Kulak Burun Boğaz Hastalıkları (KBB) Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Bahar Kayahan Sirkeci baş ve boyun kanserlerinin son derece hayati öneme sahip olduğunu söyleyerek erkeklerde kadınlardan yaklaşık 5 kat daha fazla görüldüğünü ifade etti
Liv Hospital Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Bahar Kayahan Sirkeci, tüm vücut kanserlerinin yaklaşık yüzde 10’unu baş ve boyun kanserlerinin oluşturduğunu ve son derece hayati öneme sahip bir kanser türü olduğunu söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Sirkeci, baş ve boyun kanserlerinin başta gırtlak olmak üzere, ağız boşluğu, dudaklar, dil, burun, geniz, yüz kemikleri içindeki sinüsler, yutak, kulak kepçesi ve dış kulak yolu, tiroit bezi, yemek borusunun giriş kısmı ve tükürük bezleri kanserlerini kapsadığını belirtti. Türkiye’de en sık gırtlak, dudak ve dil kanserlerinin görüldüğünü kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Sirkeci, “Baş ve boyun kanserleri erkeklerde, kadınlardan yaklaşık 5 kat fazla görülmektedir. İleri yaşlarda bu kanserlerin sıklığı artmaktadır” diye konuştu.
BİRÇOĞU ERKEN DÖNEMDE BELİRTİ VERİYOR
Dr. Öğr. Üyesi Sirkeci, baş ve boyun kanserlerinde en önemli nedenin sigara kullanımı olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Bununla birlikte, alkol kullanımı ve HPV virüs enfeksiyonları ve ağız hijyeninin bozuk olması önemli etkenler arasındadır. Ayrıca dudak ve baş boyun cilt kanserleri için güneş ışığı maruziyeti önemli bir risk faktörüdür. Baş boyun kanserlerinin birçoğu erken dönemde belirti vermektedir ve bu da erken tanıyı kolaylaştırmaktadır. Belirtileri arasında baş ve boyunun herhangi bir bölgesinde şişlik (gittikçe büyüyen tarzda), ağız içinde, dilde veya dudakta iyileşmeyen yaralar, çiğnemede ve yutkunmada güçlük, devam eden ses kısıklığı veya seste değişiklik, nefes alma veya konuşma güçlüğü sayılabilir. Baş boyun kanserleri erken tanı alması halinde tedavi başarı oranları yüksek kanserlerdir. Tanıda endoskopik görüntüleme, radyolojik görüntüleme (USG, BT, MRG) ve biyopsi önemli yer tutar. Baş boyun kanserlerinde standart bir tedavi yoktur ve her hastanın tedavisi farklıdır. Tedavi planlamasında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunları gibi birden fazla faktör etkilidir. Erken evredeki hastalar için tek bir tedavi seçeneği yeterli olabilirken, bazı hastalara kombine tedaviler uygun olabilir. Tedavi; cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi seçeneklerinden oluşmaktadır. Bunların kombinasyonları da yapılabilir. Pek çok baş boyun kanserinde öncelikli tedavi cerrahidir.”
‘TÜTÜN VE ALKOL KULLANANLARDA RİSK DAHA YÜKSEK’
Baş ve boyun tümörlerinin tedavisinin multidisipliner bir yaklaşımla ele alındığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Sirkeci, “Hastanın muayenesi, tetkik süreci, tedavi planlanması aşamalarında Kulak Burun Boğaz, radyoloji, medikal onkoloji ve rekonstrüksiyon gereken olgularda plastik ve rekonstrüktif cerrahi bölümleri ile koordinasyon halinde çalışılarak hastanın maksimum fayda görmesi sağlanır. Kanser gelişme riski hem tütün ürünleri hem de alkol kullananlarda, bu ikisinden yalnızca birini kullananlara göre daha yüksektir. Baş-boyun kanserlerinin gelişmesinde diğer bir önemli etken ise cinsel yolla bulaşan HPV (Human Papilloma Virus) olup, bu virüs özellikle orofarinks kanserine yol açmaktadır. Diğer nedenler arasında da ağız hijyeninin bozuk olması, radyasyon maruziyeti ve EBV (Ebstein Barr Virus) enfeksiyonları sayılabilir” dedi.
Kaynak : İHA