Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TUSAŞ Merkez Yerleşkesi’nde ’T625 Gökbey Helikopter Teslimat Töreni’nde konuştu.
Erdoğan, Jandarma Genel Komutanlığın ihtiyacını karşılanmak üzere geliştirilen GÖKBEY helikopterinin teslimat töreni vesilesiyle bir arada olduklarını, Cumhuriyetin 101. yıl dönümünde bu anlamlı törende sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirtti.
23 Ekim’de TUSAŞ’a yönelik düzenlenen hain terör saldırısında şehit olan 5 kişiye bir kez daha Allah’tan rahmet niyaz eden Erdoğan, “İsimlerini tarihe ve milletimizin kalbine tek tek nakşettiğimiz; Mühendis Zahide Güçlü Ekici’yi, Teknisyen Cengiz Coşkun’u, Teknisyen Hasan Hüseyin Canbaz’, Güvenlik Görevlisi Atakan Şahin Erdoğan’ı, taksi şoförü kardeşimiz Murat Arslan’ı şükranla yad ediyorum. Rabbim şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum. Terör eyleminde yaralanan 22 kardeşimizin çoğu taburcu edildi. Tedavileri süren 3 kardeşimize Mevla’dan acil şifalar temenni ediyorum. Biz, ilahi mesajda buyrulduğu üzere, şehitlerin ölüler olmadığına, onların diri olduğuna tüm kalbimizle inanıyoruz. Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine, onların fedakarlıklarıyla, onların hatıralarıyla hamdolsun vatanımızda huzur ve güven içinde yaşıyoruz” diye konuştu.
Şehitlerin yakınlarının vakar, sabır ve metanetini gördükçe nasıl asil bir milletin ferdi olduğumuzu çok daha iyi anladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde TUSAŞ çalışanlarımızın yaşadıkları terör saldırısına rağmen dik ve dirayetli duruşu her türlü takdiri üzerindedir. ‘Hainlere inat, daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz diyerek bu milletin yiğitliğini, cesaretini ve korkusuzluğunu tüm dünyaya bir kez daha ilan eden TUSAŞ’ın kahramanlarına Türkiye Cumhurbaşkanı olarak ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Buradaki her bir kardeşimin şehitlerimizden devraldığı emaneti layıkıyla taşıdıktan sonra inşallah gelecek nesillere çok daha güçlü bir şekilde devredeceğinden şüphe duyuyorum. Şunun da bilinmesinde fayda görüyorum. Bu tür hain saldırılar bizim terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı asla kıramaz geriletemez, bizi yolumuzdan geri çeviremez” ifadelerini kullandı.
Türkiye’ye yönelik terör tehdidini kaynağında bertaraf etme noktasında asla rehavet içinde olmadıklarını aktaran Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
“İster sınırlarımız dahilinde ister sınırlarımızın ötesinde olsun. Nerede ülkemize yönelik bir tehdit unsuru tespit edersek onu ortadan kaldırmaktan bizi kimse alıkoyamaz. Daha doğru en iyi olmazlar. Bunun için uhdemiz bulunan tüm imkanlardan tüm araçlardan terörü sona erdirecek her türlü devreyi almaktan da çekinmeyiz. Son yıllarda yine terörle mücadele konseptimiz sayesinde bölücü terör örgütüne çok ağır darbeler indirdik. Sınırlarımız ölçünce de yuvarlanan teröristlere nefes aldırmıyoruz. Pençe-Kilit Harekatıyla Irak sınırımızın güvenliğini tahkim ediyoruz. Suriye’deki operasyonlarımızla da güneyimizdeki terör yapılanmasını sınır şehirlerimizden uzaklaştırdık. Terörün olmadığı bir ülke ve bölge hedefimize ulaşana kadar inşallah bu mücadeleyi çok boyutlu bir şekilde devam ettireceğiz. Elbette bunu yaparken terör baronlarının ve onları taşeron olarak kullanan patronlarının oyununa gelmeyeceğiz. 40 yıllık tecrübemiz bize terörün asıl gayesinin milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini dinamitlemek olduğunu öğretmiştir. Bunun önüne ancak ilk cephemizin mukavemetini artırarak geçebiliriz.85 milyon birlik beraberlik ve kardeşlik içinde asırlardır olduğu gibi inşallah daha nice yüz yıllar boyunca bu topraklarda yan yana barış ve huzur içinde yaşayacağız.”
