İran’da yapılıp Van’a getirilen İran el sanatları, önemli sanat endüstrilerden biri. Dünya çapında çok çeşitli ve ünlü olan İran el sanatlarına Vanlılar da büyük ilgi gösteriyor.
Minekari, Zirhaki ve Hatemkari gibi büyük emek harcanarak yapılan İran el sanatları, Van’ın Tarihi Rus Pazarı’nda bulunan bir mağazada Vanlıların beğenisine sunuluyor.
Her birinde ayrı bir emek ve alın teri olan el sanatları hakkında konuşan mağaza görevlisi Kezban Özben Güler, “ Mağazamızda İran el sanatlarına ait minekari, zirhaki, hatemkari gibi ürünlerimiz var. Bakır minekari dediğimiz ürün, İran bakırı denilen beyaz bakırdan üretiliyor. Beyaz bakırın üzerine bir kaplama yapıyorlar, kaplamanın üzerine doğal boyalar kullanarak, elle, ince fırçayla bütün bu üzerindeki desenleri ürüne işliyorlar. Çok büyük parçalarda tabii ki uzun süren bir işlem. Çünkü çok ince işçilik var. Bu yöntemle bir vazoyu yapmak 10-15 günü geçiyor. Ürün büyüdükçe yapım süresi artıyor. Ürünler İran’da üretiliyor ve yerli turist bu ürünlere çok talep gösteriyor” dedi.
“Firuze” denilen el işçiliği ürünlerinin de olduğunu belirten Güler, “Bu da hamurla elde edilen bir ürün. Üzerine boya yapılıyor. Hatemkari denilen ürünlerde görünen parlak metaryeller altın, gümüş, bronz, bakır, kemik, avanoz ağacı, turunç ağacı ve hünnap ağacının rulolar halinde yani büyük rulolar yapıyorlar. O ruloları sıkıştırıyorlar iyice preslerde sıkıştırılıp desenler üzerinde oluşturulduktan sonra A4 kâğıdı kalınlığında incecik kesilip, avanoz ağacı üzerine monte edilerek çalışılıyor. Yani çok fazla emek, çok fazla işçilik ve her görülen parçalar ayrı rulolardan oluşuyor. Bu yüzden hem yerli hem de yabancı turistlerin çok fazla dikkatini çekiyor. Yapımı oldukça uzun sürüyor. Parçasına göre bitimi 1 yılı bulan ürünler oluyor” ifadelerini kullandı.
Ürünlerinde yabancı turistlere memleketi tanıtmak amacıyla özellikle Türk motiflerini kullandıklalrına dikkat çeken Güler, şunları söyledi:
“Biz kendimizi bir yerde kültür elçisi olarak da görüyoruz. Bu kültürün ilerlemesi için elimizden geleni yapıyoruz. Kil minekari dediğimiz ürünlerde var burada. Bunlarda bizim seramik diye adlandırdığımız ürünlere benziyor ama tek farkı onlar seramikten yapılmıyorlar. Kille yapılıyorlar. Kile elle şekil veriliyor. Elle şekil verdikten sonra ürün üzerine çizim yapılıyor. Çizim yapıldıktan sonra boyalarla ürün üzerine enjekte işlemi yapılıyor. Kabartma şeklinde bırakılıyor ve hiç el değmeden bin 200 derece fırınlarda pişirildikten sonra sunumlara hazırlanıyor. Bu ürünün özelliği hiç el değmemiş olması. Çünkü fırınlama işleminde en ufak bir el değmesi ya da sarsıntı olursa ürün hemen kum halinde aşağıya dökülür. Bu da diğer ürünler gibi çok emek ve çok özen isteyen bir ürün. Desenler tamamıyla ürünleri yapan ustanın içinden gelen o anki hayal gücüne bağlı yapılan ürünler. Çünkü bir tane üründen 3 tane istediğinizde yapılmıyor. Çünkü o anki hayal gücüyle yapılan bir ürün. Bu ürünlerin hepsi birbirine benzer gibi görünse de aksine birbirine benzemeyen ürünler. Turistler tarafından yoğun ilgi gösterilen ürünlerin fiyatı çeşidine ve boyutuna göre değişiklik gösteriyor.”