Türkiye’ye gelen Arap turistlere yönelik saldırılar milli güvenlik sorunu haline dönüştü. Kuveytli turiste yapılan saldırı Arap dünyasında infiale neden olurken yatırımcılar kaçmaya başladı. Uzman isim, ‘yasal önlem alınması’ çağrısı yaptı.
Haber7
Türkiye’nin dünya ve Arap ülkelerindeki olumlu imajından rahatsız olan karanlık odaklar, özellikle sosyal medyadaki troller üzerinden Arap turistleri hedef alarak provokasyonu sürdürüyor. Arap turistlere yönelik “ırkçı saldırılar” düzenleniyor.
TRABZON’DA ARAP TURİSTE SALDIRI
Son dönemde artan olaylarda Arap turistlere yönelik linç girişimleri artarken son olarak Trabzon’da Kuveytli bir turist hastanelik edildi. Saldırgan ise gözaltına alındı.
Olayla ilgili açıklama yapan Trabzon Valiliği, “İki turist arasındaki sözlü tartışmayı yatıştırmaya çalışan çevredeki görevli polislerin müdahalesini, ‘turistlerin polise mukavemet ettiği’ şeklinde yorumlayan bir Türk vatandaşı olaya karışarak aniden Kuveyt vatandaşı olan turiste yumrukla vurarak yere düşürmüştür.” ifadelerini kullandı.
ARAP DÜNYASINDA İNFİALE NEDEN OLDU
Türkiye’nin imajını tahrip etmeye yönelik düzenlenen provokatif saldırılar, Arap dünyasında infiale neden oldu.
Son dönemde artan sözlü ve fiziksel saldırılar karşısında bazı Araplar, Türkiye’ye yönelik boykot çağrısı yaptı. Türkiye karşıtı bazı Arapların da provokatif olayı fırsata çevirmeye çalıştığı görüldü.
اعتداء على مواطن كويتي
في ميدان طرابزون تركيا
هذه ليست الحادثة الأولى ولن تكون الأخيرة
هذه العنصرية والهمجية ضد العرب مدروسة ومخطط لها
والحل ان يمنع السفر لتركيا
باعتبارها بلد غير آمن #المواطن_الكويتي pic.twitter.com/0Dwnl0V9zT
— عمار الشرعبي (@ammaralsharabi2) September 17, 2023
AK PARTİLİ İSİMDEN SERT TEPKİ: “İÇİMİZDEKİ BEYİNSİZLER YÜZÜNDEN…”
AK Parti MKYK Üyesi ve 23. Dönem Milletvekili Abdurrahman Kurt, gerçekleştirilen saldırıya sert tepki gösterdi.
“Arap dünyası tepkili, bu aptal ve vahşi ırkçılık ülkeyi büsbütün yalnızlığa ve yıkıma götürecek. Araplar Türk mallarını protesto çağrılarını dillendirmeye başladı.
İçimizdeki beyinsizler yüzünden uçurumun eşiğindeyiz. Akl-ı selim galip gelmeli.”
Arap dünyası tepkili ,bu aptal ve vahşi ırkçılık ülkeyi büsbütün yalnızlığa ve yıkıma götürecek .Araplar Türk mallarını protesto çağrılarını dillendirmeye başladı.
İçimizdeki beyinsizler yüzünden uçurumun eşiğindeyiz .Akl-ı selim galip gelmeli. https://t.co/rjs3WzVfC3
— abdurrahman kurt (@ab_kurt) September 16, 2023
UZMANLAR UYARIYOR: TÜRKİYE’NİN İMAJINI YERLE BİR EDİYORLAR
Türkiye’nin İslam coğrafyasında diplomatik olarak inşa ettiği imajı, son dönemde yapılan sözlü ve fiziksel ırkçı saldırılarla yerle bir ediliyor.
Doç. Dr. İbrahim Karataş, geçtiğimiz hafta Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği (ORDAF) için kaleme aldığı “Körfez-Arap yatırımlarına etkisi” başlıklı yazısında, büyük ırkçılık tehlikesine karşı uyarılarda bulundu.
