TRT World Forum’da konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “İsrail bu kez dünyayı yalanlarıyla rahatlıkla manipüle edememekte, karşısında Cumhurbaşkanımızın liderliğinde verdiğimiz hakikat mücadelesini bulmaktadır” dedi.
Bu yıl yedincisi düzenlenen TRT World Forum, dünyanın farklı coğrafyalarından uluslararası alanda isim yapmış akademisyen, siyasetçi, sivil toplum çalışanı, düşünce kuruluşu uzmanı, bürokrat ve gazetecilerden oluşan 150’nin üzerinde konuşmacıyı İstanbul’da buluşturdu. Şişli’de bir otelde gerçekleşen ve iki gün sürecek olan forumun ilk günündeki programlara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı da katıldı. Forumda konuşan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İsrail’in Filistin’de bebeklerin, çocukların, kadınların, yaşlıların, mazlumların yanında hakikati de katletmenin arayışı içinde olduğunu söyledi. Altun, İsrail’in bu kez dünyayı yalanlarıyla rahatlıkla manipüle edemediğini, karşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde verilen hakikat mücadelesini bulduğunu ifade etti.
Forum bu yıl “Birlikte Gelişmek” temasıyla düzenleniyor
Konuşmasına forumun bu yılki temasını anlatarak başlayan Altun, “Forumumuz bu yıl ’Birlikte Gelişmek’ temasıyla hayata geçiriyor. Küresel sorunlara karşı üretmemiz gereken ortak çözümler var. Bugün bu uluslararası platformda, TRT World Forum’da İstanbul’da bizi bir araya getiren ana saik, ortak sorunlarımıza ortak çözümler üretme arayışıdır, gayretidir. Zira hepimiz bugün bir yandan bir küresel adaletsizlikle ve bir yandan bir küresel acziyetle sınandığımızın bilincindeyiz. İçinde bulunduğumuz bu belirsizlik çağında stratejik iletişim artık kamu politikasının ve uluslararası ilişkilerin tali bir unsuru olmaktan çıkmış, bir yandan etkin bir dış politika enstrümanına dönüşürken, öte yandan artık ulusal güvenliğin önemli başlıklarından biri haline dönüşmüştür. Bütün dünya yüzeyinde oluşan dezenformatif atmosfer, ülkelerin siyasi istikrarını, demokrasilerini, kamu sağlığını ve ekonomik ortamlarını tehdit eder bir noktaya gelmiştir. Türkiye, bu durumu en sert ve en erken şekilde tecrübe eden ülkelerin başında gelmektedir” dedi.
“Geçtiğimiz 10 yılda Türkiye’ye karşı dezenformasyon silahını yoğun şekilde kullandılar”
Özellikle son 10 yılda Türkiye’nin küresel bir oyuncu haline gelmesine mani olmak isteyenler tarafından birçok hamle yapıldığını ancak tüm bunların başarıyla püskürtüldüğünü söyleyen Altun, “Türkiye’nin etkin bir bölgesel güç ve küresel oyuncu olmasından rahatsız olan aktörler, geçtiğimiz 10 yılda Türkiye’ye karşı dezenformasyon silahını yoğun şekilde kullandılar. Gezi kalkışması, 17-25 Aralık FETÖ operasyonları, 15 Temmuz hain darbe girişimi. Bütün bu olaylar sırasında Türkiye, hem içeriden hem dışarıdan çok ağır dezenformasyon saldırılarına maruz kaldı. Çok şükür ki bu dezenformasyon saldırıları Cumhurbaşkanımızın hakikat eksenli siyaseti sayesinde boşa çıkartıldı, başarısızlığa uğratıldı. Cumhurbaşkanımız, siyasete girdiği ilk yıllardan itibaren dönemin anti-demokratik, tek sesli ve vesayetçi medya düzenine karşı çok net bir başkaldırı ortaya koydu ve ona karşı mücadele etti. Ve bu sayede çok şükür Türkiye son 10 yılda farklı biçim ve içeriklerle karşımıza çıkan dezenformasyon kampanyalarına teslim olmadı. Dahası Türkiye bu son 10 yıllık süreçte sadece kendisine yönelen dezenformasyon kampanyalarına, sosyal medya operasyonlarına karşı bir direniş hattı kurmadı; aynı zamanda uluslararası kamuoyunda da bir bilinç ihraç etti” şeklinde konuştu.
“Dezenformasyonla bireysel mücadele hususlarında yeni modeller geliştirdik”
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, dezenformasyonla mücadele anlamında yapılan çalışmalar ve bunun olumlu sonuçlarından bahsederek, “Türkiye, bu süreçte hem kanuni düzenlemelerini yaptı hem de Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Teyit Hattı gibi yapılarla yalan haberin kasıtlı yayılımına karşı bir kamu politikası ortaya koydu. Diğer yandan Türkiye, ulusal ve uluslararası alanlarda işbirlikleri hayata geçirdi. Yine eğitim programlarıyla hem sosyal medya okuryazarlığı hem de dezenformasyonla bireysel mücadele hususlarında yeni modeller geliştirdi. Dezenformasyonla mücadele alanında günden güne imkan ve kabiliyetlerimizi artırıyor, geliştirdiğimiz bilgi, teknoloji ve kabiliyetleri sizin liderliğinizde dost ve müttefik ülkelere aktarabiliyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı ve İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere uluslararası platformlarda bu bağlamda son derece verimli faaliyetleri hayata geçirebiliyoruz. Son dönemde, gerek küresel salgın zamanında, gerek Karabağ savaşında, gerek Rusya-Ukrayna savaşında, gerekse de İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de uyguladığı sistematik zulümlerde, soykırımda şunu gördük ki, doğru stratejik iletişim hamleleriyle dezenformasyonun küresel ve bölgesel güç mücadelelerinde zehirli bir enstrümana dönüşmesine mani olabiliriz” diye konuştu.
