Eğitim- Bir-Sen Van Şube Başkanı Mehmet Ali Uca, Öğretmenler Günü dolayısıyla Gürpınar Haber’e konuştu. Uca, öğretmenlik mesleğinin toplumun mihenk taşı olduğunu söyledi.
Öğretmenlerin toplumda çok önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Uca, “Öğretmenler günü ülkemizde bir defa aynı zamanda da dünya da başka bir tarihte bir defa olmak üzere iki defa kutlanıyor. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü ve 24 Kasım Öğretmenler Günü olmak üzere iki defa kutlanıyor. Tabi biz öğretmenlerimizi yılda bir ya da iki kere hatırlamakla onlara karşı olan görevimizi sorumluluğu tamamlamış olmayız. Önemli olan öğretmenlerimizi yılın 365 günü hatırlayıp onlara sorunlarını çözmek adına hareket etmek ve onları mutlu bir şekilde motivasyonlu, huzurlu bir şekilde sınıf ortamlarına girmelerini sağlamak bizim en önemli görevlerimiz. Çünkü öğretmenin mutlu olmadığı, heyecanını yitirdiği sınıf ortamları maalesef eğitim açısından noksan kalıyor. Öğrencilerimiz bu anlamda kendilerini eğitime hazır hissetmemiş oluyorlar ve eğitim süreçleri çok sağlıksız geçmiş oluyor ve bu da doğal olarak ailelerimize, toplumumuza ve ülkemize yansımış oluyor. Bu çok önemli bir konu yani zincirleme olarak olaya baktığınız zaman hepsi birbirini tamamlayan ve en başında da öğretmenlerimizin mutluluğunu gerektiren önemli bir durum. Bunun ötesinde tabii öğretmenlerimizin huzurlu ve mutlu bir şekilde okullara gitmesi için de kafalarında ki soru işaretlerinin alınması gerekiyor bu soru işaretleri nedir? Sağlıklı bir şekilde evinden okula ulaşması, ekonomik açıdan uygun bir halde olması, sosyal yaşam anlamında imkânların onlara arttırılması, ulaşım açısından kolaylıkların getirilmesi, gerekirse belediyeler tarafından ücretsiz ulaşım sağlanması gibi önemli konuların öğretmenlerimiz açısından gündeme getirilmesi gerekiyor. Tabi bunların en önemlisi de ekonomik durum. Şu aşamada baktığımız zaman yeni göreve başlayan bir öğretmenimizin 40 bin civarında bir ücret aldığını biliyoruz. Bu rakam gerçekten de Avrupa’daki ülkelere baktığımız zaman oradaki maaş ortalamalarına baktığımız zaman çok düşük bir seviyede. Bu rakamın tabii ki yükseltilmesi gerekiyor bu önemli bir nokta. Her ne kadar uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik ünvanlarının öğretmenlik meslek kanunuyla getirilmiş olması bir nebze 10 yılını aşmış öğretmenlerimiz açısından bir avantaj sağlamış olsa da 10 yıldan az yani göreve başlayıp 10 yıla kadar tecrübesi olan arkadaşlarımız açısından herhangi bir artısı olmadı. Bu konuda bakanlığın bir çalışma yapması gerekiyor” dedi.
“ÖĞRETMENLERİN SINIFLANDIRILMASINA KARŞIYIZ”
Öğretmenlerin sınıflandırılmasına karşı olduklarını vurgulayan Uca, “Öğretmenlerimizin sınıflandırılmasına biz karşıyız. Yani ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen, uzman öğretmen, başöğretmen, yani öğretmenler odasında 5 tane sınıftan bahsediyoruz. 5 tane sınıf olarak nitelendiriliyor olmaları öğretmenlerimiz açısından itibar kaybına da neden oluyor. Ücretli öğretmenin öğretmenler odasındaki ruh halini, sözleşmeli öğretmenlerin öğretmenler odasındaki ruh halini ya da uzman öğretmen ve başöğretmen olmamış kadrolu öğretmenlerimizin öğretmenler odasındaki ruh halini düşünemiyorum bile. Bizim bu sınıf ayrımından bir an önce vazgeçmemiz gerekiyor. Öğretmenlerimize kademe yılına göre, tecrübe yılına göre ekstradan bir ücret verilmesinin en doğru yol olduğunu düşünüyoruz. Hizmet yılı arttıkça öğretmenlerimize de bu anlamda bir özel eğitim öğretim tazminatının yıl oranına göre artırılması gerektiğini düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“BAHÇESARAY’IN KÖYÜNDE ÇALIŞAN BİR ÖĞRETMENLE MUĞLA’NIN MERKEZİNDE GÖREV YAPAN BİR ÖĞRETMEN AYNI MAAŞI ALMAMALI”
