Doğru saç bakımı nasıl olmalı?

Kişinin saçları hacimsiz, bakımsız, yağlı, kabarık ya da dağınık görünüyorsa, bu tüm görünüşünüze yansıyabilir… Peki doğru bir saç bakımı nasıl olmalı? İşte yanıtı…
İnsanın tarzını yansıtan saç modellerini uygularken kullanılan boyalar, saç düzleştirme aletleri, saçı fazla ısıya maruz bırakma gibi etkenler saçın incelmesine, matlaşmasına, cansızlaşmasına ya da dökülmesine neden olabilir. Saçlar da tıpkı cilt gibi özel bakıma ihtiyaç duyar. Doğru saç bakımı nasıl olmalı? Sorunun yanıtını Saç Bakım Uzmanı Emre Sekin verdi.

“Düzenli kesim saça vereceğimiz en büyük, en güzel bakımlardan biridir”
Saç bakımının oldukça önemli bir konu olduğunu belirten Sekin, “Her saçın bakım tarzı farklıdır. Saç için ideal bakımın kesim olduğuna inananlardanım. Düzenli kesim saça vereceğimiz en büyük, en güzel bakımlardan biridir. Belirli bir sürede saç uçları yıpranıyor, kırılıyor. Bu süreçlerde bende düzenli bir şekilde 2 ayda bir yâda 1 buçuk ayda bir uç kısımların kesilmesi ve kırıkların alınması gerekiyor. Bakım çeşitleri çok fazladır. Say say bitmek bilmez. Mesela düzenli keratin bakımlar yapılıyor. Tabi bu her bölgede yapılan keratin bakımlarının zaman dilimleri farklıdır. Mesela keratin bakımın doğal şartlarda ömrü 6 aydır ama bulunduğumuz bölgenin suyu çok fazla kireçli olduğu için ben 2 ayda bir keratin bakımı öneriyorum. Çünkü suyun yapısındaki kireç saça zarar veriyor ve saçın yapısındaki keratini öldürdüğü için müşterilerimize. keratin bakımı sürekli öneriyoruz Özellikle işlem görmüş, boya görmüş özellikle çok fazla kireçli suya maruz kalmış saçlar için öneriyorum” dedi.

“Tuzsuz şampuan öneriyorum”
Saç bakımında şampuandan çok bakıma önem verilmesi gerektiğini belirten Sekin, “Doğru bir şampun tercihi için tuzsuz şampuan öneriyorum. Markadansa tuzsuz olmasına önem veriyorum. Tuzsuz şampuan ne demek? Çok fazla gelen sorulardan biri bize. Tuzsuz şampuan kimyasal içermeyen şampuan demektir. Saçı kısmen biraz sertleştiriyor. Bundan bazen çok fazla şikâyet ediyoruz. Buda şundan kaynaklanıyor. Herhangi bir kimyasal içermediği için saçı sertleştiriyor. Hani bu eskilerde yeşil sabun vardı ya saçımızı yıkardık, sertleştirirdi o da kimyasal içermediği için öyleydi. Ben şampuana pek önem vermiyorum. Şampuandansa bakıma önem veriyorum. Ama şöyle her saça her ürün kullanılmaz. Zeytinyağı saça çok iyi gelir ama her saça iyi gelmiyor. Sizin saçınızı dökebilir ama bir başkasını saçına çok iyi gelebilir. Her saç için farklı bir bakım maskesi öneriyorum. Bunu kimler daha iyi bilir? Nasıl başımız ağrıdığında doktora gidiyor, gözümüz ağrıdığında göz doktoruna gidiyorsak, bunu da iyi saç konusunda uzman olanlar bilir. Bu yüzden kuaförünüz önermeden herhangi bir bakım ürünü kullanmayın” açıklamasını yaptı.

