Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Hatay Havalimanı’na ilişkin, “Projemizi yaptık. Şimdi hızlıca ihalesini yapıp havaalanını yeniden yapacağız. Aynı yere yapacağız maalesef. Çünkü başka bir yer yok orada. Rize’deki ve Ordu Giresun’daki havaalanı yaklaşımıyla denizin içerisine nasıl yapmışsak burada da Amik Gölü’nün içerisine aynı mantıkla yapacağız” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ve haber müdürleriyle bir araya geldi. Önce 2002-2023 yılları arasında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca gerçekleştirilen yatırımlarla ilgili bilgi veren Uraloğlu, daha sonra 2023-2028 yılları arasında hayata geçirilecek proje ve yatırımlar ile 2053 yılı ulaştırma ve altyapıda ortaya konan hedef ve projeleri açıklayarak, gazetecilerin sorularını cevapladı.
“11 trilyon dolar ticaret hacmi bulunan 67 ülkenin merkezi konumundadır”
Türkiye’nin coğrafi konumuna dikkati çeken Bakan Uraloğlu, “Ülkemiz 4 saatlik uçuş süresiyle, yaklaşık 1 milyar 650 milyon insanın yaşadığı, 43 trilyon 200 milyar dolar Gayri Safi Milli Hasıla’ya sahip ve 11 trilyon dolar ticaret hacmi bulunan 67 ülkenin merkezi konumundadır. Üç kıtayı birbirine bağlayan jeopolitik konumuyla da Avrupa, Asya ve Afrika ülkelerinin ekonomik ve sosyal gelişimleri için çok önemli bir noktada bulunuyor. Bu gerçeklerden hareketle son yıllarda ülke içinde çok modlu ulaşım bağlantıları sağlamanın yanı sıra, uluslararası koridorlar oluşturarak kıtalar arasında kesintisiz ve kaliteli ulaşım altyapıları tesis ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Nüfusumuzun 2053’te de 112,6 milyona çıkacağını tahmin ediyoruz”
Artan nüfus oranının Türkiye’de araç yoğunluğunu da beraberinde getireceğinin altını çizen Uraloğlu, “2020-2050 yılları arasında ulaşıma yönelik talebin yolcu sayısı-kilometre cinsinden iki katına çıkacağı öngörülüyor. 2020 yılında 12 milyar ton olan dünya ticaret hacminin 2030 yılında 25 milyar tona, 2050 yılında 95 milyar tona ve 2100 yılında ise 150 milyar tona çıkacağı tahmin ediliyor. Ülkemizde ise nüfusumuzun 2029’da 92,5 milyona, 2035’de 98 milyona ve 2053’te de 112,6 milyona çıkacağını tahmin ediyoruz. Ülkemizdeki araç sahipliği sayısının 2050’de Avrupa ortalamasına yakın olan bin kişiye 500 araç oranına ulaşacağını ön görüyoruz. Yani her 2 kişiden biri araç sahibi olacak. Bu durumda da ülkemizde şu anda yaklaşık 26,5 milyon olan araç sayısı 2050’li yıllarda 55 milyon civarında olacak. İşte biz de bu gerçekler ışığında çalışmalarımızı hayata geçiriyoruz” dedi.
Son 21 yılda ulaşım ve iletişim altyapısına 194 milyar dolar yatırım yapıldı
Alt yapı yatırımlarının öneminden bahseden Bakan Uraloğlu, “Son 21 yılda ülkemizin ulaşım ve iletişim altyapısına harcadığımız yaklaşık 194 milyar dolar ile bu alanlarda çok önemli mesafeler kat ettik. Cumhuriyetimizin 100. yılında kaydetmiş olduğumuz önemli yatırımlar ve gelişmeler ile stratejik konumumuzun gereğini en iyi şekilde değerlendirerek ülkemizi uluslararası alanda vazgeçilmez bir düzeye taşıdık” şeklinde konuştu.
Uraloğlu, 6 Şubat depreminde bakanlığın bütün birimlerinin bölgede çalıştığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“11 ilde bakanlık olarak biz vardık. Demir yoluyla, deniz yoluyla, birçok misafirimize esasında İskenderun Limanı’nda, ulaştırdığımız konaklanabilecek gemilerle beraber misafir ettik. Demir yoluyla taşıdık. Biz sadece karayolları olarak 3 bin 400 civarında makine gönderdik. Bu makinelerin yüzde 20’si kendi makinemizdi. Geri kalanı bizim yüklenicilerimizin makineleriydi. O yüklenicilerimiz aşağı yukarı 40 gün civarında bila bedel çalıştılar.”