TÜRKLER VE ARAPLAR ARASINA SUNİ NEFRET AŞILANDI
Türk-Arap ilişkilerinin 1250 yıllık olduğunu dile getiren İbrahim Karataş, Osmanlı Devleti’nin yıkılışıyla bu iki milletin birbirinden uzak kaldığını vurguladı. Hem Araplar hem de Türkler arasında suni bir nefret aşılandığını vurgulayan Karataş, şu ifadelerde bulundu:
“Arap ve Türk sokakları kesişmemesine rağmen eğitim yoluyla toplumlara aşılanan suni nefret aradaki soğukluğun ve küçümseyici tavırların yer yer canlı kalmasına neden olmuştur. Bu durum Türkiye’de 2002’den beri azalsa da son dönemde yeniden tırmanışa geçmiştir. Bunun temel sebebi zaten kimi kesimlerde var olan Arap karşıtlığının yanı sıra Suriye’deki iç savaştan kaçan 3.5 milyon göçmenin Türkiye’ye gelmesi sürecine paralel olarak Türk ekonomisinin de krize girmesiyle, göçmenlerin sorumlu olarak görülmesidir. Verilere göre gerçekte göçmenlerin ekonomik krizle ve işsizlikle bir bağı bulunmamaktadır. Nitekim göçün zirve yaptığı son 10 yıllık dönemde işsizlik oranının bir önceki döneme göre bir puan düştüğü gözlemlenmektedir. Ancak aşırı sağ kesimler yine de halka işsizliğin baş sorumlusu olarak göçmenleri ve özellikle Suriyelileri göstermeyi başarabilmişlerdir.”
SURİYELİLER GELMEDEN ÖNCE DE IRKÇI SÖYLEMLER VARDI
Irkçı söylemlerin Suriye iç savaşı başlamadan önce de yapıldığını belirten Karataş, son dönemdeki yapılan ırkçılığın Suriyeli mültecilere bağlanamayacağını belirtti. Karataş, Arap turistler ile yatırımcıların da hedef alındığını belirterek şunları yazdı:
“Şunu da belirtmek gerekir ki ırkçı söylemler Suriyeli göçmenler gelmeden önce de vardı. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2010 yılındaki bir konuşmasında bile Arap düşmanlığından şikâyet ediyordu. Ancak son dönemlere ayrımcı ve yabancı düşmanlığının daha da artarak Arap göçmenleri aşıp Arap turistler ve yatırımcıları da hedef almıştır.”
TÜRK TURİZMİNE CİDDİ ZARARLAR VERİYOR
Irkçı grupların ülke turizmine balta vurduğunu kaydeden Karataş, ayrımcı tavırların Arap dünyasında tepki çektiğine dikkat çekti. Karataş, şu ifadelerde bulundu:
“Kimi ırkçı gruplar sadece göçmenleri değil, ülke turizmine büyük katkılar sunan turistleri de dışlamakta, sokakta hor davranmakta ve bazen şiddet bile kullanmaktadır. Üstelik bu davranışlar medyada da yer verilerek meşrulaştırılmaktadır. Söz konusu ayrımcı tavırlar Arap dünyasına sosyal medya aracılığıyla ulaşmakta ve turistik rezervasyonların iptal edilmesine neden olmaktadır. Bu da ekonominin lokomotiflerinden biri olan Türk turizmine ciddi zarar vermektedir.”
EKONOMİYE DARBE VURACAK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile büyük yatırım anlaşmaları yaptığını belirten Karataş, Arap iş adamlarının bu saldırılar sonrası yatırımlarını başka ülkelere kaydırdığını ifade etti. Ekonomiye büyük darbe vurulduğunu kaydeden Karataş, şunları kaydetti:
“Körfez menşeli yatırımların kesilmesi ve mevcut yatırımların başka ülkelere kaydırılması ekonomiye büyük darbe vuracaktır. Nitekim gelen haberlere göre bazı yatırım planları yakın zamanda iptal edilirken, Suriyeli iş adamları da yatırımlarını Mısır gibi ülkelere kaydırmaya başladılar.”
