Türkiye’de düşük organ bağışı oranları, hayatı tehdit eden organ nakli süreçlerinin başarıyla gerçekleşmesini engelleyen en büyük faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. İskan Çallı, organ bağışının önemine dikkat çekerek, toplumun daha fazla bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Organ Bağışı Nedir ve Neden Önemlidir?”
Organ nakli, hastalıklı bir organın, sağlıklı bir bireyden alınan organla değiştirilmesidir. Dr. Çallı, Türkiye’de en yaygın yapılan organ nakillerinin böbrek ve karaciğer olduğunu belirterek, “Ülkemizde böbrek ve karaciğer nakli çok yaygın, ancak kalp, akciğer ve pankreas gibi diğer organ nakilleri de yapılıyor. Dünya da, Türkiye bu alanda canlı verici organ nakillerinde öncü ülkelerden birisi,” dedi.
Beyin ölümü gerçekleştikten sonra organ bağışının yapıldığını vurgulayan Dr. Çallı, “Organ bağışı konusunda toplumda hala ciddi bir bilgi eksikliği ve yanlış anlamalar var. İnsanlar, organ bağışının çeşitli sebeplerle sakıncalı olduğunu düşünüyor” diye belirtti.
“Dinî ve Hukuki Açıdan Organ Bağışı”
Organ bağışının dinî açıdan bir engel teşkil etmediğini belirten Dr. Çallı, şunları söyledi: “Din İşleri Yüksek Kurulu’nun verdiği fetvaya göre organ bağışı İslamiyet’te helaldir. Diğer dinlerde de herhangi bir engel bulunmamaktadır. Kur’an-ı Kerim’in Maide Suresi’nin 32. Ayeti’nde ‘Bir insanı kurtaran, tüm insanlığı kurtarmış gibidir’ ifadesi yer alır. Bu da organ bağışının ne kadar kıymetli olduğunu ortaya koyar.”
“Kimler organ bağışlayabilir?”
Dr. Çallı, 18 yaşını doldurmuş ve akli dengesi yerinde olan her yetişkinin organ bağışında bulunabileceğini belirterek, sürecin nasıl işlediğini anlattı: “Organ bağışı için, bir sağlık kurumuna başvurulup bir form doldurulması gerekmektedir. Formda hangi organların bağışlanacağı belirtilir ve bağışçıya bir kart verilir. Bu kartıda bağışçı sürekli yanında taşımalıdır”dedi.
“Yanlış Algılar ve Bilinçsizlik Sorunu”
Organ bağışı konusundaki yanlış algılara da değinen Dr. Çallı, “Bazı kişiler, organ bağışı yaparsa, hastaneye gittiklerinde doktorların onlara gereken özeni göstermeyeceğini düşünüyor. Ancak bu algı tamamen yanlıştır. Bir doktorun görevi, her durumda hastayı yaşatmak ve tedavi etmektir” dedi.
Ayrıca, her ölen kişinin organlarının bağışlanamayacağını belirten Dr. Çallı, “Organ bağışı için beyin ölümünün gerçekleşmiş olması ve kişinin yaşam fonksiyonlarını devam ettiriyor olması gerekmektedir. Ayrıca, beyin ölümü gerçekleştikten sonra organ bağışı yapılabilmesi için aile onayı şarttır” dedi.
“Türkiye’de Organ Bağışı Sayıları Yetersiz”
Türkiye’de organ bağışı ve nakli konusunda ciddi bir yetersizlik olduğunu ifade eden Dr. Çallı, “Ülkemizde 70 binin üzerinde diyaliz hastası bulunuyor ve 25 binin üzerinde böbrek nakli bekleyen hasta var. Ancak 2024 yılında, bin 800 civarında beyin ölümü gerçekleşen kişiden sadece 330’unun organları bağışlandı. Bu oran, organ nakli bekleyen hastaların ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak” diye belirtti.
