Prof. Dr. İsmail Aydoğan “Bir Dava Adamı/Nurettin Topçu” kitabında şöyle der: “Topçu kelimenin tam anlamıyla Müslüman bir insandır. Onun hareket savaşı, ruhun içindeki aklın, aklın içindeki vicdanın, vicdanın sesi olan aşkın haykırılmasıdır
Prof. Dr. İsmail Aydoğan, “Bir Dava Adamı/Nurettin Topçu” adlı kitabında şu ifadeleri kullanır: “Nurettin Topçu, kelimenin tam anlamıyla Müslüman bir insandır. Ne tarihin kulvarında zedelenerek gelen istismar edilmiş din algısına, ne de yeniçağın yaldızlı söylemlerine kapılan bir insandır. Onun hareket savaşı, ruhun içindeki aklın, aklın içindeki vicdanın, vicdanın sesi olan aşkın haykırılmasıdır.” Yerli olmayan bir eğitimle geçmişle bağı kopartılan belleksiz bir nesil yetiştirildiği için yüz yıla yakın bir süreçte kültür tarihimiz, kendi kültürel değerlerimiz açısından en kurak, en yoksul dönemini yaşamaktadır.
Bizim kültürel değerlerimizin kaynağı İslâm’dır; bütün anlamını İslâm’dan alır ve hayatın o anlam çerçevesinde düzenlenmesini ve o anlam çerçevesinde yaşanmasını önerir bize. Dolaysıyla İslâm, ilga ve mülga edildiği için İslâm’ı bilmeyen nesiller hâkim olmuştur bu döneme. Bu kurak dönemde cins kafalara rastlamak son derece zordur. Necip Fazıl gibi, Nurettin Topçu gibi, Sezai Karakoç gibi, Cemil Meriç gibi, Nuri Pakdil gibi, Rasim Özdenören gibi cins kafaların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Prof. Dr. İsmail Aydoğan’ın “Bir Dava Adamı / Nurettin Topçu” (Hece Yayınları, Ağustos 2021) kitabı bu açıdan Topçu’yu tanımamıza kapı aralayan bir kitap.
Nurettin Topçu, düşünce hayatımıza, kültür hayatımıza, özellikle de eğitim hayatımıza 21 eseriyle damgasını vurmuş cins kafalardan biridir. O, Maurice Blondel’in hareket felsefesinden etkilenir ve hareketi düşüncesine temel alır. Sorbonne Üniversitesi’nde savunduğu orijinal adı Conformisme et Revolte (Başkaldırı ve Uysallık) olan doktora tezi Türkçeye “İsyan Ahlakı” olarak çevrilir. Ayrıca, Blondel’in dışında etkilendiği kişiler arasında Luis Massignon gibi, H. Bergson gibi başka isimler de var. Topçu, 1939’da yayınlamaya başladığı dergisinin adını da Blondel’in hareket felsefesinden mülhem Hareket koyar.
TAM ANLAMIYLA BİR MÜSLÜMAN
[Bir Dava Adamı/Nurettin Topçu, İsmail Aydoğan, Hece Yayınları 2021, 88 sayfa]
Bir Dava Adamı/Nurettin Topçu, İsmail Aydoğan, Hece Yayınları 2021, 88 sayfa
Prof. Dr. İsmail Aydoğan, “Nurettin Topçu, kelimenin tam anlamıyla Müslüman bir insandır. Ne tarihin kulvarında zedelenerek gelen istismar edilmiş din algısına, ne de yeniçağın yaldızlı söylemlerine kapılan bir insandır. Onun hareket savaşı, ruhun içindeki aklın, aklın içindeki vicdanın, vicdanın sesi olan aşkın haykırılmasıdır.” (Age, s. 19) der ve Topçu’nun düşüncesine ilişkin ana kavramları şöyle sıralar:
– Hareket Felsefesi l İsyan Ahlakı
– İrade Davası l Ahlak l Yahudiler-Sözde Dindarlar ve Taklitçiler l Rönesans
– Sanat l Demokrasi-Sosyalizm-Milliyetçilik l Tasavvuf l Eğitim