“Bir kadının en büyük düşmanı düzleştiricidir”
Düzleştiricinin saçın en büyük düşmanı olduğunu belirten Sekin, “Hepimiz hemen hemen aynı şartlarda büyüdük geliştik. Bizim zamanımızda kaloriferli, doğalgazlı evler pek yoktu, sobalı evler vardı. Ben hep sobalı evlerden örnek veririm. Hani bir gün elimizi sobaya vurursak ne olur? Yanar. Saçta bir canlıdır. İnce telli saçlar özellikle çift taraflı ısı veriyor. 270-280-350’ye kadar volt ısılar var. Bunu saçla birleştirdiğin zaman saçı ister istemez yakıyorsun. Bir kadının en büyük düşmanı düzleştiricidir. Mesela bazen bir müşteri geliyor. Boya yapıyor 3 ay sonra bir daha geliyor boyayı bir daha tekrarlatıyor. Ben bunu da merak ediyorum diye. Sürekli yapılan işlemler saçı mahvediyor. Neden mahvediyor? Kimyasaldır. Açıcı kimyasaldır. Bunun belli bir süreleri var. 1 yılda bir 1 buçuk yılda bir dokuz ayda bir. Birazda saçın uzama yapısına bağlı. Belirli bir sürelerde işini kaliteli bir şekilde yaparsan problem yaşamazsın. Ama ucuz ürünler kullanır ve sürekli boyarsan ister istemez yıpratırsın. Bu her alanda böyle. Çok yersen hasta olursun, az yersen hasta olursun. Saçı da öyle örneklendirebiliriz aslında” ifadelerini kullandı.

“İşlem görmüş saçları olanlar havuz yâda denize girerken bone takmalılar”
Saçları işlem görmüş olan kişilerin suya girerken bone takmaları gerektiğine dikkat çeken Sekin, “Bulunduğumuz bölgenin suyu çok fazla kireçli. Ben bundan dolayı müşterilerime 2 ay ya da 2 buçuk ayda bir keratin bakımı yapmayı öneriyorum. Onun dışında işlem görmüş saçları olanlara da şöyle bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Malum havalar çok sıcak. Herkes de bir deniz ve havuz tutkunluğu başladı. İşlem görmüş, açma, boyama, ombre, sombre, farketmeksizin bu tür işlemleri olanlar suya girdiği zaman mutlaka bir bone falan taksınlar. Çünkü bulunduğumuz bölgede Van Gölü için söylüyorum, suyu hem tuzlu hem sodalı. Saçı yakıyor, mahvediyor ve yün gibi yapıyor. Bundan ötürü mutlaka bone falan taksınlar. Düzenli bakımlarını yapsınlar. Dediğim gibi düzenli kesim yapsınlar. Saçını kestirmek istemeyenler de var. Bizim yöremizde uzun saç hastalığı var. Ben bunun içinde şunu öneriyorum. Kırık alın. Kırıkları aldığınız zaman boydan gitmiyor. Saçlardaki yıpranmayı alıyorsun. Uçlarından da az bir şey alınca emin olun ki saç daha çok canlanıyor. Saç daha iyi uzuyor” dedi.

“Bitkisel adı altında satılan saç ürünlerini önermiyoruz”
Son zamanlarda piyasada çok fazla satılan bitkisel ürünler konusuna da değinen Sekin, “Her saçın yapısı farklıdır, bazıları çok fazla stresten dökülebiliyor. Bazıları da saç çok fazla işlem görüp, yanıp dökülüyor. Yanan saçlarda dökülme gayet normaldir. Böyle şeylerin yaşanmaması için saçlarınıza düzenli kesim ve keratin yaptırın. Hamile olan kadınlar için de içeriğindeki kimyasallardan ötürü boya ve keratin bakımı asla önermiyoruz. Çok fazla bitkisel ürünler adı altında satılan ürünler var. Bitkisel ürün diye bir şey yok. Bunlar saçın yapısına zarar verdikleri için kesinlikle önermiyoruz” vurgusunu yaptı.