Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriyelilerin ülkelerine geri dönmelerine ilişkin, “Suriyelilerin güvenli ve gönüllü geri dönüşlerinin sağlanması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 9-13 Aralık tarihlerinde yurt dışında ve merkez teşkilatta görevli büyükelçilerin katılımıyla gerçekleştirilecek olan 15. Büyükelçiler Konferansı’nın açılışında konuştu.
Konferansın Türk devletine ve milletine hayırlı olmasını temenni eden Fidan, bu yılki konferansın temasını Türkiye’nin diplomasi hamleleri ve küresel yansımaları olarak belirlediklerini, bu çerçevede küresel ve bölgesel sınamalar karşısında yürütülen mili ve bağımsız dış politikanın etkilerini derinlemesine inceleyeceklerini aktardı.
Fidan, günümüzde iç içe geçmiş tehditler, birbirini besleyen çatışmalar, terörizm, düzensiz göç, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı, iklim krizi ve siber tehditler gibi sorunlar karşısında uluslararası kuruluşların çözüm üretmede yetersiz kalması sonucu karmaşıklık ve belirsizliğin giderek arttığını vurguladı. Fidan, bu belirsizliğin ise kutuplaşmanın derinleşmesine ve büyük güçler arasında rekabetin artmasına neden olduğunu da sözlerine ekledi.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulan yönetişim sisteminin bugünün sorunlarına çare olamadığının altını çizen Fidan, “İsrail’in Gazze’de sürdürmekte olduğu ve bugüne de 44 binden fazla Filistinli kardeşimizin hayatına mal olan soykırıma, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) ‘dur’ diyememesi küresel yönetişim krizini ve Birleşmiş Milletlerin reform ihtiyacını açık şekilde ortaya koymaktadır. Diğer yandan, giderek Doğu-Batı Savaşı’na dönme riski artan Rusya Ukrayna Savaşı’nın barındırdığı geniş kapsamlı çatışma riski, son dönemde karşılıklı atılan adımlarla ne yazık ki daha da tırmanmıştır. Her iki çatışmada binlerce sivilin hayatını kaybetmesine dolaşmıştır. Ayrıca beraberinde küresel enflasyon, ekonomik durgunluk ve gıda güvenliği gibi sorunları da getirmiştir. Bu zorlu konjonktür Dışişleri Bakanlığımıza düşen sorumluluğu daha da arttırmaktadır” dedi.
Suriye’de yaşanan gelişmelerin umut ışığı olduğunu söyleyen Fidan, “Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere uluslararası aktörlerin Suriye halkına el uzatıp kapsayıcı bir yönetimin oluşturmasına destek vermesini bekliyoruz. Suriye’de kalıcı çözüm ile barış ve istikrarın ancak ulusal uzlaşıyla sağlanabileceğini en başından beri bildiğiniz gibi söylemekteydik ancak bütün gayretlerimize ve kendisine tanınan fırsatlara rağmen rejim halkıyla barışma yoluna gitmedi. Bilhassa rejimin Cumhurbaşkanımızın yaklaşan süreci öngörerek yaptığı çağrılara olumlu yanıt vermemesi ne kadar haklı olduğumuzu ortaya çıkaran gelişmelerin yaşanmasına sebep oldu” açıklamasında bulundu.
Gelinen noktada Suriye’de yeni bir dönem başladığını belirten ve artık ileriye odaklanılması gerektiğini söyleyen Fidan, bundan sonraki süreçte farklı etnik ve dini grupların kapsayıcı bir yönetim anlayışı ve barış içerisinde yaşadığı bir Suriye’yi arzu ettiklerini söyledi.
Komşularıyla iyi ilişkileri sahip olacak, bölgesine barış ve istikrar katacak yeni bir Suriye görmek istediklerini ve bunun için gereken desteği vermeye hazır olduklarını belirterek, “Bu amaçla bölgesel aktörler başta olmak üzere tüm taraflarla gerekli diyaloğu ve eş güdümü sürdürmekteyiz. Türkiye bundan sonra da Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği, refah, güvenlik ve istikrarını sağlanması için üzerine düşen her türlü sorumluluğu üstlenmeye devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Suriyelilerin güvenli ve gönüllü geri dönüşlerinin sağlanması ve ülkenin yeniden imarı için çalışmalarını sürdüreceklerini dile getiren Fidan, “Zor günlerinde Suriyeli kardeşlerine el uzatmış olan Türkiye, Şam’da açılan yeni sayfada da yanlarında olacaktır. Suriye halkının da bu altın fırsatı iyi değerlendireceğine inanıyoruz. DEAŞ ve PKK’nın mevcut durumdan fayda sağlamasının önlenmesi, Suriye’yi terörizm için güvenli liman olmaktan çıkartacaktır. Bunun için de her türlü çalışmamıza kararlılıkla devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
Suriyelilerin herkes tarafından terk edildiği senaryoda Türkiye’nin yanlarında durduğunu belirten Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göstermiş olduğu güçlü iradenin umudunu kaybeden Suriyeliler için umut ışığı olmaya devam ettiğini kaydetti.
