Bakan Şimşek’ten ekonomiye dair olumlu mesaj: Türkiye 2026’da gelişmiş ülkeler kategorisine girmiş olacak

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomiye dair iyimser söylemlerde bulundu. Türkiye’nin bu yıl içerisinde 1,1 trilyon dolarlık bir ekonomi haline geleceğini ifade eden Şimşek, “Türkiye, 2026’da Dünya Bankası’nın tanımıyla gelişmiş ülkeler kategorisine girmiş olacak” diye konuştu.

Bakan Şimşek’ten ekonomiye dair olumlu mesaj: Türkiye 2026’da gelişmiş ülkeler kategorisine girmiş olacak
Yayınlama: 16.09.2023
A+
A-

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 10. Dünya Türk İş Konseyi Kurultayı’nda yaptığı konuşmada ekonomiye dair olumlu mesajlar vererek Türkiye’nin 2026 yılında gelişmiş ülkeler kategorisine gireceğini ifade etti.

2026 YILINI İŞARET ETTİ

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 10. Dünya Türk İş Konseyi Kurultayı’nda dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Ekonomiye dair iyimser söylemlerini yineleyen Bakan Şimşek, 2026’da Türkiye’nin gelişmiş ülkeler kategorisinde olacağını belirtti.

“YÜZDE 3 CİVARINDA KÜRESEL BÜYÜME ÖNGÖRÜLÜYOR”

Dünyanın düşük bir büyüme döneminde olduğuna işaret eden Şimşek, “Önümüzdeki 5 yıl ortalama yüzde 3 civarında küresel büyüme öngörülüyor. Bu kısmen tabii ki yüksek enflasyonla mücadele için parasal sıkılaştırmayı yansıtmakla birlikte aslında daha yapısal birtakım karşı rüzgarları yansıtıyor. Çünkü dünya çok büyük bir borç içinde ve bu büyümeyi sınırlıyor. Nüfusta ciddi bir yaşlanma söz konusu. Yatırımlarda nispeten düşük bir seyir var. Verimlilik düşük seyrediyor. Bütün bunları bir arada düşündüğümüzde zaten büyümeyi sınırlıyor.” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE ÇOK BÜYÜK AVANTAJA SAHİP”

Ancak daha da önemlisi dünyada çok ciddi bir jeopolitik çöküntü olduğunu belirten Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü: “Yani dünya aslında son yıllarda büyük bir çekişme nedeniyle korumacı bir patikada yoluna devam edecek gibi görünüyor. Tabii ülkemiz için bu önemli fırsatlar da içeriyor. Ülkemiz açısından baktığımız zaman özellikle pandemi sonrası da bir trende dönüşmüş olan yakın yerlerden tedarik veya dost ülkelerden, piyasalardan tedarik trendi çok önemli bir trend. Dolayısıyla ben Türkiye’nin o açıdan çok büyük avantaja sahip olduğunu düşünüyorum. Çünkü Avrupa Birliği gibi çok önemli bir bölgeye sadece coğrafi anlamda yakın değiliz. Gümrük Birliği’yle ve uzun süredir devam eden adaylık ilişkisi nedeniyle dost ülkelerden tedarik kategorisine yakın piyasalardan tedarik özelliğine sahip bir ülke. Benzer bir şekilde aslında Orta Asya’yla, Balkanlar’la, Orta Doğu’yla, hatta Afrika’yla yine yakın ve dost ülkelerden tedarik noktasında ben Türkiye’nin ön plana çıkacağına inanıyorum. Bu trend bizim lehimize.”

“ENFLASYONLA MÜCADELEDE KARARLIYIZ”

Bu noktada önce makrofinansal istikrarın tesis edilmesi gerektiğini dile getiren Şimşek, şunları kaydetti: “Bizim programın üç tane temel bileşeni var. Birinci bileşeni dezenflasyon. Yani fiyat istikrarının tekrar sağlanması. Maalesef dünyada da pandemi sonrası çok yüksek enflasyonist bir dönem söz konusu ama tabii Türkiye’de enflasyon çok daha yüksek seviyelerde. Enflasyonun yüksek olduğu yerlerde iş yapmak kolay değil. Öngörülebilirlikten, sürdürülebilir büyümeden bahsetmek zorlaşıyor. Türkiye’yi tekrar yüksek, sürdürülebilir, dengeli bir büyüme patikasına sokmak için enflasyonla mücadelede kararlıyız. Daha önce başardık, tekrar başaracağız.

“PARASAL SIKILAŞMAYA GİDİYORUZ”

Dezenflasyon programı deyince aklımıza tabii ki parasal sıkılaşma geliyor. Dünyada da öyle… Aslında sadece Türkiye’de değil. Bakın size bir rakam vereyim. Son 21 ayda 12 gelişmiş ülke toplam 107 kez, 22 gelişmekte olan ülke ise 162 kez faiz artışına gitti ve şu anda küresel enflasyon aşağı yönlü bir trend idi ama uzun vadeli ortalamaların hala çok üzerinde. Dolayısıyla ülkemizde de bir parasal sıkılaşmaya gidiyoruz. Aynı zamanda seçici kredi sıkılaşmasına da gidiyoruz. Bunun amacı kıt olan imkanlarımızın üretken alanlara kanalize edilmesidir.”

