Karabük’te emekli imam 8 yıldır gezdiği doğada yok olmak üzere olan meyve ağaçlarına aşılama yapıyor.
Şirinevler Mahallesinde yaşayan 44 yaşındaki Dursun Başkaya, 12 yıl önce hobi olarak kendiliğinden yetişen meyve ağaçlarını aşılamaya başladı.
Ormanlık arazide yetişen kiraz, vişne, elma, limon gibi ağaçları her gün kilometrelerce gezerek tek tek bulan Başkaya, bunlara göz ve kalem aşısı uyguluyor.
“Tespitini yapıp aşılama işlemlerini yapmaktayım”
Dursun Başkaya, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Şehir ormanımızda 270 dönüm alan var burada. Aralarında acı meyveler var. Elma, armut, kiraz gibi. Onların tespitini yapıp onların aşılama işlemlerini yapmaktayım. Bunları niçin yapıyoruz? Bunları gelecek kuşaklarımız, gelecek nesillerimiz gelecek çocuklarımız artık bir elmanın hangi ağaçta elma ağacını görmez oldu. Hep hazır alıyoruz. İstiyorum ki burada yürüyüş yapanlar, doğada yürüyüş yapanlar, gezenler, sporlarını yapanlar, bisikletine binenler. Buradaki meyvelerden, çeşitli meyve ağaçlarından, dalından koparsınlar, elmayı bir dalında yesinler. Umumi alan olduğu için herkesin istifade edebileceği bir mekan olması sebebiyle inşallah onlara güzel bir hizmet sunmayı hedefliyorum” dedi
2012 yılından beri hobi olarak yaptığını belirten Başkaya, “Emekli olmadan da kırsal bölgede görev yaptığım için umumi alandaki meyve ağaçlarına sürekli böyle baktım. Acı olan meyveler vardı. Orada başladım bu işe. Orada da yaklaşık 200’ün üzerinde meyve ağacı aşılamam programım oldu. Oradaki elmalar, armutlar kirazlar büyüdüler. Meyve veriyorlar. Meyvelerini oradaki halk, mahalle sakinleri yiyorlar. Bazen bana telefon ediyorlar. Seviniyorum, bu güzel bir duygu benim için” diye konuştu.
Şirinevler Mahallesindeki şehir ormanında da 200’ün üzerinde aşılama yaptığını ifade eden Başkaya şunları söyledi: “Çeşitli, her türlü meyvelerimiz var. Elmasından, kayısından, eriğinden, kirazından, vişnesinden. Hatta Hünnap’ına kadar var burada. Limon ağacım bile var. Zeytin ağacımız var. Tabii küçük bazı yerdekiler ama neticede bugün dikmezsen yarın büyümezler. Yani bugün dikeceğiz, yarın büyüyecekler ve gelecek nesiller bunlardan istifade edecek.”
*İHA*