“Hali hazırdaki bazı yatırımlar başka ülkelere kaydırılmaya başlandı. Gaziantep ve İstanbul gibi Suriyeli iş adamlarının çok yatırım yaptığı illerdeki bazı fabrikaların kapandığı bilgisi gelmektedir. Bazı iş adamları işyerlerini satıp Avrupa’ya göç etmeyi seçerken, bazıları da Mısır gibi yabancı yatırıma teşvik veren ülkelere gitmeye başladı. Bir kısmının da Suudi Arabistan’a gittiği biliniyor. Kalanların ise fırsatını bulurlarsa gidecekleri ve bundan sonra yatırım yapmayacakları beklenebilir. Yatırımın durmasının temelinde Arap karşıtlığının davranışlara yansıması olduğu varsayılabilir. Zira ırkçı gruplar, Arap göçmenlerin ülke ekonomisine katkılarını göz ardı ederek yabancı yatırımcıları kaçırmaktan çekinmemektedirler.”
Milliyetçilik değil ihanet! Dünyada kapışılırken Türkiye’de dışlanıyor
BATILI BİRÇOK FİRMADA ARAPLARIN HİSSESİ VAR
Irkçı grupların davranışlarının Suriyeli göçmenlerle kalmadığını belirten Karataş, birçok Batılı dev şirketlerde Arap sermayesinin bulunduğunu söyledi. Karataş, ırkçı grupların yatırımcıyı ürküttüğünü belirterek şunları dile getirdi:
“Ülke ekonomisine kasıtlı zarar vermek anlamına gelen bu tür tavırlar maalesef Suriyeli göçmenlerle sınırlı kalmamaktadır. Körfez bölgesinin zengin ülkeleri olan Suudi Arabistan, BAE, Katar ve Kuveyt’ten yatırımcılar da duyduklarıyla demoralize edilmekte ve yatırım şevkleri kırılmaktadır. Oysaki hidrokarbon kaynaklarla zenginleşen bölge ülkeleri, ekonomik gelirlerini çeşitlendirmek için yıllardır yurtdışına yatırım yapmaktadır. Bugün çok bilinen İngiliz, Amerikan, Fransız, Alman ve daha nice global otomotiv, petrol, otel, mücevher, banka, futbol takımı vs.’de büyük miktarda körfez hisseleri bulunmaktadır. Adı geçen ülkeler Arap yatırımcıları dışlamak yerine yatırıma teşvik etmekte ve her türlü kolaylığı sağlamaktadırlar. Birçok batılı ülke uyguladıkları siyasetle zaman içinde yüz milyarlarca dolarlık Arap sermayesini kendilerine çekmişlerdir.”
IRKÇILARIN BAŞKA MİLLETLERE AYNI TEPKİYİ VERMEMESİ YAMAN ÇELİŞKİ
Son iki ayda 1 milyar dolarlık Körfez sermayesinin Türkiye’den ayrıldığını dile getiren Karataş, ırkçı grupların aynı tepkiyi başka milletlere vermemesinin dikkat çekici olduğunu kaydetti. Türkiye’deki yatırımların kaçmaya devam edebileceğini vurgulayan Karataş, şu ifadeleri kullandı:
“Son zamanlarda kimi söylemlerinde Türkiye’deki bazı kesimler, Araplar ‘her şeyimizi alıyor’ gibi temelsiz ve ekonomiye zarar veren sloganlar üreterek yabancı yatırımcıları ürkütmektedir. Mezkûr propagandayı yapanların aynı zamanda ekonominin kötü gidişatından, cari açıktan ve yabancı yatırımdan rahatsız olanlar olması ve başka milletlerden yatırım gelince aynı tepkiyi vermemeleri yaman bir çelişki olarak gözükmektedir. Yabancı (Arap) düşmanlığının ekonomiye verdiği zararı tam olarak ölçmek mümkün olmasa da medyada geçen bazı rakamlar az çok fikir vermektedir. Bir gazete haberine göre sadece iki ayda 1 milyar dolarlık körfez sermayesi Türkiye’den çıkarak başka ülkelere yönelmiştir. Haberde kaçan yatırımlar yüzünden sağlık, inşaat, ayakkabı, turizm ve gıda gibi 15 sektörün etkilendiği belirtilmektedir. Bu söylemler artarak devam ettiği için önceden karar verilen yatırımların yapılmaması ve mevcutların iptal edilmesi de muhtemel görülmektedir.”
