Tokyo’da bulunan Türk Büyükelçiliği’nde gazetecileri kabul eden Korkut Güngen, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yılına girmek üzere olduğuna dikkat çekerek Türk Japon ilişkilerinin adeta fotoğrafını çekti. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin beklenen seviyeden çok geride olduğuna dikkat çeken Güngen, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin son zamanlarda çok sık bir şekilde Japonya’ya iltica ettiklerini ve FETÖ okullarının faaliyetlerine ciddi bir biçimde devam ettiklerini belirtti. Güngen, Japon makamlarını uyarmamıza rağmen Japonların “Burada suç işlemedikleri müddetçe müdahalemiz söz konusu değil” yaklaşımında bulunduklarını dile getirdi.
Japonya’nın başkenti Tokyo’da bulunan Türk Büyükelçiliği’nde Türk gazetecileri kabul eden Japonya Büyükelçisi Korkut Güngen, gündemle ilgili gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Türk-Japon ilişkilerini değerlendiren ve bölgedeki gelişmeleri değerlendiren Büyükelçi Güngen, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin önümüzdeki yıl 100. yılına gireceğine dikkat çekerek dost olan iki ülkenin bir çok alanda özellikle ticari alanda istenilen seviyeden çok geride olduğuna dikkat çekti. Güngen, “Japonya ile ekonomik ilişkilerimize baktığımızda altyapı projelerinde Japonya’nın konumu var. Bunun dışında Japonya’nın 253 firması var Türkiye’de. Bir kısmı bölgesel çalışıyor. Bir de Japonya’nın bir yatırım boyutu var. İnanılmaz bir finansman kapasitesi var. Şu anda karşılıklı ticaret 4,5-5 milyar dolar bandında ve bunun 500 milyonu bizim ihracatımız. Biz buraya en çok gıda ürünü satıyoruz. Fakat bizim Japonya’ya sattığımız ürünler genelde sebze-meyve üzerine yani bizim ülkemizin ihracat kimliğinden uzak ürünler. Bunu değiştirmemiz lazım, örneğin güzel bir gelişme olarak söyleyecek olursak büyük bir firmamız elektrikli minibüslerini burada satmaya başlayacak. Japon ortağı ile birlikte Aralık ayında bir tanıtım etkinliği yapılacak burada. Dünyanın 3. Büyük ekonomisine olan ihracatımızı artırmamız lazım. Örneğin 1960’larda bizim Japonya’ya ihracatımız ithalatımızdan fazla” dedi.
“Japonya’da FETÖ’nün okulları faaliyetlerine devam ediyor”
Terör örgütleri PKK ve FETÖ ile ilgili sorulara cevap veren Büyükelçi Korkut Güngen, Japonya’da FETÖ’nün 6 okulunun halen faaliyetlerine devam ettiğini kaydederek, “Japonya bunların ‘kim’ olduklarını biliyor, bizim derdimizi de gayet iyi biliyorlar. Durdukları nokta şu: ‘Benim ülkemde bir ihlal yapmadıkları sürece müdahale gerektirmiyor’. Bu durum da tabii bizim beklentilerimizi karşılamaktan çok uzak. Son dönemde Japonya ya ülkemizden ciddi bir iltica durumu söz konusu. Öyle ki burada kayıtlı 6 bin Türk vatandaşı yaşıyor bu sayının neredeyse yarısı iltica yoluyla ülkemizden buraya gelenler oluşturuyor. FETÖ, Japonya’nın sisteminin açıklarını yakalayarak buraya iltica durumunu son dönemde çok kullanır hale geldi” diye konuştu.
Japon hava yolu şirketi olan ANA’nın önümüzdeki yıl İstanbul Havalimanına uçuşlarının başlayabileceğine dikkat geçen Büyükelçi Korkut Güngen, “Zaten 2024 yılı özel bir yıl, Japonya ile diplomatik ilişkilerimizin başlamasının 100. yılı. Bu açıdan Japon hava yolu şirketi ANA’nın uçuş başlatması anlamlı olur. Rakamlar bize gösteriyor ki bir ülkenin ulusal hava yolu ne kadar çok Türkiye’ye uçarsa THY’nin de o bölgeden yolcu sayısı artıyor. Pazar bu şekilde büyüyor. Japonya açısından baktığınızda ise Japon hava yolu şirketi ANA bakımından bir ilgi olmuş ve bu ilgi giderek artıyor, izlenimlerimiz yakında uçuşlara başlayacaklar şeklinde. Daha çok yolcu sayısı açısından bakıyorlar. Kargo boyutunu da değerlendiriyorlar. Yolcuların aslında yüzde 80’i başka ülkelere uçuyor. Örneğin geçen yıl uçan yolcuların büyük kısmı İspanya’ya gitti” dedi.