Öğretmenlere verilen maaş konusunda da bir takım değişikliklerin yapılmasını dile getiren Uca, “Öğretmenlerimizin beklediği önemli konulardan biri de özellikle kalkınmada öncelikli üyelerde çalışan öğretmen arkadaşlarımız için ek teşvik getirilmesi. Bu bölgede çalışan arkadaşlarımız çok fazla uzun süreli kalmıyorlar. Bir an önce buradaki hizmet sürelerini tamamlayıp batıya doğru hayat şartlarının daha iyi olduğu noktalara gitmek istiyorlar. Bu öğretmen arkadaşlarımızı buraya bağlamanın bu bölgeye kalkınmada öncelikli yörelere bağlamanın çözüm yolu da ek teşvik getirilmesi. Bakanlığımızın da bu noktada mutlaka adım atması gerekiyor. Ayrıca Bahçesaray’ın bir köyünde görev alan bir öğretmenle, Muğla’nın bir merkezinde görev yapan bir öğretmenin de aynı maaşı almaması gerekiyor. Bahçesaray hem iklim şartları, hem doğa şartları, hem imkânlar açısından gerçekten çok mahrumiyet alanı olan bir bölge. Bu bölgeye benzer Artvin’de de çok yerleşkelerimiz var. Ötesinde Ardahan’da var, Iğdır’da var, bu tarafa baktığımızda Siirt’te var Şırnak’ta var, hatta ve hatta iç Anadolu bölgesinin Kayseri’de, Yozgat’ta yine kalkınmada öncelikli yörelerimiz var. Bu anlamda bakanlığın bir sınıflama yapıp bir oranlama getirip, mutlaka ek teşvik getirilmesi gerekiyor. Bunun üzerinde de özellikle durmanın nedeni de bu. Yine bir başka konu aile birliğinin sağlanması noktasında şu an mevzuatında çok ciddi eksiklik var. Birçok arkadaşımız eşinden ayrı çocuğundan ayrı bir görevlerini yürütmektedirler. Bu da doğal olarak sınıf ortamına yansıyor. Sınıf ortamına yansıdığı zaman çocuklarımıza yansıyor, çocuklarımıza yansıdığı zaman ailelerimize, ailelerimize yansıttığı zaman topluma, topluma da yansıttığı zaman bu sefer ülkemizin tamamına bütün satına yayılmış oluyor olumsuz anlamda buna da gerçekten çözüm üretmek gerekiyor” dedi.
“EK DERS ÜCRETLERİ ENFLASYONUN GERİSİNDE KALDI”
Öğretmenlere verilen ek ders ücretlerinin enflasyonun geride kaldığını söyleyen Uca, bu konuda değişiklikler yapılması gerektiğini vurguladı. Uca, “Yine öğretmen arkadaşlarımızın ek dersleri gerçekten enflasyon gerisinde kaldı. Yapılan maaş zamlarının altında bir artışla ek dersler şu an veriliyor. Doğal olarak ek derslerin arttırılması ihtiyacı da var. Birçok arkadaşımız belki ek ders alamıyor ama ek ders alan alabilecek durumda olan arkadaşlarımız böyle bir beklentisi var. Dönüp dolaştığımızda ekonomik veriler üzerinde hareket ediyoruz. Bunlar evet gerçekten çok çok önemli bunların bir an önce giderilmesi gerekiyor. Öte taraftan yine bahsettiğim üzere sosyal alandaki kolaylıkların getirilmesi de yine öğretmenlerimiz açısından çok elzem bir durumdur. Bunları niye söylüyoruz çünkü bir toplumun mihenk taşıdır öğretmen. Bir toplumun geleceğinin mimaridir öğretmen. Bir toplumun ayakta kalmasındaki en büyük etkenlerden biridir öğretmen. Bir toplumun doktorunu, mühendisini, başbakanını, cumhurbaşkanını, siyasetçisini, bürokratını yetiştirendir öğretmen. Bir toplumun kriz anlarında en fazla elini taşın altına koyan kişidir öğretmen. Bir toplumun tabiri caizse geleceğini inşa edendir öğretmen. Körpe çocuklarımıza, gençlerimize, o narin el bbek gül bebek yetiştirdiğimiz çocuklarımızı teslim ettiğimiz şahsiyetlerdir öğretmen. Öğretmen her şeydir. Öğretmen bizim kara kutumuzdur. Öğretmen bizim yol arkadaşımızdır. Öğretmen bizim manevi havamızı güçlendiren kişidir. Bütün bunları bir öğretmen yapıyorsa o zaman hak ettiğinide vermek lazım” yorumunu yaptı.