Bu kavramları tek tek açıklayan yazar, aynı zamanda, bu kavramlar üzerinden Topçu’nun fikir dünyasını özlü bir biçimde özetler. “…isyan, bütün kötülüklere karşı ayaklanmaktır.” diyen Aydoğan, hareket felsefesini düşüncesine temel alan Nurettin Topçu’nun “İsyan Ahlakı”na ilişkin şunları der: “Topçu’da insanın isyanı, içinde bulunan tüm kötülüklere karşı gelmesi anlamındadır. Daha iyi insan olmak için mevcut kötülüklere savaş açmak, onları ruhundan, benliğinden uzaklaştırmaktır. Örneğin insan, şeytanî arzularına karşı isyan etmelidir. İsyan, içindeki sesin mahkûmu olan insanın, bu esaretten kurtulması için mücadele etmesidir. Ayrıca egoist ve bencil isteklerini yerine getiren sorumsuzluk anlayışını terk edip evrenselin, sonsuzluğun isteklerine amâde olmasıdır. İradesini ortadan kaldıran insanlara, topluma, kültüre, din sömürücülerine isyan etmesidir. İsyan Allahsız insana, anarşiye ve bireyciliğedir. Tarihin ve insanlığın kurtuluşu, ferdin isyanına bağlıdır. İsyan gerek bireyde onun ihtirasında, kâinatın ve kendisinin hiçliğini ortaya koyan küçümsemedir. İsyan, aşk içinde sonsuza atılarak bedenini ve ruhunu hiçe sayarcasına ıstıraba adanan harekettir. İsyan duadır, Allah’a itaattir.” (Age, 26)
DİN VE AHLAK BİR BÜTÜNDÜR
Din ile ahlakı ayrı şeyler olarak görmeyen Topçu, İslam ahlakının insana her şeyden önce sorumluluk yüklediğini, saygı, sevgi, incelik ve iradeyle onu olgunlaştırdığını vurgular. Ahlakın yozlaşmasına dair Topçu’nun görüşlerini şöyle ifade eder İsmail Aydoğan: “Topçu, ülkemizde ahlâkî yozlaşmanın Meşrutiyetle özellikle de Cumhuriyet inkılaplarıyla birlikte arttığını belirtir. Çünkü az zamanda yapılan şeklî inkılaplar, millî benliği bozmuştur. Mesela millî tarihimiz öğretilmediği gibi hakir de görülmüştür. İslam dini dâhil manevi varlık hem hor görülmüş hem de gelişmemize engel olarak sunulmuştur. Batılı yaşam tarzı özendirilmiş, millî kültür yasaklanmıştır. Yeni otorite, korku ve tahakkümle yerleştirilmiştir. Demokrasi, hayatın ve toplumun nizamını bozacak şekilde uygulanmıştır.” (Age, s. 40)
Nurettin Topçu’nun en çok eleştirildiği kavram kuşkusuz “İslam Sosyalizmi” kavramıdır. “Nurettin Topçu’nun sosyalizmi komünizme karşıdır.” diyen Aydoğan, bu konuda en ağır eleştiriyi de Necip Fazıl’ın yaptığını belirtir ve Necip Fazıl’ın Babıali kitabından şu alıntıyı yapar:
“… ‘İslam Sosyalizmi’ diye bir dava tutturmuş gidiyordu. 1961’de son hapsimden çıktığım zaman evime gelmek nezaketini gösterdi. Kendisine bu taraflarını tenkid edici sözler söyledim ve dedim ki: -Cihanda hangi mezhep varsa, isteklisi olduğu cennet hayalinin hakikatini İslam’da bulsun, kötü taraflarının ilacını da yine onda arasın; kendinden, siteminden, adından da vazgeçerek ve nefsinde hiçbir istiklal tanımayarak İslam’a sığınsın! Sizse öyle yapmıyorsunuz! Esası ve istiklali (Sosyalizm) de görüyor ve İslam’ı bu esasa uydurabildiğiniz için benimsiyorsunuz. Yani siz, İslam’a değil (Sosyalizm)e inanıyorsunuz! Sizin için lokomotif (Sosyalizm), vagon da İslam… Asla! İslam topyekûn fezayı kuşatan bir ray manzumesi üzerinde tek lokomotif ve geride ne varsa hep ona bağlı vagon… bu nokta din usulünün ana maddesi…” ( Necip Fazıl Kısakürek, Babıali, Büyük Doğu Yayınları, (20.baskı) 2017 İstanbul)
BİR DAVA ADAMI
“Yarınki Türkiye’nin kurucuları, yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli, lakin gösterişsiz ve nümayişsiz çalışan, ruh cephesinin maden işçileri olacaklardır. Bu ruh hamlesinin ilk ve esaslı işi, insan yetiştirmektir. Hünerleri hep fedakârlık olan bu hizmet ehli gençler, hizmetlerinin mükâfatını da hizmet ettikleri insanlardan beklemeyecekler, sonsuzluğa sundukları eserin sesinin akislerini yine sonsuzluktan dinleyeceklerdir.” (Yarınki Türkiye, s.14, Dergâh Yayınları, İstanbul, 2010) diyen Topçu’yu daha yakından tanımamamız için önemli bir çalışma Prof. Dr. İsmail Aydoğan hocanın “Bir Dava Adamı / Nurettin Topçu” kitabı.
Kaynak : İHA