“ENFLASYONUN 2024’ÜN İKİNCİ YARISINDAN İTİBAREN AŞAĞI YÖNLÜ KALICI TRENDE GİRMESİNİ BEKLİYORUZ”

Bu dönemde en büyük önceliklerinden birinin de ihracat olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, şunları söyledi: “İhracat dediğiniz zaman tabii ki işin içinde üretim var, istihdam var, yatırım var. Dolayısıyla aslında Cumhurbaşkanımızın da hep vurguladığı gibi yatırım, istihdam, üretim ve ihracat perspektifine sahibiz. Ülkemizdeki kıt kaynakların bu alana kanalize olması noktasında kararlıyız. O nedenle de seçici kredi düzenlemelerine gidiyoruz. Bunun yanında tabii miktarsal sıkılaştırma da söz konusu ve bir bütünlük içerisinde baktığımız zaman önümüzdeki dönemde tabii ki enflasyonun özellikle 2024’ün ikinci yarısından sonra çok ciddi bir şekilde aşağı yönlü kalıcı bir trende girmesini bekliyoruz. Çünkü para politikası gecikmeli olarak çalışıyor.

“MALİYE POLİTİKASINDAKİ BOZULMA GEÇİCİ OLACAK”

Kredi politikası, benzer şekilde maliye politikası tabii depremin etkisiyle bir süre daha genişleyici gibi görünebilir ama depremin etkilerini bir kenara bıraktığımız zaman aslında biz tekrar Maastricht kriterlerine ulaşmaya yönelik çok ciddi tedbirler aldık. Bu tedbirler sayesinde maliye politikasındaki bozulma geçici olacak.”

“ENFLASYONLA MÜCADELE SADECE PARA POLİTİKASI ÜZERİNDEN YAPILAMAZ”

Mehmet Şimşek, ekonomi programın ikinci önemli bileşeninin maliye politikası olduğunu vurgulayarak, maliye politikasının geçmişte Türkiye’nin en güçlü tarafı olduğunu, deprem etkileri bir kenara bırakıldığında tekrar o noktaya bu program döneminde dönüleceğini söyledi. 2026’da deprem etkisi hariç bütçe açığının yüzde 3’ün ciddi bir şekilde altında olacağını ifade eden Bakan Şimşek, şöyle devam etti: “Dolayısıyla hem Maastricht kriterlerini yakalamış olacağız hem de aslında son 20 yılda yakaladığımız ortalamalara yakın bir açıkla yolumuza devam edeceğiz. Maliye politikası ve para politikası ahenkli bir şekilde gidecek. Çünkü enflasyonla mücadele bizim gibi ülkelerde sadece para politikası üzerinden yürütülebilecek bir mücadele değil.

MALİYE VE PARA POLİTİKASI VURGUSU

Çünkü para politikasına aktarım mekanizması gelişmiş ülkelerdeki gibi çok iyi çalışmıyor bizim gibi ülkelerde. Çünkü para ikamesi var. Başka bir sürü faktör var. Bunların da farkındayız. O nedenle biz maliye politikası olarak da tabii deprem yaralarını sararken bir taraftan da para politikasını destekleyici bir noktaya gelmek arzusundayız. Onun için de zaten gereken tedbirleri aldık. Almaya devam edeceğiz.”

“TÜRKİYE’NİN YAPISAL DÖNÜŞÜMÜ İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, uygulanan ekonomik programın çok önemli bir bileşeninin de yapısal dönüşüm, yani yapısal reformlar olduğuna işaret ederek, şu ifadeleri kullandı: “Vergiden tutun yatırım ortamına kadar birçok alanda 7 ana başlık altında Türkiye’nin yapısal dönüşümü için çalışmaya devam edeceğiz. Yapısal dönüşümden maksadımız verimlilik artışını sağlayacak önemli düzenleme ve uygulamalardır, doğru alanlara yatırımdır. Çünkü yatırım ve rekabet ortamının iyileştirilmesi, Türkiye’de inovasyonun ve verimliliğin anahtarıdır.

“İLK DEFA BU SENE 1 TRİLYON DOLARIN ÜZERİNE ÇIKACAĞIZ”

Dolayısıyla biz tekrar ülkemizi gerçekten gelişmiş ülkelerle hızlı bir şekilde arayı kapatan bir patikada büyüyen noktaya getireceğiz. Bu sene tabii ki bizim tahminlerimize göre, Türkiye yaklaşık ilk defa bu sene 1 trilyon doların üzerine çıkacağız. Yuvarlamam gerekirse (bu yıl) yaklaşık 1,1 trilyon dolarlık bir ekonomi haline geleceğiz. Bu önemli.

“2026’DA GELİŞMİŞ ÜLKELER KATEGORİSİNE GİRECEĞİZ”

Bu program dönemi sonunda yani 2026’da, Türkiye, 2026’da Dünya Bankasının tanımıyla yüksek gelirli gelişmiş ülkeler kategorisine girmiş olacak. Bu çok önemli bir eşik. İnanıyorum ki biz bunu başaracağız. Bunun ön koşulu fiyat istikrarıdır.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.