaşık 80 sivil toplum kuruluşunun katılımıyla afetlere dayanıklı yapıların oluşturulması, depreme hazırlık aşamaları ve imar durumu gibi çeşitli konuları ele aldı.

“Amacımız Deprem Konusunda Farkındalık Oluşturmak”
Konuyla alakalı açıklama yapan TÜGYAP Genel Başkanı Yasin İpek; “Türkiye Gazeteciler Yazarlar ve Aydınlar Birliği bir algıyı yıkmak adına kuruldu. Herkesin elini taşın altına koyarak bu memleket için bir şeyler yapabileceğini, her şeyin devlet kurumlarına, bürokrasiye ve siyasilere havale edilmeden bireysel çabalarla çözülebileceği anlayışıyla yola çıktık. Amacımız yakın tarihte yaşamış olduğumuz Kahramanmaraş merkezli depremin 6 Şubat yıl dönümü öncesi hem bir hatırlatma hem de deprem konusunda farkındalık oluşturmak. Deprem çalıştayımızın ikinci ayağı olan bu çalıştay da Sivil Toplum Örgütlerini bir araya getirmek istedik. Sivil Toplum Örgütleri bir ülkede en önemli ve en dikkate alınması gereken kurumların başındadır. Bu anlamda Avrupa’da Sivil Toplum Örgütlerinin rolü maalesef ülkemize göre çok çok daha etkili. Sorun ve problemleri çözme noktasında Sivil Toplum Örgütleri, Bürokrasi ve Siyasileri yönlendirendir. Bu aslında çok uzakta değil, bunu birlikte de başarabiliriz. Destek verenlerin hepsine çok teşekkür ediyorum. Yaklaşık 80 STK davetli olarak yer alıyor, deprem bilincinin oluşturulması adına önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum, deprem ülkesiyiz ve bu konuda gerekli çalışmaların yapılması için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu bir başlangıç olsun istiyorum. Sivil Toplum Örgütleri isterlerse ilimiz özellikle bölgede ve Ülkede hiçbir problemin çözümsüzlüğü kalmaz” dedi.

“Toplum Olarak AfetKonusunda Bilinçlenmeliyiz”
Van Kızılay Şube Başkan Yardımcısı Ahmet Furkan Yeltekin’ de ; “Malum olduğu üzere Türkiye bir afetler ülkesi aslında. Afetler günlük yaşantımızı kesintiye uğratan doğal ve insani kaynaklı her türlü konulara biz afet diyoruz. Bir Nükleer Santralinin patlaması, bir barajın yıkılması yada bir depremin oluşması bunların tamamı doğa yada insan kaynaklı afetler olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bu afetler karşısında tabiki yaşam kesintiye uğruyor, hayatın düzenli akışı engelleniyor. Kızılay hepinizinde bildiği gibi 1868 yılında kurulmuş olan aslında ilk görevi savaşta yaralı askerlere sağlık ve ilk yardım hizmeti vermek olan bir Sivil Toplum Örgütüdür. Kızılay bir kamu kuruluşu değildir. Herkes öyle davranıyor. Kızılayın kan sattığıyla alakalı bazı iddialar var. Ben bu konuya açıklık getirmek istiyorum. Kızılay tabiki de kan satmıyor. Ama tabi ki kan alındığında bağışçının verdiği kan labaratuvar ortamında testten geçirilerek ihtiyaç sahibi olanlara veriliyor. Her hastanede kan birimi var. Bu kan birimleri talepleri oluşturuyorlar. Ordan kan hizmetlerine erişiyorlar. Kan hizmetleride kanları ilgili yerlere gönderiyorlar. Kızılay bu kan operasyonunun maliyetlerinin SGK’dan talep ediyor. Vatandaştan talep etmiyor. Herhangi bir yerde bir devlet hastanesinde yada bir özel hastanesinde kan için sizden para isterlerse lütfen bunu kabul etmeyin. Herhangi bir afet durumunda esas olan önceliğimiz afet durumuna gelmeden gerekli hazırlıkları yapmamız gerektiğini biz öngöremiyoruz. Sizin afeti önlemek için hazırladığınız para afet sonrası harcadığınız paradan çok daha küçük bir kalem. Bu konuda toplum Afet bilincine sahip hale gelmeli. Taki çocuklardan başlayarak bir afet bilincinin olması evinizde, sokağınız da mahallenizde bir afet farkındalığı yaratılması, çok iyi bir durum arz eder. Ahmet Mete Işıkara’nın dediği gibi deprem değil, binalar öldürüyor. Bizler eğer tedbirimizi alıp, güvenli binalarda yaşamaya başlarsak, herhangi bir afet meydana geldiğinde daha rahat yaşamış oluruz. Deprem konusunda herkesin eğitimli olması , enaz bir ilk yardım eğitimine sahip olması ya da afet zamanında panik yapmadan evde bir afet planı bulundurması çok önemli bir konu. Afed planı çerçevesinde evinizdeki eşyalar sabitlenmeli. Deprem esnasında öncelikle kendi yaşam alanlarımızı oluşturmamız gerekiyor. Çünkü afet sırasında hepimiz birer afetzedeyiz. Ne kadar bilgili olsakta afet durumunda afetzede konumuna düşüyoruz. Bizler deprem esnasında ailemizin can güvenliğini sağlamadan sahaya çıkıp diğer insanlara yardım edemeyiz. Bu yüzden öncelikle herkesin aile içerisinde bir plan oluşturması gerekiyor. Bu konu hakkında bizler okullara gidiyoruz. Onun bilinçlendirmesine başladık. Lütfen bu konuda kendimizi bilinçlendirelim. Elimizde bu konularla alakalı özellikle internette pek çok metaryel var. Türk Kızılay Van Şube Başkanlığı olarak ilk yardım eğitimleri veriyoruz. İnsanlara yaşanabilecek afetlere karşı nasıl davranmaları konusunda bilinçlendirme eğitimleri veriyoruz. İnsanlara psikososyal destekler sağlıyoruz. Bizim asıl amacımız afet oluşmadan önce afete hazır bir toplum oluşmasını sağlamak. Bu çok daha ucuz, kolay ve can yakmayan bir yaklaşım. Bizler kızılay olarak insanları bilinçlendirme konusunda her türlü faaliyetlere hazırız”vurgusunu yaptı.

Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Ali Emrah Dağer de ; “NASAR Arama Kurtarma Ekiplerimizle ekip olarak elimizden geldiğince birşeyler yapmaya çalışıyoruz. Bizler afetler olmadan ve bize zarar vermeden önlemlerimizi almamız gerekiyor. Herkesin evinde deprem çantası bulundurması lazım. Özellikle İlk yardım eğitimini her insanın alması gerekiyor” dedi.