Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı ve İstanbul milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin Van 4. olağan kongresine katıldı.
Van’ın Edremit ilçesinde bulunan Uygulama Otelinde yapılan kongrede konuşan Genel Başkan Yapıcıoğlu, işgalci terör çetesi İsrail’in Gazze’ye yönelik uyguladığı soykırımına değindi.
“Eğer Gazze’de esaslı bir direniş olmasaydı, Gazze çoktan siyonist çeteler tarafından bütünüyle işgal edilmiş olurdu”
Filistin’de yaşanan soykırıma ilişkin konuşan Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu da; “Hani şimdi diyorlar ya, Kassam Tugayları 7 Ekim’deki operasyon yapmasaydı belki durum böyle olmayacaktı. Şimdi çok kötü oldu. Siyonistler Gazze’yi de işgal edecekler. Peki, Kassam Tugayları Gazze’de vardı. Batı Şeria’da Kudüs’te, Eriha’da, Ramallah’ta, Kassam Tugayları mı var? Oralar bütün Siyonistlerin kontrolü altında değil mi? Her tarafı birbirinden bölüp bir mahalleden diğerine geçmek için üç defa, beş defa siyonist çetelerin aramasından, kontrol noktalarından geçmek zorunda değil mi? Peki orayı hangi bahaneyle işgal ettiler? Orada her gün yeni bir ev yıkılmıyor mu? Orada her gün başka bir Filistinli evinden çıkarılıp bir gaspçı siyonist yerleştirilmiyor mu? Onun bahanesi ne? Şimdi bahane Kassam Tugayları’nın operasyonu. Gazze, Batı Şeria’ya göre küçücük bir toprak ama orada Gazze’deki gibi organize bir direniş olmadığı için neredeyse kalmadı. Adım adım işgal genişledi. Şimdi küçük küçük noktalar şeklinde birbiriyle bağlantısız, birbirinden küçük noktalar şeklinde mahalle mahalle Filistinlilerin yaşadığı yerler var. Ve sürekli daha küçük parçalara bölünüyor. Bu bize şunu gösteriyor. Eğer Gazze’de esaslı bir direniş olmasaydı, Gazze çoktan siyonist çeteler tarafından bütünüyle işgal edilmiş olurdu” diye konuştu.
“Yapılan çağrılar İsraili durdurmayacak”
İşgalci siyonistlerin sadece güçten anladığını belirten Yapıcıoğlu, “Bazıları siyonist vahşilere, insanlıktan çıkmış olanlara, kendilerinden başkasını insan kabul etmeyen o sırtlan sürüsüne çağrıda bulunuyor. Onları bazı sınırlar içerisinde kalmaya davet ediyorlar. Diyorlar ki hadi bir misilleme yapıyorsunuz, bir saldırı yapıyorsunuz ama insan haklarını çiğnemeyin. Savaş hukukunu çiğnemeyin. Masumlara dokunmayın. Bebekleri öldürmeyin. Hem bu salonda toplanan kardeşlerime, hem de şu kameralar vasıtasıyla sesimizin ulaşacağı bütün ehli vicdan sahiplerine soruyorum. Bu çağrılarınızın siyonistlere kar edeceğini gerçekten düşünüyor musunuz? Siz ondan merhamet dileyince merhamete gelip çocukları, kadınları, yaşlıları, sivilleri öldürmekten vaz mı geçecek? Hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri bombalamaktan vaz mı geçecek? Asla, Asla vazgeçmeyecek. Bu çağrılar onu durdurmayacak. Kınamalar onu durdurmayacak. 1948’den beri Birleşmiş Milletler’den, Güvenlik Konseyi’nden farklı farklı uluslararası kurumlardan ve neredeyse bütün İslam âleminin gelmiş geçmiş bütün yöneticilerinden çokça kınama mesajı duyduk. Bizler de çok kınadık. Hangisi durdurdu? Hiçbiri. Onları durduracak tek bir şey var. Siyonist sadece güçten anlar. 15 gündür Gazze sınırına tankları yığmışlar. Üniformalı siyonistleri oraya dizmişler. Kara harekâtı başladı başlayacak diyorlar. Öyle mi? Niye başlamıyor? Çünkü kara harekatını başlatırlarsa karşılarında onlar gibi ellerinde silah olan birileri çıkacak. Çünkü onlar bizimle, bizim kardeşlerimizle, oradaki Müslümanlarla göğüs göğüse, eşit şartlarda çarpışmayı asla göze alamazlar. Buna cesaret edemezler” şeklinde konuştu.
“Hiç olmazsa bu meselede tek saf olalım”
İslam alemine seslenen Genel Başkan Yapıcıoğlu, “Allahuteala, bu zulmü sona erdirmeye elbette kadirdir, feryadını işitmektedir. Elbette oradaki bebeklerin, oradaki masumların kanlara bulanmış hatta parçalanmış bedenlerini görmektedir. Lakin Allah’ın bir hesabı vardır elbette. Bizler imtihandayız. Bizim bunu unutmamamız lazım. O mazlumlar için biz ne yapıyoruz? Dünya ne yapıyor? İnsanlık ne yapıyor Kılını kıpırdatıyor mu? Sadece ah vah edip ağlıyor mu? Yoksa harekete geçip artık yeter mi diyor. Biz imtihan ve Allah’ın vaadi haktır. Kim onun dinine yardım ederse Allah da ona yardım edecek. Evet dedik ki, Siyonist’in cesareti pervasızlığı kendi gücünden kaynaklanmıyor. Bizim dağınıklığımızdan kaynaklanıyor. Öyleyse ben buradan bütün İslam alemine sesleniyorum. Hak ile batılın bu kadar ayrıştığı bir zamanda hiç olmazsa bu meselede tek saf olalım. Sıkılmış bir yumruk gibi zulmün karşısında duralım. İki taraftan bahsediliyor. Bazen iki tarafa itidal çağrıları yapıldı. Evet iki taraf var ama bir tarafta zalim var. Bir tarafta mazlum var. Bir tarafta işgalci var. Öte tarafta kendi topraklarını korumaya çalışan direnişçiler var. Bir tarafta kendi ağırlığının yüzlerce katı bir bombayla parçalanmış bebekler var. Öte taraftan bebekleri öldürmeyi, gözünü kırpmadan öldürmeyi kendisine hak olarak gören bir cinayet şebekesi var. Bir tarafta gasıp var, hırsız var. Öbür tarafta kendi toprağına, kendi evine, kendi ailesine sahip çıkmaya çalışan Müslümanlar var. Durum bu kadar açık. Durum bu kadar net. Zalim ve mazlum bu kadar birbirinden ayrılmışken tarafsız kalmak aslında zulme taraf olmaktır. Bırakın tarafsız kalmayı, sessiz kalmak, sükût etmek, zulmü cesaretlendirmektir. Böyle bir ortamda ben insanım diyen hiç kimse tarafsız ve sessiz kalmamalı, kalmayacaktır. Biz de Biz de bu zulüm devam ettiği müddetçe HÜDA PAR olarak biz meydanlarda olacağız. Sadece Siyonistler değil. Bir de zihinleri işgal altında olanlar var. Bütün milletimize, aziz millete seksen beş milyon ferdiyle Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Boşnak herkese aynı anda sesleniyorum. Allah için ülkemizdeki siyonist zihniyetleri iyi tanıyın ve onlara hiçbir şekilde ama hiçbir şekilde destek manasına gelebilecek tek bir adım bile atmayın” diye konuştu.