9’uncu Sürdürülebilir Finans Forumu’nda 6 Şubat depreminin maliyetleri ve finans sektörünün dış kaynak temininde sürdürülebilir kalkınma odağı konuları ele alındı. Forumda konuşan Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, mevcut evlerin güçlendirilmesi konusunda toplamda 500 milyar dolar harcanması gerektiğini belirtti.
9’uncu Sürdürülebilir Finans Forumu Borsa İstanbul’da başladı. Forumun teması Finans sektörünün dış kaynak temininde sürdürülebilir kalkınma odağı ve 6 Şubat depremleri” oldu. Depreme dirençli ve yeşil kentleri oluşturmak ile afet bölgesinin kalkınması için sürdürülebilir kaynaklara erişim konuları işlendi. Forum, Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun, Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez ve SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin’in açılış konuşmalarıyla başladı. Depremin Türkiye’ye oluşturduğu maliyetlere değinen konuşmacılar, depremin ekonomiye yükünün 2023 yılının ilk yarısında milli gelirin yüzde 9’una denk geldiğini belirttiler. Ayrıca Türkiye ve Suriye’de yaşanan depremin bu yılın ilk yarısında yaşanan ekonomik kaybın 2011 yılından beri yaşanan kayıpların arasında en yükseği olduğu belirtildi.
“Mevcut evleri dayanıklı hale getirmek için yarım trilyon dolar harcamak gerekiyor”
Türkiye’de bulunan mevcut evlerin dayanıklaştırılması konusunu ele alan Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, “Türkiye’de bulunan mevcut konutları dirençli hale getirmek istesek maliyeti toplam 465 milyar dolar olur. Yaklaşık yarım trilyon dolar yani gayri safi milli hasılanın yüzde 50’sinden fazlasını bahsediyoruz. Tabi ki bunu finanse etmek gerçekten zor. Doğal afetler dışında iklim değişikliğini maliyeti azaltma konusunda baktığımızda Türkiye’de 600 milyar doların üzerinde bir maliyet oluşuyor. 100 milyar dolar bir deprem 500 milyar dolar mevcut evlerin dayanıklı hale getirilmesi ve iklim değişikliğini azaltma konusunda da 500 milyar dolar yani toplamda maliyet 1 trilyon doların üzerine çıkmış oluyor. Bu durumda maliyetimiz gayri safi milli hasılanın tamamı demek oluyor.
“Türkiye ve Suriye’de yaşanan depremler 2023 yılının ilk yarısında toplamda 91 milyar dolarlık ekonomik kayıp oluşturdu”
Doğal afetler sonrası ekonomik götürülerden bahseden İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD) Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, “Doğal afetler sonrası ekonomik götürüleri gözle görülür derecede artıyor. Dünyada 2023 yılının ilk yarısında doğal afetlerden kaynaklı ekonomik kayıplar 194 milyar doları buldu. Ne yazık ki bunun 91 milyar doları da şubat ayında Türkiye ve Suriye’de yaşanan depremler oluşturdu. Bu yılın ilk yarısındaki ekonomik kayıplar tüm zamanların en yüksek 5’inci 2011 den beri ise en yüksek kayıp olarak tarihe geçti. Söz konusu maliyet şimdiden küresel çapta yıllık toplam ortalama maliyetin yüzde 60’ına denk geliyor” dedi.
“Depremin yükü 2023 milli gelirin yüzde 9’una denk”
Dildar Edin, “2023 Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinin Türkiye ekonomisi üzerinde toplam yükünün en önemli bileşeni konut hasarı oluşturuyor. Bunun oranı yüzde 54.9 yani 57 milyar dolara denk geliyor. İkinci ağırlıktaki hasar kaybı ise kamu alt yapı ve hizmet binalarındaki yıkım buda yaklaşık 13 milyar dolar. Konut haricinde özel kesim hasarı ise yaklaşık 12 milyar dolar. Hepsini topladığımızda yaklaşık 2023 milli gelirinin yüzde 9’una denk geliyor. Dünya bankası, Türkiye deprem sonrası iyileşme ve yeniden imar projesi kapsamında 1 milyar dolarlık finansman desteği verdi. Dünya bankasının mevcut programına ilaveten yeni operasyonlar ile birlikte 35 milyar dolara finansman paketini deprem bölgesinde rehabilitasyon yeşil dönüşüm başta olmak üzere reel sektörün yeni yatırımlarına kullanılması bekleniyor” şeklinde konuştu.
Furkan Serttaş – Muhammed Fırat Aksoy
*İHA*