“YÖK SİSTEMİNİ BAŞTAN AŞAĞI YENİLEMEMİZ GEREKİYOR”
Atama bekleyen öğretmen sayısının oldukça fazla olduğunu belirten Uca, “Atama bekleyen öğretmen sayısı çok fazla. YÖK yükseköğretim kurumu sistemini bence baştan aşağı bir yenilememiz gerekiyor. Çok fazla öğrenci alıyoruz üniversitelere. Çok fazla mezun veriyoruz ama mezun verdiğimiz kişi sayısı kadar da iş alanı bulamıyoruz. Dolayısıyla bu bir problem ve bu problemi baştan çözmek lazım. Tabi şu an ülkemizdeki okul sayısı, öğrenci sayısı, derslik sayısı dikkate alındığında bir miktar öğretmen açığı daha var bu 20.000 atama yeni yapılacak olan atama dışında bir miktar öğretmen açığımız daha var. Onların da belki zamanla giderilmesi sağlanacak ama asıl program öğretmenlerin atanamaması değil, asıl problem çok fazla mezun verip, insanları bekletmektir. Yani vatandaşların daha farklı alanlara artık yönlendirilmesi gerekiyor. Öğretmenlik mesleği bu ülkede artık tıkandı ve 3-5 yıl sonra tam tıkanma noktasına gelecek çünkü artık çok ihtiyaç olmayacak. Bu gerçeği de artık göz ardı etmemiz gerekiyor. Yani nüfus artışı çok aman aman ciddi artacak ki öğretmenlik ihtiyacı tekrar doğsun. Gelip baktığımızda nüfus artışı durgunlaştı ülkemizde. Artık doğum oranı gerçekten çok çok yavaşladı. Bunu da düşündüğümüzde öğretmen sayısının arttırılması sonraki yıllarda çok muhtemel bir durum olmayacak. Bu açıdan baktığımızda yönlendirilmenin farklı taraflara yapılması gerekiyor ama en azından bakanlığın mevcut atama bekleyen öğretmenler içerisinde de bir eritme yapması gerekiyor bu 20 binle olacak bir sayı değil. En az 30 bin yâda 40 bin tane atama daha yapılması gerekiyor ki toplumda, orda atama bekleyen arkadaşlarımızda rahatlayabilsinler” dedi.
“ÖĞRETMENLERİMİZİN HER DAİM YANINDAYIZ”
Öğretmenlerin her daim yanında olduklarını vurgulayan Uca, son olarak şunları söyledi: “Öğretmenlerimiz sabırlı olsunlar. Öğretmenlerimiz rahat olsunlar ki biz sendika olarak onların her türlü özlük haklarından tutun, mali ve sosyal haklarına kadar elimizden geldiği müddetçe mücadelemizi sürdürüyoruz. Bir 15 yıl önceye baktığımızda bugüne geldiğimizde çok ciddi kazanımlar elde etmiş. İşte nöbet ücretlerinden tuttun, 3 bin 600 ek göstergeye kadar, idari tatillerde verilen ek derslerden tutun, kılık kıyafet serbestliği kadar, sınav görevlerinden sınav ücretlerinin arttırılmasından tuttun, birçok noktaya kadar bu anlamda işte uzman öğretmenlik, başöğretmenlik yani öğretmenlik meslek kanunu, öğretmene şiddet noktasında alınan son alınan kararlar bunların hepsi çok çok olumlu gelişmeler. Daha iyisi olacak. Daha iyisinin olması için hep birlikte çalışıyoruz, mücadele ediyoruz. Onlar eğitim boyutuyla kendi işlerine yönelsinler. Çocuklarımızla ilgilenmenin yollarını, her türlü yolu denesinler. Onlar kendi işlerine yoğunlaştıkça ben eminim ki bizler de kendi işimize daha çok yoğunlaşacağız ve onlar için daha çok mücadele edeceğiz. Aynı zamanda öğretmenlik mesleğinin bir diğer önemli olgusu olan vicdani boyutta öğretmen arkadaşlarımızın kendini mutlu hissetmeleri gerekiyor. Yaptıkları iş kadar vicdani boyutuyla mutlu oluyorlar. Yani öğretmenlik mesleğinde en güzel taraflarından biridir bu. Her attığınız adımda mutlu oluyorsunuz, her yaptığınız işten mutlu oluyorsunuz. Her başarıda yüzünüzde gülücükler artıyor. Öğretmenlik mesleğinin diğer mesleklerde olmaya en önemli güzel tarafıdır. O yönlerini geliştire dursunlar biz de inşallah onlar için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bu vesileyle 24 Kasım Öğretmenler Gününüde kutluyorum. Nice öğretmenler gününü sağlıklı ve mutlu şekilde geçirmelerini diliyoruz. Hayırlı bir şekilde emekli olmalarını da görsünler İnşallah ve bu hayatta yetiştirecekleri öğrencilerin geldikleri noktaları gördükçe mutlu olmalarını diliyoruz. Onların en büyük mutluluk kaynakları, öğrencilerinin mutluluklarıdır. Çünkü biz öğretmenler mutluluğumuzu öğrencilerin mutluluğundan alıyoruz dolayısıyla tekrardan öğretmen günlerini kutluyorum.”