Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ankara Rıfat Börekçi Dini İhtisas Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlenen “Vaizler ve Manevi Danışmanlar Hizmet İçi Eğitim Semineri”ne katıldı. Erbaş, yaptığı konuşmada, hocaların iman ve tevhidin, adalet ve merhametin iyilik ve hayrın davetçileri olduğunu belirterek, “Ayet-i kerimede Cenab-ı Hak vazifemizi tarif ediyor; ‘İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten men eden bir ümmet bulunsun. İşte o ümmet kurtuluşa erecektir.’ Yani kurtuluşa bizi erdirecek bir işle Cenab-ı Hak bizi vazifelendirmiş” dedi.
“Samimiyet, sabır ve sevgiyle Allah’ın dinine hizmet etmeliyiz”
Vaizlerin ve manevi danışmanların yapması gereken vazifelerden bahseden Erbaş, “Bugün bizlere düşen nebevi metodu kuşanarak, samimiyet, sabır ve sevgiyle Allah’ın dinine hizmet etmek. İnsanın hidayetine vesile olmak ve yeryüzünün huzur ve selameti için var gücümüzle çalışmaktır. İslam’ın hayat veren mesajlarını yeniden insanlıkla buluşturmaktır” ifadelerini kullandı.
“Manevi ilk yardım ismini ilk defa 6 Şubat depremlerinde kullandık”
Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının hayatın her alanında milletimize rehberlik ettiğinin altını çizerek, şöyle konuştu:
“Son yıllarda toplumdan ve farklı kurumlardan gelen talepler doğrultusunda, manevi danışmanlık ve rehberlik alanında önemli çalışmalar yürütmekteyiz. Bireysel ve toplumsal ölçekteki manevi kriz ve ihtiyaçlara doğru yöntem sahih, dini bilgi ve tecrübeyi merkeze alarak rehberlik etmekteyiz.
6 Şubat depremlerinden sonra belki içinizdeki arkadaşlardan da vardır; 15 bin kadar arkadaşımızın manevi rehberlik eğitimi aldıktan sonra deprem bölgesinde hizmet etmelerini sağladık. Yani başka hiçbir kurumda olabilen bir şey değil bu. Diyanet İşleri Başkanlığının her alandaki hizmetlerine bir hizmet daha katmış olduk. Hatta manevi ilk yardım ismini ilk defa biz kullandık. Dolayısıyla bizim alanında uzman, tecrübeli, nitelikli ve özverili kadrolarımızda toplumumuzda nerede ihtiyaç varsa oraya koşmamız gerekiyor.”
“Gençlerin büyük bir milletin ve medeniyetin mensubu olduğunun farkına varması gerekiyor”
Üniversite gençliğine yönelik verilen manevi danışmanlık hizmetlerine ilişkin Erbaş, “Gençlik bir milletin geleceğidir. Bizim ülke olarak en büyük zenginliğimiz ve imkanımız gençlerimizdir. Bunun için Başkanlık olarak gençlerimize yönelik hizmetlerimize özel bir önem veriyoruz. Sizler de bu önemli hizmet için seçilmiş hocalarımızsınız. Gençlerimize, çocuklarımıza ne kadar iyi rehberlik yapabilirsek, millet olarak geleceğimiz o kadar güzel olacaktır. Bunun için temel amacımız gençlerimizin inanç ve medeniyet değerlerimizle buluşmasıdır. Gençlerin büyük bir milletin ve medeniyetin mensubu olduğunun farkına varması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Muhabbet ve sevgi bağları geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi daha güçlü kılacaktır”
Başkan Erbaş, manevi danışmanlığın en önemli yapı taşlarının gönüllülük ve fedakarlık olduğunu belirterek, “Gençlerin ilmi, fikri, maddi ve manevi gelişmelerine katkı sağlamak, ancak yürekten fedakarca yapılacak bir hizmetle mümkün. Bu iki temel yapı taşı üzerinde kurulan muhabbet ve sevgi bağları geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi daha güçlü kılacaktır. Kendilerine gösterilen sevgi ve ilgi karşısında gençlerimiz öz kimlik ve benliklerinin farkındalığıyla manevi huzur bulacak, karşılaştıkları sorunların üstesinden kolaylıkla gelebileceklerdir” dedi.
“Dijital dünyanın ilmine ve işleyişine vakıf olmalıyız”
Başkan Erbaş, vaizlere ve manevi danışmanlara dijital dünyanın imkan ve risklerinden mutlaka haberdar olmaları tavsiyesinde bulunarak, “İslam’ın hakikatlerini, değerlerini ve güzel ahlaklı ilkelerini tüm insanlığa etkili bir şekilde ulaştırmak için bu alanın ilmine ve işleyişine mutlaka vakıf olmalıyız” ifadesini kullandı.
Açılışa, Diyanet İşleri Başkanlığı Diyanet Akademisi Başkanı Enver Osman Kaan da katıldı.
Burak Can Ekizoğlu
*İHA*