Güngen, “Türk-Japon ilişkilerini turizm açısından değerlendirecek olursak 2012’de Japonya’dan gelen turist sayısında 200 bini bulmuşuz. Bu en yüksek rakam. Ondan sonra 2016’da Türkiye’deki gelişmelerle de alakalı olarak çok ciddi bir düşüş var. 2020’de 100 bini geçmişiz. Ama en son sene yine düşmüş, 30 binde kalmışız. Rakamlar inanılmaz düşük. Japon turist kültür turizmi ile ilgileniyor ve kişi harcaması yüksek. O bakımdan tercih ettiğimiz turist. Şu anda genelde Roma’ya, Madrid’e gidiyor. Maalesef ülkemize gelen Japon turist sayısı ise çok düşük rakamlarda kalmış. Bir de Göbeklitepe olayı var tabii. Bu konunun iki boyutu var. Japon arkeologlar Türkiye’deki bazı kazılarla ilgileniyorlar. Örneğin Kırşehir’deki kazı gibi, 1984’ten bu yana devam ediyor. Bu işin akademik tarihsel boyutu. Turizm ve seyahatler noktasında baktığınızda orda bir sıkıntı var, o da şu; Japonya’nın çok uzun zamandır yürürlükte olan bir seyahat uyarısı var. Bizim Suriye sınırımızın olduğu bölgeye dair seyahatin sakıncalı olduğu yönünde bir uyarı bu. Kırmız listedeyiz bu anlamda. Göbeklitepe, Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay hep bu uyarı kapsamında. ‘Buralara gitmeyin’ diyor vatandaşlarına. İstanbul hakkında bile bir uyarıları var düşük seviye ama maalesef bu uyarı var. Biz bütün bu konuları takip ediyoruz. Bize bu konuda genel gelişmelerden kaynaklanıyor. En son görüşmemizde bize de hak verdiler İstanbul konusundaki uyarıyı gözden geçirecekler. Başka ülkelerde İstanbul’dakinden çok daha sıkıntılı durumlar olsa da bize yönelik uyarılara benzer uyarılar yapılmıyor. Bu konuda bize hak veriyorlar. Bu uyarılar sürekli güncelleniyor ve turizm şirketleri de vatandaşlar da bu uyarıları dikkate alıyorlar” şeklinde konuştu.
“Yeni hava yolunun uçuşlara başlaması ile birlikte Japon turistte bir artış bekleyebilir miyiz?” sorusu üzerine, “Şu anda bu konuda bir şey söylemek zor. Tam olarak nasıl bir gelişme olur öngöremiyoruz. Ama her kesimin Japon turistleri artırmaya yönelik çabalara katkısı olabilir” cevabını verdi.
“Burada Batılı ülkelerin bir ağırlığı var, ABD’nin, İngiltere’nin, Fransa’nın son 200 yıldır devam eden bir ağırlığı var”
Türkiye’yi batının gözüyle görmek gibi bir yaklaşım içerisinde olduklarını söyleyen Güngen, “Türkiye’den baktığımızda hepimiz farklı bir Japonya görmek istiyormuşuz gibi geliyor. Japonya farklı bir ülke, gelişmiş bir ülke. Biz Japonya’ya baktığımızda daha çok bir Asyalı güç olarak bakıyoruz. Ama aslında burada Batılı ülkelerin bir ağırlığı var, ABD’nin, İngiltere’nin, Fransa’nın son 200 yıldır devam eden bir ağırlığı var. Uluslararası medyanın haberleri buradaki gündemi, kamuoyunu etkiliyor. Japonlarla çok geniş bir gündemimiz var. Ama Japon kamuoyunun şu anda hangi konulara odaklandığını sorarsanız birincisi Rusya-Ukrayna savaşı ve bu savaşta Türkiye’nin oynadığı rol. Bu dış politika açısından odaklanılmış bir konu. Burada 6 binin üzerinde bir vatandaşımız var ve son dönemde çok fazla asayiş problemlerine yol açtılar. Dolayısıyla son dönemde bu konu sosyal medyada, geleneksel medyada çok fazla işleniyor, siyasetçisinden normal vatandaşa kadar herkes bu konuyu konuşuyor.