“(Hatay Havalimanı) Hızlıca ihalesini yapıp havaalanını yeniden yapacağız”
Uraloğlu, depremde zarar gören yolları çok hızlı bir şekilde onardıklarının altını çizerek, Hatay Havaalanı’na şu an boş uçakların indiğini, dolu uçakların kalkabildiğini vurguladı. Uraloğlu, şöyle devam etti:
“Projemizi yaptık. Şimdi hızlıca ihalesini yapıp havaalanını yeniden yapacağız. Aynı yere yapacağız maalesef. Çünkü başka bir yer yok orada. Havaalanı yapılabilecek yakın civarda İskenderun dahil başka bir yer yok. Ama ya ben bunu tecrübe ettik niye bir daha deniyoruz derseniz şöyle bir örnek vereyim. Artık yaklaşım olarak Rize’deki ve Ordu Giresun’daki havaalanı yaklaşımıyla denizin içerisine nasıl yapmışsak burada da Amik Gölü’nün içerisine aynı mantıkla yapacağız.”
“225 kilometre saatlik hızlı tren setinin tasarımına başladık”
Uraloğlu, yerli ve milli raylı sistem araçlarında milli banliyö setini prototip üretimi ve tasarımıyla beraber 2024’te yapacaklarının altını çizerek, “225 kilometre saatlik hızlı tren setinin tasarımına da başladık, 2024’te tasarlamış olacağız. 2025’te prototipini üretmiş olacağız. Sonrasında 250 kilometre hıza sahip yüksek hızlı tren setinin tasarımını ve milli metro projesinin tasarımını da 2026’da inşallah gerçekleştirmiş olacağız. Aynı zamanda özel sektörü de özellikle desteklediğimizi bilmenizi isterim. Yeterince kapasite oluştuğu takdirde biz belki bu sektörden Bakanlık olarak çıkacağız” ifadelerini kullandı.
2053’e kadar 31 milyar dolarlık yatırım
Karayollarında 2053’e kadar yaklaşık 31 milyar dolarlık bir yatırım düşündüklerini aktaran Uraloğlu, 2053’te de 38 bin kilometrelik bir bölünmüş yol hedefleri olduğunu vurguladı.
“6G’ye yönelik çalışmalarımıza başladık”
Uraloğlu, haberleşmede 2028’e kadar yaklaşık 10 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı planladıklarına dikkati çekerek, “6G teknolojisine yönelik çalışmalarımıza başladık. Fiber geniş bant abone yoğunluğunu uzun vadede tüm Türkiye’yi kapsayacak hale getirmeyi planladık. Mobil geniş bant abone yoğunluğunu 57,2 milyar dolar haberleşme yatırımlarıyla yüzde 100’e ulaştırmayı hedefliyoruz. Siber güvenlik konusunda sertifikasyonla ilişkin altyapı çalışmalarını oluşturuyoruz. Önümüzdeki sene artık bütün akıllı cihazların sertifikasyon ve denetimini Bilgi Teknolojileri Kurumu olarak biz yapmaya başlayacağız” dedi.
“İstanbul’daki iki tane köprümüzün askı halatlarının birini yeniledik”
İstanbul’da muhtemel bir deprem için Bakanlığın yaptığı çalışmaların sorulması üzerine Uraloğlu, “İstanbul’daki iki tane köprümüzün askı halatlarının birini yeniledik. 15 Temmuz ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde de devam ediyoruz. Askı halatlarını yeniliyoruz ve bunların rutin kontrollerini yapıyoruz. Özellikle otoyolları üzerindeki viyadüklerin deprem güçlendirmelerini yapıyoruz. Seyahat ederken otoyolda, enine geçen bir köprüden geçerken dikkat edin, hemen o kirişlerin altına böyle ilave çelik plakalar koyulmuştur, eğer orada kiriş düşerse tamamen devre dışı kalmasın, onun üzerine düşsün diye. Dolayısıyla bu tespitleri yaptık ve devam ediyoruz, şu anda da bu anlamda İstanbul’da devam eden bir çalışma var” ifadelerini kullandı.
“İstanbul için tahliye planımız var”
Uraloğlu, Kuzey Marmara Otoyolu’nun İstanbul’un aort damarı gibi olduğuna işaret ederek, “Biz Kınalı-Malkara dediğimiz Çanakkale istikametinden tahliye ve acil yardımı sağlamış olacağız. Aynı şekilde Osmangazi Köprüsü’nden ve Kuzey Marmara Otoyolu’ndan da sağlamış olacağız. İstanbul’da bir tahliye planımız var” dedi.
