Tarihi İpek yolu güzergahındaki Zigana Dağı eteklerinde, bozulmamış doğasıyla ilgi gören Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Hamsiköy’de tarihi 1924’li yıllara dayanan sütlaç, yerli ve yabancı turistlerin vazgeçemediği bir lezzet haline geldi.
Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Hamsiköy, son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası oldu. Zigana Dağı eteklerinde yer alan Hamsiköy, renk cümbüşü ve doyumsuz manzarasının yanı sıra tarihi 1924’li yıllara dayanan sütlacı ile misafirlerini cezbediyor. Farklı flora yapısından beslenen hayvanlardan elde edilen süt, pirinç ve şekerden yapılan Hamsiköy sütlacı özellikle Arap turistlerin ilgi odağı.
40 yıldır sütlaç imalatı yapan Nazmi Kayıkçı, sütlacın tarihinin çok uzun yıllara dayandığını belirterek “İran şahının buraya gelerek Atatürk ile anlaşma yaptıkları zamanda dahil hamsiköy sütlacı varmış. İran şahı gittikten sonra yazmış olduğu kitabında Hamsiköy süt aşı diye yazar. Tabi aslında Hamsiköy sütlacı ama onlar süt aşı diye yazmışlar. Arap turistler ise muhallebi diyor” dedi.
Sütlacın çok uzun bir tarifinin olmadığını dile getiren Kayıkçı, “Doğadaki çiçeğin çok oluşundan, sütümüzün yağlı olmasından ve birde yaparken ona vermiş olduğumuz hizmetten dolayı bir lezzeti yakalıyoruz. Bir sütlacı en az 4 saatte çıkartıyoruz. Herhangi bir katkı kullanmıyoruz. Süt, pirinç ve şeker. Ama 3-4 saat boyunca hiç bırakmadan karıştırıyoruz. Tamamen süt kendini alana kadar uğraşıyoruz” şeklinde konuştu.
Güveçte servis ediliyor
Sütlacın kremit güveç kaplarında servis edildiğini vurgulayan Kayıkçı, “Güveç şeklinde servis ediyoruz. Güvece fırınlama yaptığımız farklı bir lezzet katıyor. Üzerine hafif şekilde yakıyoruz. Daha sonra müşterinin isteğine göre fındık atıyoruz. Biz yöre halkı olarak fındıksız olarak tercih ediyoruz ama gelen müşterilerin çoğunluğu fındıklı tercih ediyor. Hamsiköy sütlacına son yıllarda inanılmaz bir ilgi var. Burada sütlaç yiyip gidenler kendi ülkelerinde bunu anlatıyorlar. Bu şekildeki tanıtımın ardından buraya her gelen sütlaç istiyor. Tabi bizde sütlaç onlar muhallebi. Arap turistlerin yanı sıra Avrupa’dan gelen müşterilerimiz de oluyor. Burası Alp’leri aldatmayacak bir yer. Burası İran transit yolu geçmiş yıllarda olduğu için buradan her devletin milletinden geçiyordu. Gittikleri yerlerde Hamsiköy sütlacını söylüyorlardı. Tabi artık daha kolaylaştı. Buradan Almanya’dan giden birisi paket yaparak getirebiliyor” diye konuştu.
“Nişasta katılmıyor”
Sütlaç ustası Murat Bülbül ise sütlaca kesinlikle nişasta katılmadığına dikkat çekerek, “Hamsiköy sütlacı bizim doğanın binbir çiçekleri ile beslenen hayvanlardan elde edilen sütten yapılıyor. Yayladan topluyoruz. Gelip burada imalatını ve dağıtımını yapıyoruz. Sadece süt, şeker ve pirinçten yapılır. Çoğu kişi nişasta katılır gibi şeyler söylüyorlar ama kesinlikle katılmıyor. Özellikle Arap turistlerin bu bölgede olması bizim için çok iyi. Bizden memnun kalıyorlar. Sütlacı sevgiyle yaptığımız için tadı güzel oluyor” ifadelerini kullandı.
“Bütün Avrupa, Asya, Afrika dahil birçok noktadan buraya turist geliyor”
İşletme sorumlusu Uğur Aydemir de,Hamsiköy’ün dünyanın birçok ülkesinden misafiri olduğunu belirterek “5 senedir buradayım. Buraya Tayland’tan, Endonezya’dan, Japonya’dan, Kore’den hatta Kuzey Kore’den bile müşterimiz geliyor. Buranın tanıtımını daha çok Arap turistler yapıyor. Sosyal medyada özellikle Trabzon’un tanıtımı yapıyorlar. Bu bölgeye geldiklerinden ilk baştan meşhur Rus muhallip diyorlar. Hamsiköy sütlacının onlarda telaffuzu bu şekilde. Buraya gelen misafir buradan ayrıldıktan 1 sene sonra 50 aile olarak buraya dönüyor. 1 kişinin yanında 50 aile ile tekrar Hamsiköy’e geliyor. 3 gün önce İngiltere ve Amerika’dan misafirlerimiz vardı. Bütün Avrupa, Asya, Afrika dahil birçok noktadan buraya turist geliyor. Turizm sezonunun başlamasına kısa bir süre kaldı ama şuan yavaş yavaş bir hareketlilik var” dedi.
Ozan Köse – Tolga Şahin
*İHA*