Hatta buraya dün buranın en aşırı sağcı grubu buraya protestoya geldiler. Tabii bize öncesinde haber geldi, kapıya gelip tepkilerini anlatan bir mektup bıraktılar. Çok küçük bir olaydı ama ilk defa böyle bir şey yaşandı. Konu da bu asayiş olaylarına sebep olanlar. Son dönemde sıkça karşılaştığımız iltica konusuyla alakalı olarak ise PKK yandaşı vatandaşlar ve özellikle FETÖ yandaşı Türk vatandaşları iltica ederek buraya geliyorlar. Burada sistemin bir sıkıntısı var, istediğiniz kadar iltica talebinde bulunabiliyorsunuz. Şimdi bu durumu değiştirmek üzere bir kanun çıktı ama henüz uygulanmadı. Yani iltica başvuru sistemi burada yaşamak için bir sistem gibi. 3 aylığına buraya turist olarak vizesiz gelebiliyorsunuz. Vizesiz gelebildiğimiz bir ülke bunun kıymetini bilelim” ifadelerine yer verdi.
Japonların Türkiye’yi nasıl gördüğüne yönelik soru üzerine Güngen, “Japonya Türkiye’yi görüyor, ekonomik potansiyelini görüyor, eriştiği coğrafyaları görüyor. Nereyi görüyor, Avrupa’yı görüyor. AB ile ilişkilerimize bakıyor. Onun dışında Orta Asya’ya erişimini görüyor. Türkiye’nin İslam dünyasıyla ilişkilerini Ortadoğu coğrafyasına erişimini görüyor.
Peki Japonya nasıl bir ülke, dünyanın 3. büyük ekonomisi ve enerjide yüzde 90 dışa bağımlı bir ülke ve karbona dayalı bir enerji portföyü var; bunun da büyük çoğunluğu Orta Doğu’dan geliyor. Dolayısıyla Türkiye’ye bakınca istikrar artırıcı bir ülke görmek istiyor. Ancak Orta Doğu en fazla enerji açısından önem taşıyor. Japonya’nın bir de ABD ile olan ilgisine bakmak lazım. Burada ABD’nin birçok üssü ve 50 bin askeri var. Japonya’nın tek ve en önemli müttefiki ABD’dir bunu da göz önünde bulundurmak lazım. Japonların genel güvenlik anlamında Ruslarla da sıkıntıları var. Enerji ve gıda güvenliği de ayrı önemli başlıklar. Japonya gıdanın yüzde 70’ini dışarıdan alıyor. Ekonomik güvenlik konusu Japonya’da en önemli gündem. Silahsızlanma yerine herkesin savunma sanayinden söz etmesi şu sıralar uluslararası konjonktürün nasıl değiştiğini gösteriyor. Cumhurbaşkanımızın Putin ile yaptığı görüşmeler burada bütün gazetelerde. Türkiye’nin Rusya-Ukrayna ilişkilerindeki rolümüz burada olumlu değerlendiriliyor. Kısacası burada özellikle medyada Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın her hareketi, uluslararası arenada yaptığı her görüşme çok titiz bir şekilde takip ediliyor” cevabını verdi.
“İşler kötüye sararsa Japonların hareket alanı çok fazla değil”
Japonya-Çin ilişkilerine de değinen Büyükelçi Korkut Güngen, “Şu anki konjonktürde Çin bir problem ama bir yandan da Japonya ihracatının yüzde 20’sini Çin’e yapıyor bu da var. Ama şunu da çok iyi biliyorlar, eğer bir gün ABD-Çin arasında bir savaş çıkarsa Japonya ister istemez burada taraf olmak durumunda kalacak, savaş onlar için kaçınılmaz. Yani işler kötüye sararsa Japonların hareket alanı çok fazla değil. Japonların savunma bütçesi bu gibi nedenle çok büyüktür. Japonya dünyada fosil yakıtlarda her listede ilk 5’e giriyor. Sürdürülebilirlik konusunda dünyaya olumsuz anlamda katkıları var” ifadelerini kullandı.