TUSAŞ çalışanlarının bir konuda gönüllerini ferah tutmalarını isteyen Erdoğan, “Bu tür kalleş ve hain eylemler bölücü örgütün unutmayın son çırpınışlarıdır. Ne bölgemizin ne de ülkemizin geleceğinde teröre, şiddete asla yer yoktur ve olmayacaktır. Devletimiz katil sürülerinden de bunların tasmasını elinde tutan ağa babalarından da daha güçlüdür. Hepsinin hakkından gelecek, hepsini tepeleyecek kudret ve kuvvete Allah’ın izniyle ziyadesiyle sahiptir. Suriye ve Irak’taki terör yuvalarını bölücü alçakların başlarına geçirerek şehitlerimizin kanını yerde koymadık” dedi.
Şu an çatısı altında olduğumuz TUSAŞ, Türk savunma sanayinin nasıl badireler atlattığının, hangi zorluklarla, hangi engellerle karşılaştığının en canlı şahitlerinden biri olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal’in başlattığı sanayi hamlesinde savunma sanayimiz de bulunmaktaydı. Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre, Nuri Demirağ, Nuri Killigil gibi müteşebbislerin gayretlerini bugün bile hayranlıkla hatırlıyoruz. Ancak bu vizyoner çabaların, içeriden ve dışarıdan birileri tarafından nasıl akamete uğratıldığını da hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye çok erken başladığı ilk etapta çok önemli mesafe de aldığı bu yarıştan maalesef kopartılmıştır. Savunma sanayi alanında ülkemiz neredeyse tamamen dışa bağımlı hale gelmiştir. Kıbrıs Barış Harekatı’nda dışa bağımlı olmanın sakıncalarını hem de acı bir şekilde tecrübe ettik. Önce tehditle başlayan ardından ambargoyla devam eden süreç ülkemiz için kendi kendine yeten bir savunma sanayinin önemli göstermiştir. Halkımızın desteğini kurulan silahlı kuvvetlerimizi güçlendirme vakıfları eliyle hayata geçen ASELSAN, TUSAŞ, HAVELSAN sonrasında ROKETSAN gibi kurumlar bu süreci ürünleridir” diye konuştu.
“Merhum Erbakan hocamızın bu kurumların ülkemize kazandırılmasında gerçekten emsalsiz katkıları olmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1985 yılında rahmetli Turgut Özal’ın Başbakanlığı döneminde Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı kuruldu. 2004 yılındaki Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısı, milli savunma sanayimiz açısından bir dönüm noktası teşkil etti. Bundan sonra dışarıdan hazır alımlar Bütün bunların yerine ihtiyacımız olan ürünleri yerli ve milli imkanlarla geliştirmeye, yerelden temin etmeye ağırlık verdik. Bunun müspet sonuçlarını da gördük ve görüyoruz. Uyguladığımız politikalarla yüzde 20 olan savunma sanayi yerlilik oranı bugün yüzde 80’leri geçti. Nereden nereye? Bini aşkın yerli savunma sanayi projesi ve 100 milyar dolarlık proje portföyüyle bu alanda kendi kendine yeten bir ülke konumuna geldik. Savunma sanayimiz 3 bin 500’ü aşkın firması ve 90 bini aşkın çalışanıyla Türkiye ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörler arasında yer oldu. İnsansız hava aracı pazarında dünyanın açık ara en büyük üreticisiyiz. 2018’den bu yana dünya genelindeki silahlı İHA satışlarının yüzde altmış beşinin TUSAŞ’ın aralarında olduğu Türk şirketleri gerçekleşti. Bakınız daha önce bize silah verenler attığımız kurşunların çetelesini tutardı. Kimi zamanda bunun hesabını sorar. Toplu iğne yapamıyorduk toplu iğne. Nerelerden? Nereye? Terörle karşı yürüttüğümüz mücadelede sürekli engellerle karşılaşırdık. Hamdolsun artık kendi geliştirdiğimiz silahları kullanarak tüm bu sorunları aştık, aşıyoruz. Artık İHA’mız var mı? Var. SİHA’mız var mı? Var. Akıncımız var mı? Var. Kızıl Elma’mız var mı? Var. Var oğlu var. Milli güvenliğimize dair konularına adım atarken artık kimsenin icazetini aramıyoruz. Artık sen ne dersin diye sormuyoruz. Tabii bununla yetinmeyeceğiz. Önümüzdeki dönemde İHA ve SİHA’ların yanı sıra insansız ve otonom deniz araçlarından denizaltı platformlarına ve uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarının geliştirilmesine de ağırlık vereceğiz” şeklinde konuştu.
Katmanlı hava savunma sistemlerimizin güvenliğimiz açısında ne kadar hayati önemli olduğu bugün çok daha iyi anlaşıldığını aktaran Erdoğan, “Adamın nesi var? Kubbede kubbe diyor. Onların demir kubbesi varsa biz de dedik bizim de çelik kubbemiz olacak. Çelik kubbeyi yapacak mıyız? Yapacağız. Onlara bakarak biz de niye yok demeyeceğiz. Bu süreçte uzun menzilli füze kabiliyetlerimizi de artıracağız. Dostla güven aşılayan düşmanlara korku salan bir caydırıcılığa ulaşıncaya kadar hiçbir alanı ihmal etmeden hep birlikte çalışacağız” dedi.