“Geleceğin Teknolojileri: Organ Üretimi ve Yapay Zeka”
Organ nakli sürecini kolaylaştırabilecek yeni teknolojiler üzerine de konuşan Dr. Çallı, “Yapay zeka ve 3D yazıcılar, organ nakli sürecini köklü bir şekilde değiştirebilir. Eğer başarılı bir şekilde biyolojik organ üretimi yapılabilirse, bu teknolojiler sayesinde organ nakli ihtiyaçları ortadan kalkabilir. Ayrıca, yapay zeka desteğiyle organ bağışçıları ile hastalar daha hızlı ve etkin bir şekilde eşleştirilebilir” dedi.
“Organ Bağışının Topluma Katkıları”
Organ bağışının sadece bireylerin hayatını kurtarmadığını, aynı zamanda ülke ekonomisine de büyük katkılar sağladığını vurgulayan Dr. Çallı, “Bir organ bağışı, sağlık harcamalarını azaltır ve diyalize giren hastaların tedavi masraflarını ortadan kaldırır. Ayrıca, organ bağışı toplumda dayanışma duygularını güçlendirir” şeklinde konuştu.
“Farkındalık Artmalı: Eğitim ve Bilgilendirme Şart”
Toplumda organ bağışı konusunda bilinçlenmenin arttırılması gerektiğini belirten Dr. Çallı, “Okullarda ve toplumun her kesiminde bu konuya yönelik bilgilendirme yapılması büyük önem taşıyor. Sağlık çalışanları olarak, hem kendi alanımızda bilinçlenmeyi artırmalıyız hem de medya ve sosyal medya gibi araçları kullanarak farkındalık yaratmalıyız” dedi.
“Unutulmaz Bir Anı: Hayat Kurtaran Yolculuk”
Dr. Çallı, organ bağışı konusunda yaşadığı unutulmaz bir anısını paylaştı: “Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli eğitimindeyken sabah organ nakillerimize başlayıp, mesai bitimine doğru akşam saatlerinde Isparta’dan bir beyin ölümü gerçekleşti ve organ bağışı yapıldığı söylendi. Biz hiç dinlenmeden karayolu ile Isparta’ya gittik bağışçının organları alındı gece yarısı Antalya’ya döndük sabaha doğru nakillerimizi gerçekleştirdik. Bütün günün yorgunluğu ile evimize gitmeyi beklerken, Isparta’dan 2. Bir beyin ölümü ve organ bağışı geldi. Tekrar akşamında karayolu ile Isparta’ya gittik yani 3 gün 3 gece organ bağışçıları sayesinde hiç dinlenmeden insanlara hayat vermeye çalıştık, hayatlarını kurtarmaya çalıştık. Bu benim unatamadığım anılarımdan biri. O süreçte, bir insanın hayatını kurtarmanın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anladım.” dedi
“Organ Bağışı Yapamayacak Kişiler Kimlerdir?”
Dr. Çallı, organ bağışı yapamayacak kişiler hakkında da şu bilgileri verdi: “AIDS, HIV, aktif Hepatit B ve C taşıyıcıları, kanser hastaları ve alkol ya da madde bağımlılığı yaşayan kişiler organ bağışı yapamaz. Ayrıca, kontrol altına alınamayan enfeksiyonları olan kişiler de organ bağışında bulunamaz.”
“Organ Dağıtım Süreci: Adalet ve Eşitlik”
Organların dağıtımının, Ulusal Organ Doku ve Nakil Koordinasyon Sistemi üzerinden yapıldığını belirten Dr. Çallı, “Bağışlanan organlar, aciliyet durumuna göre ve bekleme sırasına göre hastalar arasında eşit şekilde dağıtılır. Önemli olan, her hastanın ihtiyaç duyduğu organı zamanında alabilmesidir” dedi.
Doktor Çallı son olarak insanlara organ bağışının önemi konusunda şu mesajı verdi; “Organ nakli hayat kurtarır. İnsanlara yeni bir hayat verme şansını bizler sağlayabiliriz.”