“İsrail bu kez dünyayı yalanlarıyla rahatlıkla manipüle edememekte, karşısında Cumhurbaşkanımızın liderliğinde verdiğimiz hakikat mücadelesini bulmaktadır”
Fahrettin Altun, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı soykırıma da sert bir dille tepki gösterdi. İsrail’in Filistin’de bebeklerin, çocukların, kadınların, yaşlıların, mazlumların yanında Gazze’de hakikati de katletmenin arayışı içinde olduğunu söyleyen Altun, “İsrail sürdürdüğü vahşeti ve soykırıma varan katliamları gizlemek için sistematik şekilde yalan ve yanıltıcı haberler imal etmekte, bunları yaymaya çalışmaktadır. Bu, esas itibarıyla İsrail’in kirli propaganda makinesinin alışageldiğimiz yöntemlerinden biridir. Ne var ki, İsrail bu kez dünya kamuoyunu yalanlarıyla rahatlıkla manipüle edememekte, karşısında Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde verdiğimiz hakikat mücadelesini bulmaktadır. Cumhurbaşkanımız, İsrail’in gayrimeşru ve zalim saldırıları başlar başlamaz bize Dezenformasyonla Mücadele Merkezi çatısı altında İsrail’in dezenformasyon saldırılarıyla mücadele edecek bir görev gücü kurmamız talimatını verdi. Biz de bu talimat doğrultusunda 7 gün 24 saat esasına göre çalışan bir görev gücü oluşturduk. Hamdolsun İsrail’in yüzlerce yalanını ifşa ettik. Her ifşaat, İsrail’in yaşadığı meşruiyet krizini daha da derinleştirdi. Cumhurbaşkanımız bir yandan bağımsız, coğrafi bütünlüğü olan güçlü bir Filistin devletinin kurulması için mücadele ederken, yine bölgede akan kanın durması için mücadele ederken, öte yandan vizyonu ve liderliğiyle, bu kanı akıtan zalimlerin kendilerini yalan haberlerle aklama girişimlerinin engellemesine de vesile oldu. Biz önümüzdeki dönemde de Cumhurbaşkanımızın bize gösterdiği hedefler doğrultusunda hakikat mücadelemizi canla başla vermeye devam edeceğiz” ifadeleri ile sonlandırdı.
“Pek çok ülkeden insan, Gazze’deki gerçekleri öğrenmek için TRT ve Türkiye’nin yayınlarını izliyor”
Programa ev sahipliği yapan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı da, Filistin’de yaşanan İsrail zulmünü TRT olarak tüm dünyanın gözleri önüne serdiklerini belirtti. Sobacı, “Elbette Gazze özel oturumumuz, bu yılki forumumuzda çok önemli bir yer ihtiva ediyor. İsrail’in gerçekleştirdiği vahşeti, on yıllardır Filistin topraklarında süren mezalimi bir kez daha uluslararası camianın vicdanına sunacağız. Nitekim, dünyanın çok acı bir insani sınamadan yine başarısızlıkla geçtiğine şahit oluyoruz. İsrail, 7 Ekim’den beri Gazze halkına yönelik topyekûn bir soykırım gerçekleştiriyor. Bebek, çocuk, kadın, hasta tanımaksızın kutsal mekanları, hastaneleri, okulları, mülteci kamplarını yerle bir ederek insanlık suçu işliyor. Ve bu gerçeğin tam ortasında uluslararası medyanın İsrail katliamlarını vicdansızca meşrulaştırmaya çalıştığına tanık oluyoruz. Zulümden yana tavır alan ülkelerin arkasına saklandıkları sözde evrensel değerlerden ve kavramlardan kan damlıyor. Böyle bir katliama ’rıza üretmeye’ çalışanlar unutmamalıdır ki ’katilden kurban, kurbandan katil üretilemez.’ Bizler Türkiye’nin kamu yayıncısı olarak, TRT World Forum gibi küresel markaya dönüşen uluslararası etkinliklerimizle, uluslararası yayın ve yapım alanında daha adil bir temsil imkanı için büyük çaba sarf ediyoruz. Filtrelerle değil adil bir vizörden dünyanın tamamına bakıyor; güçlü-zayıf ayrımı gözetmeksizin hakkaniyet ilkesinden hareketle habercilik ve yayın yapıyoruz. Ulusal ve uluslararası tüm kanallarımızda, dijital platformlarımızda ve içeriklerimizde dünyada yok sayılan milyarlarca insanın sesi olma gayemizi en önde tutuyoruz. Mazlumların hakkını ve iddiasını duyurmak için ’güçlü yayın, güçlü etki’ vizyonumuzla dünyanın dört bir yanına ulaşıyoruz. Çünkü artık ’dünyanın zihnindeki ablukaların kalkması’ gerektiğine inanıyoruz. Nitekim bugün pek çok ülkeden insan, Gazze’nin gerçeklerini öğrenmek için TRT ve Türkiye’nin yayınlarını izliyor. Tarihin karanlık sayfasında yer almak istemeyen vicdanlı insanlar, Türkiye’nin sesinden ve duruşundan güç alıyor” dedi.
*İHA*