Akdeniz Balıkçılık Genel Komisyonu (GFCM) tarafından düzenlenen ve Akdeniz Koruma Derneği’nin (AKD) ev sahipliği yaptığı ve üç gün süren forumda, karşılıklı deneyimler paylaşıldı ve Akdeniz’i etkileyen yerel olmayan türlerin hızla yayılmasına karşı pazar odaklı mavi ekonomi çözümleri masaya yatırıldı.
Akdeniz ve Karadeniz’de yaklaşık Bin yerel olmayan tür tespit edilirken, bunların yarısından fazlası kalıcı popülasyonların oluşturduğu açıklandı. Bu gelişme, deniz ekosistemleri, balıkçılık ve yerel topluluklar için giderek artan zorluklar ortaya çıkardığı, çünkü bu türlerin, yerel türlerle habitat ve besin kaynakları için rekabet edebildiği belirtildi.
Doğu Akdeniz’in ısınan suları, yüksek miktarda bulunan Mavi yengeç ve Aslan balığı gibi türler için yaşam alanı haline geldiği belirtilen toplantıda, bu türlerin aynı zamanda yeni gelir kaynakları için fırsatlar sunduğuna dikkat çekildi.
Akyaka’da 26 yıldır hizmet veren Gökova’daki Akyaka Su Ürünleri Kooperatifi, yerli olmayan türlerin getirdiği değişikliklere uyum sağlama konusunda bir başarı modeli sunduğu belirtilen toplantıda, Gökova Körfezi’nin deniz koruma alanı içinde oluşturulan 7 balıkçılığa kapalı alanda orfoz gibi yerli türlerin boyut ve miktarında artışa neden oldu. Yerli türlerin daha büyük ve sağlıklı olması, yerli olmayan avcı türlerden korunmalarına yardımcı olduğu belirtilirken, balıkçılığa kapalı alanlarda yerli olmayan türlerde yüzde 50’lik bir azalma gözlemlendi. Ayrıca, Akyaka kooperatifi körfezin geri kalanında yakalanan birçok yerli olmayan türü doğrudan tüketicilere ve yerel restoranlara satarak ekonomik değer elde ettiği açıklandı.
Akdeniz Koruma Derneği’nin 2015 yılında başlayan ‘Yeni Balıklar’ programının yolculuğunu, Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kızılkaya iki temel soruya dayandırdıklarını belirterek, “Yerel olmayan türleri ekonomiye nasıl entegre edebiliriz ve küçük ölçekli balıkçılar için bir değer haline nasıl getirebiliriz? Veriler ve anketler gösteriyor ki yerli olmayan türler sadece bizim için değil, aynı zamanda diğer Akdeniz ülkeleri için de giderek önemli bir konu haline geliyor” dedi.
Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından finanse edilen Küçük Ölçekli Balıkçılık Forumu, Akdeniz çevresinden balıkçıları ve diğer paydaşları bir araya getirerek Akyaka gibi örnekleri paylaşmaya ve yerli olmayan türlerin oluşturduğu zorluklar ve fırsatlar konusunda çözümleri tartışmaya odaklandı. Bunlar arasında bu türlerin pazar potansiyelini değerlendirmeye yönelik yerel girişimler de bulunuyor. AKD’nin 2023 yılında Türkiye’deki dört farklı kooperatifte yürüttüğü çalışmada, incelenen toplam avın yüzde 24’ünün yenilebilir yerli olmayan türlerden oluştuğunu ve bu da balıkçıların gelirinin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturarak, yeni pazar fırsatları ortaya koyduğu açıklandı.
Akdeniz Balıkçılık Genel Komisyonundan sosyoekonomik konulardan sorumlu balıkçılık uzmanı Anna Carlson, “Yerli olmayan türlerin izlenmesi ve yönetimi, yerel ekolojik bilgi ve balıkçılar tarafından gerçekleştirilen sürekli veri toplamanın bir sonucudur ve GFCM’nin Akdeniz ve Karadeniz’de sürdürülebilir balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliğine yönelik 2030 stratejisinin temelini oluşturmaktadır” dedi.
Tunuslu balıkçılar da, Türkiye’deki deneyimlere benzeyen hikayelerini paylaştı. Mavi yengeç başlangıçta balıkçılık ve gelirlerde büyük bozulmalara neden olmuş olsa da, Tunuslu balıkçı Sassi Alaya, bu durumun yeni fırsatlar ortaya koyduğunu belirterek, sezonda yakalanan mavi yengecin, Güneydoğu Tunus’taki Gabs Körfezi’nde yakalanan balığın yüzde 70’ten fazlasını oluşturduğunu söyledi. Bu adaptasyon, sadece gelirleri artırmakla kalmadığı, aynı zamanda işe daha fazla kadın ve genç çekmiş ve hükümet politikalarında koruma ve sürdürülebilirliğe doğru bir değişimi teşvik ettiğini söyledi.
*İHA*