Diplomatik hamleleri yaparken sadece Türkiye’nin milli güvenliği ve huzuru için değil bölgenin huzuru ve refahı için de istediklerini söyleyen Fidan, “Benzer diplomatik yaklaşımımızı güneyde İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma karşı da ilk günden itibaren en güçlü şekilde ortaya koyduk. Bölgesel garantörlük teklifiyle sorunun iki devletli çözüm temelinde olması gerektiğini ilk günden itibaren vurgulayan yine Türkiye oldu. İsrail’e ticareti durdurduk. Filistin’in uluslararası alanda daha fazla devlet tarafından tanınmasını sağlayan ayrıca İsrail’e silah satışlarının durdurulması içerisinde bulunan uluslararası girişimlere bu hariciye öncülük etti. Uluslararası adalet limanındaki davalara müdahil olduk. Kurulmasına öncülük ettiğimiz İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Ligi Filistin Temas Grubu üyeleriyle çeşitli ülkelerde defalarca üst üste girişimlerde bulunduk. Ateşkesin sağlanması, insani yardımların ulaştırılması ve Filistin’in devlet olarak tanınması için yoğun bir diplomasi mesaisi yaptık. Bu temasların etkisiyle bir yıl önce ateşkesi zikretmekten dahi çekinen birçok ülkenin bugün ateşkes ve iki devletli çözüm savunucusuna dönüştüklerini memnuniyetle görmekteyiz” dedi.
Filistinlilere yönelik desteği insani yardımlarla da ülke olarak gösterdiklerini ve göstermeye de devam edeceklerini dile getiren Fidan, Lübnan’daki ateşkesin kalıcı olması, Gazze’de de ateşkesin sağlanarak nihai çözüme gidilmesi için çalışmalara bütün gayretleriyle devam edeceklerini ve Filistin’e desteğin 1967 sınırları temelinde bir Filistin devleti kurulana dek devam edeceğini de söyledi.
Önemli bir diğer diplomasi hamlesinin Rusya Ukrayna Savaşı’nda da gösterdiklerini ve göstermeye devam edeceklerine dikkati çeken Fidan, “Savaşın sona erdirilmesine ve Karadeniz’de seyrüsefer emniyeti sağlanmasına yönelik çabalarımızı aralıksız sürdürmekteyiz. Taraflar nezdinde sahip olduğumuz güvenilir muhatap konumumuzdan istifadeyle son gelişmelerle ortaya çıkan tırmanma riskini bertaraf etmek üzere gerekli temasları sürdürmekteyiz” dedi.
Fidan, bölgede refah ve barışın temini için her coğrafyada ilişkileri geliştirme gayretlerine aralıksız devam ettiklerine değinerek, “Komşumuz Irak’la güvenlik başlığı olmak üzere muhtelif alanlardaki iş birliğimizi derinleştirmemiz, İran’la ikili ve bölgesel ilişkileri ilerletmemiz, Güney Kafkasya’da barış ve istikrarı sağlamaya yönelik girişimlerimiz ve Yunanistan’la ilişkilerimizi pozitif gündem çerçevesinde geliştirmemiz bunların sadece birkaç başlangıcı örneğidir” diye konuştu.
Avrupa Birliği’yle ilişkilerin tam üyelik perspektifinden ilişkilerimizi ilerletme niyetlerinin baki olduğunun altını çizen Fidan, “Sürecin dar siyasi hedeflere akamete uğratılmasının herkesten evvel Avrupa Birliği için stratejik kayba yol açtığını her platformda dikkate getirmekteyiz. Türkiye ayrıca NATO içindeki stratejik konumunu muhafaza etmeye devam edecektir. Ülkemiz güçlü ordusu ve her geçen gün gelişen savunma sanayi ekosistemiyle ittifakın imkan ve kabiliyetleriyle caydırıcılığına anlamlı katkılarda bulunmaktadır. Müttefiklerimizden de PKK, FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütleriyle mücadelede yanımızda olmalarını beklemekteyiz” ifadelerine yer verdi.
Fidan, 2002’de Afrika’yla 4,3 milyar dolar seviyesinde olan ticaretin bugün 40 milyar doları aştığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
“Tabiatıyla Latin Amerika ve Asya-Pasifik ülkeleriyle ticari münasebetlerimiz de gelişmekte. Dolayısıyla çalışmalarımızın hem ülkemiz hem de muhataplarımız bakımından oluşturduğu refah artırıcı sonuçlarını memnuniyetle görüyoruz.”
Bakan Fidan, Türkiye’nin Avrupa, Orta Doğu ve Asya’yı bağlayan konumu gereği pek çok bağlantısallık projesinin de doğal ortağı konumunda olduğunu vurgulayarak, “Avrupa ile Asya arasında enerji, mal ve hizmetlerin transferi bakımından büyük önem taşıyan Hazar geçişli orta koridora ve bununla bağlantılı projelere stratejik önem atfetmekteyiz” açıklamasında bulundu.
Ayrıca Bakan Fidan, Türkiye’nin barışta kararlı, bölgesinde güçlü ve dünyada saygın bir dış politika yürütmeye devam edeceğini de sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA