Süper Lig ekiplerinden Yalova Ortopedikler Spor Kulübü (YOSK) oyuncusu 42 yaşındaki Eyüp Atırcıoğlu, İstanbul Bahçelievler’de 1 Ekim 2002’de arkadaşıyla kavga eden saldırganın tabancasından çıkan mermiyle omurilik felci geçirmişti. 1 yıl tedavi süreci süren Atırcıoğlu, daha sonra 2 yıl Omurilik Felçlileri Derneği’nde amatör şekilde tekerlekli sandalye basketboluna başladı. Galatasaray, tarafından keşfedilen ve Sarı-Kırmızılılara transfer olduktan sonra Milli Takıma kadar yükselen Atırcıoğlu, 2015 yılına kadar Ay-Yıldızlı formayı üzerinde gururla taşıdı. 4 yıl Galatasaray’da forma giydikten sonra 2010 yılında Yalova ekibine transfer olan başarılı sporcu, 13 yıldır YOSK formasıyla mücadele veriyor. Tekerlekli sandalye basketbolunda Türkiye ve yurtdışında sayısız başarılara imza atan Atırcıoğlu, sakatlığı nedeniyle Çınarcık Spor Salonu’nda takımından ayrı şekilde antrenmanlarına devam ediyor. Tecrübeli sporcu 21 yıl önce yaşadığı tahlisiz olayı, “Ankara Üniversitesi’nde okurken, 2002 yılı Ekim ayında final tatili için İstanbul’a gelmiştim. Arkadaşlarım aşağı çağırmıştı, yemeği yedikten sonra aşağı indiğimde bir gürültü duydum. O tarafa doğru koştuğumda bir şehir magandası silahla ateş ediyordu ve o kurşunlardan bir tanesi de benim vücuduma isabet etti. O kurşundan dolayı da omurilik felçlisi oldum” sözleriyle anlattı.
Tek başına yaşamayı öğrendi
Atırcıoğlu, engelli olmadan önce de spora meraklı olduğunu ve tekerlekli sandalye basketboluna başladığını ifade etti. Atırcıoğlu, 2005 yılında Galatasaray tarafından transfer edilmesinin kendisi için yeni bir başlangıç olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“21 yaşınıza kadar engelli olmamışsınız ve 21 yaşınızdan sonra engelli oluyorsunuz. Engelli olarak hayata nasıl adapte olacağınızı yaşayarak görmeniz gerekiyor. Fizyoterapistler eşliğinde bir hastane sürecim vardı ama asıl bunu uygulamaya geçirme alanı Galatasaray’a transfer olduktan sonra başladı. Çünkü Avrupa şampiyonları, yurt dışı seyahatleri, milli takımla yurt dışı seyahatleri başlayınca anneden, babadan ve kardeşlerden yardım almayarak tek başınıza seyahat etmeniz gerekiyor. Bir şehre gidilmesi, konaklaması, araç içerisi transferler ve araç dışından transferler bunların hepsini uygulayarak öğrenmem gerekiyordu. Bu süreçte bunları öğrenmeye başladım.”
Yaşadıkları insanları bilinçlendirmeye, engellilere rol model olmaya yöneltti
Yaşadığı tecrübeleri insanları engelliler konusunda bilinçlendirmek ve kendisi gibi bireylere rol model olmaya ittiğini söyleyen Atırcıoğlu, bu nedenle de birçok konferans ve etkinliğe de katıldığını belirterek şunları kaydetti:
“Tabii acı tecrübeler de oluyor, ister istemez. Mesela rampa bulamadığım bir yerde inmek istediğimde düşmüştüm. Kaldırımda yardım edin derken oturduğum sandalyeden de beni düşürdü insanlar. Bilinçsiz ilk yardım bu her zaman televizyonlarda da çıkıyor. Bunun için bile birçok insanlara konferanslar verilmesi gerekiyor diye düşünmüştüm. Çünkü birçok arkadaşım evde. Bu travmayı atlatamadığı için kendini eve kapatıyor. Engelli deyip bize acırlar diye kimseye göstermemek için çocuğunu eve kapatan aileler var. Bir yönden de rol model olmam gerekiyor. Benim ailem bu konuda çok anlayışlıydı. Hastaneden çıktım, evde 1 ay yattım. İyice gücü toparladıktan sonra oğlum seni nerelere götürelim ne yapalım? Dernek araştır, bakalım edelim demeye başladılar. Onlar benden utanacağına, beni topluma adapte etmenin derdine düştüler. Bu yönden ben şanslıyım ama böyle şanslı olmayan aileler var. Onlara ulaşmak için bu sporu da bir şekilde maşa olarak kullanıyorum.”
“Her defasında bırakmamam gerektiğini bana vücudum söyledi”
Basketbol oynadığı süreçte ağır engelli olması nedeniyle bazı zamanlar sporu bırakmayı düşündürdüğünü anlatan Atırcıoğlu, “Sporu bırakmam gerektiğini düşünmeye başlamadığım anlar olmadı değil. Sportif yaralanmalardan dolayı ara vermiş olduğum süreç oldu ama geri döndüm. Her defasında bırakmamam gerektiğini bana vücudum söyledi. Sporda 20. yılım bitiyor. Elleriniz patlayana kadar yaptığınız antrenmanların, kollarınız acırken bile maça devam etmenin hiçbir öneminin olmadığını görüyorsunuz. O seviyeye gelip o bayrağı o göndere çekildiğini gördüğünüzde bu kadar emeğin karşılığı budur, bunun için mücadelemi vermişim, diyorsunuz” diye konuştu.
Spora elinden geldiğince devam etmek istediğini anlatan ve gençlere de tavsiyelerde bulunan Eyüp Atırcıoğlu, “Yılmayın. Dünyanın en zor performans sporlarından birisi olan tekerlekli sandalye basketbolu. Paralimpiklerde olan bir branştır. Engelli spor branşlarının da lokomotifidir. Elim patladı, kolum ağrıdı, yapamayacağım deyip yılmayın. Çünkü yıldığınız zaman size açılacak olan kapıları kendi elinizle kapatmış oluyorsunuz. Bunlar için mücadeleye verin diyorum ve sonunda siz mutlu olacaksınız diyerek motive ediyorum. Sağlığımın el verdiği bu süreçte hedeflerime ulaştım. Bundan sonraki süreçte asıl amacım, yeni başlayanlara rol model olmak, onlara bireysel koçluk anlamında tekerlekli sandalye basketbolunun bütün ince noktalarını ve performans noktalarını da en ayrıntılı şekilde gösterip benden sonra bayrağı devralabilecek güzel takımlarda, milli takımı sırtlayacak oyuncuları yetiştirmek olacak” dedi.
Rümeysa Şahin
*İHA*