“Ertuğrul Fırkateyni olayı ile birlikte başlayan iki ülke arasında kopmaz bağlar var”
İki ülke arasında kopmaz bağların da olduğuna dikkat çeken Güngen, “Ertuğrul Fırkateyni olayı ile birlikte başlayan iki ülke arasında kopmaz bağlar var. Öyle ki diplomatik ilişkilerimizin başlamasının 100. yılı vesilesiyle bir dizi etkinlik olacak. Ekim ayı içerisinde Sertap Erener diplomatik ilişkilerin 100. yılı vesilesiyle burada 3 konser verecek. Japonya ile 200 yıllık bir dönemde bir dostluk söylemimiz var, birbirimizi desteklemişliğimiz var. Bu sürede bir Ertuğrul Fırkateyni meselesi var. Bir de İran-Irak savaşında Tahran’dan kurtarılan 215 Japon vatandaşı var. Yakın zamanda yaşanan depremde inanılmaz bir dayanışma örneği yaşadık. Depremden sonra bütün dünyadaki büyükelçiliklerimizde destek hesapları açıldı. T.C.’nin buradaki hesabı her büyükelçiliğe yatırılan nakdi yardımları açık farkla aştı. Rakam veremeyeceğim ama en yüksek yardım buradan toplandı. Bu vatandaşların yardımlarıydı. Ve şu anda hala bizim hesabımıza yardım geliyor. Binler belki on binlerce kişi yardım yaptı. Bizim bu hesap numaramızı duyurduğumuz bir tweet’imiz var, bu Japonca olan tweet’in etkileşimi 34 milyonu aştı. 125 milyonluk bir ülkeden söz ediyoruz. Bunu anlatmamın bir sebebi var. 2011’de burada Thouko depremi yaşanıyor ve biz oraya AFAD ekibi göndermişiz. Ve Fukuşima nükleer santralındaki sızıntıdan dolayı buradaki ekipler ülkeyi terk etmişler ve burada en uzun süre kalan yani ülkeyi en son terk eden ekip AFAD olmuş. AFAD ekibi burada 3-4 hafta yardımda bulunmuş. Bu süreçte bize en çok hatırlatılan işte AFAD’ın bu yardımı oldu. siyasetçisinden, sokaktaki insanına kadar herkes ‘Siz bize 2011’de çok yardım etmiştiniz’ dediler. Dolayısıyla AFAD’ın o dönemde yaptığı yardımların bize bu depremde yardımı oldu düşünsenize” açıklamalarında bulundu.
Gürgen, “Bu 100. Yıl kutlamaları olacak olması her iki ülke açısından da yeni gelişmelere gebe olmasını umuyoruz. Bu kutlamalar her iki ülkede de olacak. Bu bizim bazı konuları sonuçlandırmamız açısından fırsat olabilir. Örneğin gündemimizde bir STA var, onun tamamlanması konusu var. Ekonomik ortaklık anlaşmasının, sosyal güvenlik anlaşmasının sonuçlandırılması önemli. Sosyal güvenlik anlaşması Japon şirketler açısından önemli. Türkiye-Japonya bilim ve teknoloji üniversitesi projesi var. Çalışmaları var, önümüzdeki yıl açılması planlanıyor” şeklinde konuştu.
Son dönemde yaşanan Fukuşima olayı ile ilgili olarak da konuşan Güngen, şu ifadelere yer verdi:
“Fukuşima’dan sonra bütün nükleer reaktörleri kapatıyorlar. Sonra aşamalı olarak açmak zorunda kalıyorlar. Şu anda enerji ihtiyacının sadece yüzde 5’ini Japonlar nükleer enerjiden sağlıyorlar. Hedefleri bunu yüzde 22’ye çıkarmak. Kamuoyu baskısı sebebiyle bu adımları hızlı atamıyorlar. Ama bir taraftan da hesap ortada, nükleere bir an evvel dönmek istiyorlar. Hidrojen hedef ama genel enerji ihtiyacını ne kadar karşılayacak. Ve bu hidrojen ne kadar yeşil hidrojen olacak bu konuda da tartışmalar var. Bu konu bayadır gündemimizde, zaten Orta Asya’da, Ortadoğu’da çeşitli iş birliklerimiz var. Şimdi bunu Afrika’ya da taşıyoruz. Örneğin Çalık Holding ve Mitsubishi Senegal’de ortak bir şey yapacaklar. Bu gibi örneklerin daha da artmasını arzu ediyoruz. Ukrayna konusunda Japonlar bizimle birlikte çalışmak istiyorlar. Bizi burada bir ortak olarak görmek istiyorlar. Japonlarda teknoloji ve sermaye var ve bizim açımızdan bu konuda bir fırsat söz konusu. Bir de Türkiye’deki yatırımlarını genişleten Japon şirketleri var.”
Oğuzhan Güven
*İHA*