Sürdürülebilirlik konusunda sadece üreticinin değil tasarımcının, global markaların hatta tüketicilerin de ortak sorumluluğu olduğunu dile getiren İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, 4. Sustainability Talks İstanbul Zirvesi’nde konuştu.
Tekstil ve moda endüstrisinde sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmak ve çözüm odaklı adımlar atmak üzere gerçekleştirilen 4. Sustainability Talks İstanbul, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) stratejik ortaklığında ve Orbit Consulting – Kipaş Holding iş birliğinde düzenlendi. İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz’ün açılış konuşmasını gerçekleştirdiği organizasyonda IKEA Sürdürülebilir İşletme Müdürü Calvin Woolley, Kara Holding Başkan Yardımcısı İbrahim Kara, Karacasu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Orhan Arifioğlu ve Fashion for Good Asya Bölgesi ve Tedarikçi İlişkileri Başkanı Priyanka Khanna konuşmacı olarak yer aldı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) İyi Niyet Elçisi Mert Fırat’ın sunucu olduğu zirvede, bu yıl ilk kez ‘SustainTech İstanbul’ oturumları gerçekleştirildi. Etkinlikte, tekstile ve modaya dokunan alanlarda inovatif, dönüştürücü sürdürülebilirlik çözümleri sunan yeni girişimler de sektördeki markalar ve yatırımcılarla buluştu.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE ‘İLKLERİN’ SEKTÖRÜ OLDUK
Sektörü daha sürdürülebilir hale getirmenin ve dünyayı korumanın sadece üreticinin değil herkesin ortak sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Ahmet Öksüz, “Üretimde çevresel etkileri en aza indirgeme, yenilenebilir ve geri dönüştürülebilir kaynaklara yönelme, su tüketimini, enerji kullanımını ve atık üretimini azaltacak yöntemlerin benimsenmesi büyük önem taşıyor. Bunlarla beraber ürünlerin dayanıklılığını artırmak, fazla kaynak tüketiminin önlenmesi, ürünlerin kullanım ömrünü tamamladıktan sonra geri dönüşüm olanakları göz önünde bulundurularak tasarlanması ve tüketicilerin bilinçlenmesini sağlamak yapabileceklerimizden sadece bazıları. Biz de İTHİB olarak ‘Sustainability Talks’ programımızın yanında, üzerimize düşen görevleri hakkıyla yürüttüğümüze inanıyoruz. ‘Sürdürülebilir İş Ödülleri 2023 Yarışması’nda da ‘Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Vizyonu Projesi’ ile ödül alarak bunu kanıtladık. Bilindiği üzere, sürdürülebilirlik eylem planını açıklayan ilk sektör olduk. Sürdürülebilirlik kapsamında sektörümüzün yetkinliklerini artırmak amacıyla yine bir ilki başararak ‘Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Rehberi’ni yayınladık. Yine, eylem planımız kapsamında UR-GE, ISTKA, IPA III ‘Karbon Ayak İzinin Takibi ve Azaltılması’ projelerini hayata geçirdik.” diye konuştu.
DÜNYANIN GÜNDEMİNİ DEĞERLENDİRİYORUZ
Döngüsel ekonomi yolculuğunda yürütülecek birçok çalışma ve kat edilecek yol olduğuna dikkat çeken Ahmet Öksüz, “Bu yolculuk üreticiler, tedarikçiler, markalar, kamu, üniversite gibi tüm paydaşların ortak hareket etmesi gereken bir yolculuk. ‘Sustainability Talks’ programımız da bu çerçevede, tüm tarafları bir araya getiren en kapsamlı faaliyet olarak sektörümüzü destekliyor. 2018 yılında ‘Sustainability Talks’ programımızın ilki, 200 kişinin katılımıyla hayata geçmişti. Geldiğimiz noktada bugün sadece Türkiye’nin değil dünyanın sürdürülebilirlik gündemini, birbirinden değerli uzmanlar ve konu başlıklarıyla değerlendiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ ‘SÜRDÜRÜLEBİLİR’ KILMAMIZ GEREKİYOR
Büyük bir duyarlılıkla çıkılan sürdürülebilirlik yolculuğunda tekstil sektörünü; başta ‘denetim yorgunluğu’, ‘green washing’ (yeşil aklama) ve ‘enerji krizi’ gibi gündem maddelerinin olumsuz etkilediğini kaydeden Ahmet Öksüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak bu sorumluluk, sadece üreticinin değil tasarımcının, global markaların ve hatta tüketicilerin de ortak sorumluluğu. Her markanın kendi denetimleriyle birlikte 40’ın üzerinde sosyal uygunluk ve çevresel denetim süreçleri ve sertifikasyonu bulunuyor. Yeşil aklama, tüketicileri yanılttığı gibi haksız rekabet ortamı da biz üreticileri zorluyor. Enerji krizi ise maalesef tüm yakın coğrafyamızın ortak problemi. KPMG’nin 2022 Küresel Enerji Sektörü CEO Araştırmasına göre; CEO’ların sadece yüzde 9’u iklim değişikliğinin en kritik risk olduğunu düşünüyor. Aynı araştırmanın 2021 versiyonunda ise bu oran yüzde 35’ti. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarının devamlılığını sağlamak için çok daha kapsamlı, birbirini anlayan, çözüm odaklı iş birlikteliklerine ihtiyaç duyuyoruz. Kısacası, ‘sürdürülebilirliği sürdürülebilir kılmamız gerekiyor.” dedi.