IRKÇILIK, MİLLİ GÜVENLİK SORUNU HALİNE GELDİ
Yabancıları milli güvenlik sorunu olarak gören grupların ülkenin imajına zarar verdiğini kaydeden Karataş, aslında ırkçılığın milli güvenlik sorunu haline geldiğini belirtti. Karataş acilen yasal önlemler alınması gerektiğini dile getirerek şu ifadelerde bulundu:
“Geçmişte Türkiye’nin alışık olmadığı ırkçı söylemler, yabancıları milli güvenlik sorunu olarak görüp o minvalde propaganda yaparak siyasi kazanım elde etmeye çalışmaktadırlar. Oysaki tarihi bir gerçek olarak ırkçı söylem en çok da bu söylemlerin üretildiği ülkelere zarar vermiştir. Ülkenin imajı, yabancılara uygulanan şiddet ve bilhassa gelmeyen veya kaçan yatırımlar ülkeye çok yönlü zararlar vermektedir. Dolayısıyla bizzat kendisi bir milli güvenlik sorunu olan ırkçılığın özellikle ülke ekonomisine zarar vermemesi için yasal çözümlerin bulunması elzemdir.
Türkiye’de ırkçılığı caydıracak kanunlar henüz mevcut değildir. Meclisin soruna kalıcı bir çözüm bulmak için kanunları çıkarması, bu sayede ülkeye zarar veren aşırı sağ grupları, partileri ve medyayı hukuk çerçevesinde engellemesi gerekmektedir. Çünkü ön alınmadıkça zarar daha da büyüyecektir. Oysaki Türk ekonomisi sürekli cari açık vermekte, döviz eksilmekte ve dış yatırıma ihtiyaç duymaktadır. Türkiye’ye en çok yatırım yapan ve çok turist gönderen körfez ülkelerinin (son verilere göre Türkiye’yi bu yıl en çok ziyaret edenlerin başında Almanlardan sonra Suudiler gelmektedir) azınlığı temsil eden ama sesi yüksek çıkan ırkçı gruplar yüzünden küstürülmesi karşı tarafa değil Türkiye’ye zarar vermektedir.
Mezkûr zararın yabancı düşmanlığı yapanların umurunda olmadığı ve hatta zararın farkında olmadıkları yüksek ihtimaldir. İçlerinden bazılarının hali hazırda körfez sermayesinin hissedarı olduğu bir şirkette çalıştığı ve sermaye giderse işini kaybedeceği de muhtemeldir. Ancak biyolojik bir gerçekten çok psikolojik bir sorunun dışa vurumu olan ırkçı söyleme müptela olmuş birilerinin bu konuda hassasiyetlerinin olmayacağı da muhakkaktır. Dolayısıyla Türk ekonomisinin kaderinin yabancı düşmanlığı hastalığına kapılanlara bırakılmaması gerekmektedir. Söz konusu aşırılıklara engel olmak özellikle ekonomi için önemli bir kazanç olacağı gibi Türkiye’nin güvenliği de için bir gerekliliktir.”
____________________
DEPREM YARDIMINDA ARAP ÜLKELERİ, AVRUPA ÜLKELERİNİ KATLADI
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından acil durum ilan eden Türkiye’ye Arap ülkelerinden yardım yağdı. Arap ülkelerinden gelen yardım, Avrupa ülkelerinin gönderdiği yardımın 3-4 katı oldu.
Açıklanan verilere göre Arap ülkeleri, 22 Şubat tarihi öncesine kadar 370 milyon doları aşan bir destek sağladı. Avrupa ülkeleri ise 7 Mart tarihine kadar 108 milyon avro yardım yaptı.
SALDIRGANLARI UTANDIRACAK RAKAMLAR
Saldırıya uğrayan turistin ülkesi Kuveyt’ten arama kurtarma ekibinin yanı sıra tıbbi malzeme, çadır, battaniye, gıda malzemeleri taşıyan 9 askeri kargo uçağı ile 450 ton insani yardım malzemesi gönderildi.
Nüfusu 4 milyon civarında olan Kuveyt’te hükümet 15 milyon dolar yardım taahhüdünde bulunurken Kuveyt Sosyal İşler Bakanlığının öncülüğünde başlatılan ve “Kuveyt yanınızda” temasıyla düzenlediği yardım kampanyasında 130 bini aşkın kişi ve kuruluşun desteğiyle 70 milyon dolar yardım toplandı. Kuveytli özel sektör temsilcileri ise 30 milyon dolar bağışta bulundu.
Kaynak : İHA