Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ek bütçe kanun teklifi görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında bilgi verdi.
Yılmaz, bütçe açığına ilişkin olarak, “2022 yılında uyguladığımız politikalar ve aldığımız önlemlerle yakaladığımız yüksek büyüme ve artan gelir performansımız sayesinde yılı, sene başındaki öngörümüz olan yüzde 3,5 yerine yüzde 1,0 oranında bir bütçe açığı ile kapattık. Böylece, 2022 yılında beklenenin oldukça üzerinde bir bütçe performansı yakalamayı başardık. Bu çerçevede, düşük bütçe açığı ve borçlanma maliyetleri katkısıyla AB tanımlı kamu borç stokunun Gayri Safi Yurt İçi Hasılaya oranı 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 41,8’den yüzde 31,7’ye gerilemiştir” ifadelerini kullandı.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremin kamu harcamalarında artışa neden olduğunu belirten Yılmaz, “Depremin yol açtığı yıkımın maliyeti yaklaşık 104 milyar doları bulmaktadır. Bu gelişmeler bir yandan gelir beklentilerimizi ve harcama büyüklüklerimizi etkilerken, diğer yandan ihtiyaçlarımızı farklılaştırmıştır. Küresel belirsizlik ve risklerin devam ettiği bu makroekonomik ve jeopolitik ortamda, yüzyılın en büyük afetlerinden birinin de yaşanmış olmasıyla, bütçemizdeki mevcut ödeneklerin dağılımını ve miktarını yeniden taksim etme ve dolayısıyla kamu hizmetlerinde herhangi bir aksaklık oluşmaması amacıyla 2023 yılı bütçemizde revizyona gitme ihtiyacı hasıl olmuştur. Bizler bu ek bütçeyle Cumhurbaşkanımız liderliğinde; depremden etkilenen illerimizi daha güçlü şekilde ayağa kaldırmayı, çiftçimizin, esnafımızın, işçimizin, emeklimizin yanında olmayı, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın sosyal desteklerle yanlarında olmayı ve ülkemizin kalkınma potansiyeline katkı sağlayacak eğitim ve sağlık başta olmak üzere altyapı yatırımlarını daha hızlı tamamlayabilmeyi amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.
Uluslararası kuruluşların küresel ekonomiye yönelik büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etiğini söyleyen Yılmaz, “Bu kapsamda, OECD, küresel ekonominin 2023 yılı büyüme tahminini yüzde 2,7 olarak açıklamıştır. IMF ise, 2023 yılı için küresel büyüme beklentisini yüzde 2,8 olarak belirlemiştir. Ayrıca, 2023 yılında ticaret büyümesinin geçmiş tahminlerden daha düşük seviyelerde gerçekleşeceği öngörülmektedir. Nitekim, IMF tarafından dünya ticaretindeki büyümenin 2022’deki yüzde 5,1 düzeyindeki artıştan 2023’te yüzde 2,4’e gerilemesi beklenmektedir” diye konuştu.
