Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Osmaniye’de eşi ve 4 çocuğunu kaybeden Gazi İsmail Kaba, ailesinin vefat ettiğini 11 gün sonra rüyasında görünce anladı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerde Osmaniye’de çok sayıda apartman çökmüş ve can kayıpları yaşanmıştı. Osmaniye kent merkezinde bulunan ve 132 kişinin hayatını kaybettiği, 2 bloğu yıkılan Metin Tamer Sitesi Aşiyan Apartmanı 7. katında oturan Gazi İsmail Kaba’da (45), yıkılan binanın enkazında ailesi ile birlikte kaldı. Gazi Kaba, enkazdan yaralı olarak çıkartılırken, eşi Şenay (43) ile çocukları Durmuş Ali (21), Özlem (19), Fatma Sena (17) ve Furkan (14) hayatını kaybetti. Hakkari Yüksekova’da 1996 yılında bölücü terör örgütüyle girilen silahlı çatışmada Gazi olan İsmail Kaba deprem anında ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.
Gazi Kaba, depremin durmasını bekledikleri sırada binanın yan yattığını belirterek, ’’Uyandığımızda binamız sallanıyordu sonra çocuklarımızı yanımıza çağırdık, 2 kızım geldi. 2 oğlum gelmediler kendi odalarında beklediler. Deprem durmayınca çıkalım dedik. Koridoru yarıladık, büyük sallantı başladığında alttan binayı yukarıya zıplatıyordu. Tekrardan duvarlardan tutarak yatak odasına geçtik. 2 kızım eşim ve ben aynı yerde bekliyoruz. Eşim o sırada dua edin, Kelime-i Şehadet getirin dedi. Depremin durmasını bekliyoruz. Bu sırada bina yan yatmaya başladı. Büyük bir gürültü geldi ve ardından bina çökmüş. Bina yıkıldıktan sonra enkazın altında eşime ve çocuklarıma seslendim, ses gelmedi. Bende kımıldayamıyorum, tamamen gömülüyüm, sadece nefes alıp verebiliyorum. İçimden, Kelime-i Şehadet getirdim ve beklemeye başladım o şekilde “dedi.
Enkaz altından kurtarılma sürecini anlatan Gazi Kaba, ’’Enkazın üzerinde bir kişi ‘Sesimi duyan var mı’ diye bağırdı o an seslendim. Sonra yerini tespit ettim kurtaracağız seni dedi. Adımı sordu, İsmail Kaba ben dedim. Tanıyorum abi seni, bende karşı binada oturuyorum komşuyuz’ dedi. Kaç kişisiniz diye sordu, 4 kişiyiz dedim. Yan taraftaki odada oğullarım var dedim. Tamam dedi sizi kurtaralım onları da kurtaracağız dedi. Sonra 1 kişi daha geldi 2 kişi çalışmaya başladı. İlerleyen süreçte kolumu tuttu ve bu kol sana mı ait dedi. Evet, bana ait dedim. Sağımızı solumuzu açaraktan beni ve kızımı çıkarttı yaşam boşluğunu oluşturdu. Ayaklarımız sıkışmıştı, makas gerekiyordu üzerimizde kolon vardı. Bu arada özel harekât polisi geldi. Yapabileceğimiz bir şey var mı diye sordular makas lazım diye cevap verdiler polisler araçlarında elektronik makas varmış demirleri kestiler, ilk önce kızım Özlem’i aldılar, sonra Fatma Sena’yı aldılar, sonra beni ve eşim olmak üzere dördümüzü aldılar” dedi.
Ailesinin depremde vefat ettiğini gördüğü rüya üzerine anladığını söyleyen Gazi Kaba, ’’Enkazdan çıkartıldıktan sonra yakınımızda özel bir hastane ailemi ve beni götürdüler. Müdahale edildi, iç kanama olduğu için Devlet Hastanesine sevk edildim. Burada tedavi altına alındım. Çocuklarımı sorduğumda iyiler hastanede yatıyor dediler. Bir süre böyle devam etti bu süreç, sorduğumda hep durumları iyi dediler. Sonrasında, tıp fakültesinde okuyan oğlum rüyama girdi. Okulunun bahçesinde yatıyor, hafif bir yağmur yağıyor. Oğlum kalk gidelim, ne yatıyorsun burada diyorum. Tepki vermiyordu, ısrar ediyorum kalk gidelim diyorum. Kolundan tutup çektim tepki vermedi. Kaldıramayınca geri döndüm okulun bahçesinden yeniden baktım, dedim ki neden kalkmıyor? Niye kalkmıyor diye kendi kendime öyle düşündüm ve o sırada uyandım. O sırada oğlumun vefat ettiğini orada anladım. Yanımda kalan yeğenlerime sorduğumda, Durmuş Ali’nin rüyama girdiğini vefat ettiğini anladığımı söyledim ve diğerlerinin durumunu sorduğumda yeğenim dışarı çıktı. Kardeşlerim, akrabalarım geldi onlara sordum. Durmuş Ali rüyamda gördüm şehit olduğunu anladım dedim. Diğerlerini sorduğumda sarıldılar ve ağladılar. O an diğerlerinin de vefat ettiğini anladım” ifadelerini kullandı.
*İHA*