6 Şubat depreminden etkilenen sanayii bölgeleri Anadolu’ya kaydırılacak
11 ilde yaşanan 6 Şubat depremlerinin bazı arazilerin bile yerlerinin kaymasına neden olduğunu hatırlatan Uraloğlu, şunları kaydetti:
“Fay hattının geçtiği yerde yol 3 metre-4 metre ötelenmiş durumda. Sizin binanızın artık koordinatları kaydı. Bu bütün deprem bölgesinde kaydı. Deprem bölgesindeki sanayi ile ilgili bir çalışma var. Bittiğinde bu dert ortadan kalkmış olacak. Vatandaşın sadece geçiş sürecinde belki bazı inisiyatiflerini engelleyecek ama sonrasında serbest hale gelmiş olacak. Bu sanayinin Anadolu’ya doğru kaydırılması noktasında deprem riskinin daha az olduğu bölgeler Konya ve Kayseri’dir. Buralar öngörülüyor. Ama bu hemen olabilecek bir iş değil. Ama süreç başlatılmıştır.”
Trabzon Havalimanı’nın mevcut pistinin 2 bin 600 metre civarında, 45 metre genişletilmiş olduğundan da bahseden Uraloğlu, pistin ihtiyacı gördüğünü, şu anda terminal binasının yeterli olmadığını söyledi. Uraoğlu, söz konusu havalimanının günde maksimum 22 bin yolcuya ulaştığını ifade ederek, şöyle konuştu:
“Günlük 149-150 civarında uçağa ev sahipliği yapabilecek bir havalimanı. Orada yeni bir havalimanı projesini yaptık. Ve bulunduğu yerin hemen kuzeyine doğru deniz üzerine yapmayı planlıyoruz. Malum Karadeniz’de yer darlığı var. Ve onu yatırım programına da aldık. 3-5 yılda bitebilecek bir iş değil. Dolayısıyla biz onun ihalesini yapmaksızın mevcut havalimanının iyileştirilmesiyle ilgili küçük bir ihale yaptık. İç hatlara 3 köprü ilave ediyoruz. Ayrıca yeni bir terminal binası yapıyoruz. Ve dış hatlar gidiş ve gelişe ayırıyoruz. Bir de CIP binası yapmış oluyoruz oraya. Yapacağımız hizmet Trabzon Havaalanı’nı yaklaşık bir 10 yıl rahatlatacaktır.”
“Bakü-Tiflis-Kars hattı komple yenileniyor”
Uraoğlu, Cumhurbaşkanı’nın ekim ayında Çin ziyareti olabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Çinlilerin Konya, Aksaray, Yenice, Akdeniz hattında bir finansman veya işlerin ortak yapılması konusunda ilgileri var. Yapılmış olan ihaleler var. Dolayısıyla bunların bu süreçte birazcık daha hayata geçeceğini düşünüyorum. Bununla ilgili gerekli görüşmeleri yaptık. Bundan sonra daha iş birliği içerisinde yürüyeceğiz Kuşak Yolu’yla ilgili birçok alternatif var. Her ülke burada rol almaya çalışıyor. Her ülke gerek kendi ülkesinden geçsin gerekse de geçecek güzergahta kendilerinin dahli olsun istiyor. Şu andaki Bakü-Tiflis-Kars hattımız var ve bu komple yenileniyor. Şu an kapalı orası. Sebebi de tamamen yenileniyor olması.”
“Yap-işlet-devret İngilizlerin icat ettiği ve Fransızların yoğun kullandığı bir sistemdir, bunu biz icat etmedik”
Uraloğlu, “yap-işlet-devret” modelinin demir yolunda olmadığını, hava yolu ve daha çok karayollarında olduğunu da hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
“Zaten milli bütçemize aldıklarımız belli, yapıyoruz. Diğer taraftan kredili yaptığımız işler var. Mesela otoyolları dış krediyle yaptık. Yap-işlet-devret değildir. Şu anda Karayolları Genel Müdürlüğünün işlettiği dış kredilidir. Sonrasında yap-işlet-devret İngilizlerin icat ettiği ve Fransızların yoğun kullandığı bir sistemdir. Bunu biz icat etmedik. Biz yap-işlet-devret modeliyle yaptığımız zaman, hangi araç garantisini ve hangi geçiş ücretini verirsek, buraya kredi bulunabilir. Esasında gerçekten geçecek olan araçtan ziyade, orada elbette bir trafik projeksiyonumuz var. Hangi aracın hangi yıllarda geçeceğini hesaplıyoruz. Vatandaşın kullanabileceği bir ücret de tespit etmeye çalışıyoruz.”
Osmangazi Köprüsü’nde trafik öngörülerinin üzerine çıktıklarına da işaret eden Uraloğlu, şu an için köprüyü kullanan araç sayının ortalama 70 binlerde olduğunu, daha çok insanın kullanımı için ücrette zam yapılmadığını belirtti.
*İHA*