Dünya ekonomisinin yüzde 2.3 büyürken Türkiye ekonomisinin yüzde 6.2 büyüdüğüne dikkat çeken Yılmaz, “Ekonomik büyüklüğümüz 905,5 milyar dolar olurken, kişi başı gelirimiz 10 bin dolar sınırını aşarak 10 bin 655 dolara ulaşmıştır. Bu koşullar altında, yüzde 3,5 olarak öngördüğümüz bütçe açığının milli gelire oranı, mali disipline uygun olarak güçlü bir performansla yüzde 1 olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılının ilk çeyreğinde ise ülkemizde Şubat ayında yaşanan Kahramanmaraş ve Hatay depremleri yüzyılın felaketi olarak insani kayıplarımızın yanında ciddi üretim kayıplarına yol açmıştır. Buna rağmen, ekonomimiz yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,0 oranında büyüme kaydetmeyi başarmıştır. Bu dönemde, özel tüketim öncülüğünde gerçekleşen bu büyümeye yurtiçi talebin katkısı 6,8 puan olmuştur. Bununla birlikte, küresel rekabette Türkiye’yi üst sıralara taşımamıza katkı sağlayacak olan makine-teçhizat yatırımları 2019 yılının son çeyreğinden itibaren on dört çeyrektir kesintisiz büyüme kaydetmiştir. 2023 yılının ikinci çeyreği ve sonrasına ilişkin öncü göstergeler de güçlü bir iç talebe ve ılımlı bir ihracata işaret etmektedir. Önümüzdeki dönemde, dengeli, sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme hedefimize yönelik politikalarımız bu çerçevede kararlılıkla sürdürülecektir” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, şöyle devam etti:
“2023 yılında küresel ekonomide üretim ve dış ticaretteki zayıf görünüme ve özellikle ana ticaret ortaklarımızdaki olumsuz seyre rağmen, yılın ilk yarısında öncü verilere göre 6 aylık ihracatımız 123,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiş bulunmaktadır. Aynı dönemde ithalatımız 184,8 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. Art arda rekorlar kıran ihracatımızdaki artış eğilimi küresel gelişmelere bağlı olarak bir miktar yavaşlamış olsa da, içinde bulunduğumuz yılı geçtiğimiz seneye göre daha yüksek seviyelerde bir ihracat rakamıyla kapatmayı hedefliyoruz. Bu süreçte, gerek küresel olumsuzluklar gerekse ülkemizde meydana gelen yıkıcı deprem felaketine rağmen, aldığımız önlem ve destekler ile ihracatçılarımızın üstün çabaları sayesinde, dış pazarlardaki konumumuzu korumaya ve ihracatımızı nitelik ve nicelik olarak geliştirmeye devam etmemiz oldukça önemlidir.”
Cari işlemler açığının enerji fiyatlarındaki artış sebebiyle enerji ithalatının 48.4 milyar dolar olduğunu hatırlatan Yılmaz, “2023 yılında cari açığımızın Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya oranının OVP hedefimiz olan yüzde 2,5’in üzerinde bir seviyede gerçekleşmesini beklerken yılın ikinci yarısında oluşacak nispi iyileşmenin etkisi ile bugünkü seviyesinin oldukça altında olmasını öngörüyoruz. Toplam istihdamımız 2023 yılı Mayıs ayı itibarıyla mevsim etkilerinden arındırılmış olarak 31,7 milyon kişiye ulaşmıştır. Salgının derinden hissedildiği 2020 yılı Nisan ayına göre ise oluşturduğumuz ilave istihdam 6,5 milyon kişiyi aşmıştır. 2023 yılı Mayıs ayı itibarıyla mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranımız gerilemiştir” dedi.
2023 yılında kredilerin üretim, yatırım ve istihdama yönlendirilmesine destek olan selektif kredi politikalarının devamına önem verdiklerini ifade eden Yılmaz, “KOBİ’lerimiz ve girişimcilerimizi önceleyerek toplam kredi büyüklüğü 250 milyar lirayı bulan 14 farklı Hazine destekli Kredi Garanti Fonu paketi açıkladık. 23 Haziran itibarıyla sistemin başlangıcından itibaren sağlanan kefalet hacmi 730 milyar lirayı bulurken bu kefalet hacmi çerçevesinde ulaşılan kredi büyüklüğü 870 milyar liraya ulaşmıştır. Yılın ilk çeyreğinde faiz tavanlarının kaldırılmasıyla birlikte Kur Korumalı Mevduat uygulamasına olan talep artmış ve 27 Haziran itibarıyla KKM bakiyesi 2,7 trilyon liraya ulaşmıştır. Bu tutar toplam mevduatın yüzde 25’ini oluşturmaktadır. Uygulama başlamadan önce yüzde 60’ın üzerinde olan mevduatın dolarizasyon oranının ise 27 Haziran itibarıyla yüzde 40,7’ye gerilemiş olması son derece önemlidir. TL mevduatların desteklenmesi amacıyla KKM’ye uygulanan stopaj istisnası ile diğer TL mevduatlara uygulanan stopaj indirimlerinin süresini 2023 yılsonuna kadar uzatmış, döviz mevduatlarına uygulanan stopaj oranlarını ise yükseltmiş bulunuyoruz” şeklinde konuştu.