Türkiye’nin havacılık ve uzay sanayi çalışmalarındaki öncü kuruluşu olan TUSAŞ son yıllarda geliştirdiği ürünlerle sadece güvenlik birimlerimizin değil dost ve kardeş ülkelerin de kapasitesini güçlendirdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TUSAŞ’ımızın göğsümüzü kabartan projelerinin sırrı kurumlarımız arasında giderek artan yakın iş birliği ve koordinasyon kurumlarımız arası koordinasyondur. Kurumlarımız arasındaki eş güdüm ve anlayış güçlendikçe işte bugün burada olduğu gibi oyun değiştiren projeler ortaya çıkıyor. Şunu bir defa özellikle vurgulamak istedim. 2013 yılında tasarım, geliştirme ve test faaliyetleri başlayan GÖKBEY helikopterimizde ne kadar iftihar etsek azdır. Tabii Gökbey’in hikayesini bizim için daha anlamlı ve özel kılan şehit mühendis Zahide güçlü ekicinin bu projede yer almasıdır. Merhume Zahide kardeşimiz iki bin yirmi bir yılından itibaren helikopter alt sistem yerleştirme ve tedarik birimlerinde lider mühendis olarak çalışmıştır. Bugün jandarma genel komutanlığımıza teslim edeceğimiz GÖKBEY helikopterimizde inşallah Zahide kardeşimizle birlikte diğer şehitlerimizin de ruhlarını şad edeceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“GÖKBEY’ler, Jandarma Genel Komutanlığımızın personel taşıma, kargo, hava ambulans, arama-kurtarma ve eğitim faaliyetlerinde adeta eli ayağı olacaktır” diye konuşan Erdoğan, “GÖKBEY helikopterimizin bugün ilk teslimatını gerçekleştiriyoruz. Seri üretim sözleşmesi kapsamındaki 2 adet helikopterin de teslimatları da yıl sonuna kadar yapılacak. Buna ilave olarak; Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza 7 adet, Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza 4 adet, Jandarma Genel Komutanlığımıza 3 adet, Emniyet Genel Müdürlüğümüze 3 adet, Sahil Güvenlik Komutanlığımıza 3 adet olmak üzere, toplamda 20 adet GÖKBEY helikopterinin teslimatı 2026 yılı içinde tamamlanacak. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın ihtiyaçları için ilave 57 adet GÖKBEY helikopterinin seri üretimine yönelik planlamalar devam ediyor. Bununla birlikte, 2026 yılı başından sonra halihazırda Sağlık Bakanlığı için üretimi devam eden ambulans helikopterler de teslim edilecek. Önümüzdeki dönemde 100’den fazla GÖKBEY ihtiyacına yönelik tedarik planlaması sürüyor. Öte yandan TEI firmamız tarafından geliştirilen TS1400 motoru ile GÖKBEY helikopterimizin ilk uçuşu 2023 yılında gerçekleştirildi. 2028 yılından itibaren GÖKBEY helikopterlerimizin teslimatlarını inşallah bu motorumuzla yapacağız” açıklamalarında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Her zaman söylüyorum; bugün tekrar üzerine basa basa ifade ediyorum. ‘Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye’ hayalimizi gerçeğe dönüştürünceye kadar bize durmak, dinlenmek, nefeslenmek yok. Hainlere inat daha fazla çalışacağız, alçaklara inat daha fazla üreteceğiz, emperyalistlere inat daha fazla geliştireceğiz, içerdeki ve dışardaki bedhahlara inat çok daha ileri konumlara geleceğiz. Türkiye yüzyılını inşa edene kadar azimle, sabırla ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.
Bu düşüncelerle teslimatı gerçekleşen ilk GÖKBEY Helikopterimizin Jandarma Genel Komutanlığımız başta olmak üzere, ülkemize ve savunma sanayimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Proje kapsamında görev alan Savunma Sanayii Başkanlığı’nın ve TUSAŞ’ın kıymetli çalışanlarını tebrik ediyorum. Kalleş terör eyleminde şehit olan kahramanlarımıza tekrardan Allah’tan rahmet niyaz ediyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra ilk GÖKBEY helikopterinin üstüne imzasını atarak şehit Zahide Güçlü Ekici’nin adını yazdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı törende, TUSAŞ Merkez Yerleşkesi’nde GÖKBEY, ATAK, HÜRJET, HÜRKUŞ ve ANKA-3 gösteri uçuşu gerçekleştirdi.
Kaynak: İHA