Yılmaz, borçluluk oranlarına ilişkin olarak, “2022 yılının son çeyreğinde kamu borcunun Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 108,7 ve gelişmekte olan ülkelerde yüzde 65,3 iken Türkiye’de yüzde 32 seviyesinde gerçekleşmiştir. Hanehalkı borcunun milli gelire oranı ise gelişmekte olan ülkelerde ortalama yüzde 47,7 iken Türkiye’de bu oran aynı dönemde yüzde 11 olarak gerçekleşmiştir. Reel sektör borcunun milli gelire oranında da aynı durum söz konusu olup gelişmiş ülkeler ortalaması yüzde 106,7, Çin hariç gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 60,5 iken Türkiye’de aynı oran yüzde 55,2’dir. Sermaye piyasasının geliştirilmesine yönelik adımlarımızı da yine kararlılıkla atıyoruz. Yurt içinde gerçekleştirilen halka arzları özendirmek amacıyla SPK tarafından şirketlerimize sağlanan çeşitli kolaylık ve indirimler sayesinde şirketlerimizin halka arza olan talebi artarak devam etmektedir” diye konuştu.
Yılmaz, şunları kaydetti:
“’Asrın Felaketi’ olarak nitelendirilen Kahramanmaraş ve Hatay depremleri, 120 bin kilometrekarelik bir alanda, Türkiye’nin tarımsal ve sanayi üretiminin yoğun olarak yapıldığı, şehircilik geleneklerimizin en güzel örneklerini barındıran, tarih, kültür ve turizm bakımından son derece zengin 11 ilimizi ve 14 milyon insanımızı doğrudan etkileyerek büyük bir yıkıma neden oldu. Kahramanmaraş merkezli depremlerde ortaya çıkan 30 katrilyon jullük enerji yoğunluğu, 1945’te atılan atom bombası ile Hiroşima’da ortaya çıkan 15 trilyon jullük enerji yoğunluğunun yaklaşık 2 bin katı büyüklüğündedir. Bu kıyas dahi felaketin boyutlarını net olarak ortaya koymaktadır. Bölgede; AFAD, TÜBİTAK ve MTA tarafından yapılan arazi çalışmaları sonucunda başta otoyollar ve demiryolları olmak üzere zeminde 3 ila 7 metreye kadar varan yer değiştirmeler gözlenmiştir. Bu depremlerde hayatlar yıkılırken başta şehirlerimiz ve altyapısı olmak üzere sanayi alanları, tarihi ve doğal zenginlikler, kırsal yerleşim alanları, sulama, iletişim, ulaşım ve lojistik altyapısı, eğitim ve sağlık kurumları, ibadethaneler ve sosyal donatı alanları büyük zarar gördü. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarının katkıları ile Mart ayında yayımladığı 2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu kapsamında depremin ekonomiye tahmini maliyeti yaklaşık 104 milyar dolar olarak hesaplanmıştır. Çok geniş bir alanda çok büyük bir nüfusu çok çeşitli boyutlarda etkileyen bu büyük felaket sonrasında milletimizle kenetlenerek hızlı bir müdahale gerçekleştirdik. Başta arama kurtarma faaliyetleri olmak üzere akut dönemde 275 bin ve bugüne kadar toplamda 650 bin personel ve 51 bin gönüllü vatandaşımız sahada görev yapmıştır. Ayrıca, dünyanın farklı ülkelerinden, 11 bin 488 personel ülkemize destek vermiştir. 20 bin iş makinesi, 141 helikopter, 82 uçak ve 37 geminin faaliyet gösterdiği deprem bölgesinde deniz, hava ve kara araçları ile ilk andan itibaren etkili bir müdahale gerçekleştirilmiştir.”
Yılmaz, bölgeye 1 milyon 3 bin 218 çadır sevk edildiğini aktararak, “350 çadır kentte ve parçalı çadır alanlarında toplam 2 milyondan fazla vatandaşımız kurulan çadırlarda geçici olarak barındırılmıştır. Geldiğimiz noktada çadırlara olan ihtiyaç azalmakta, geçici barınma ihtiyacı kurulan konteyner kentler ile karşılanmaktadır. Şu anda 121 çadır kentte 17 bin 866 çadır kurulu olup 67 bin 190 kişi bu çadır kentlerde barındırılmaktadır. Kurulan 312 konteyner kentte ise 164 bin 982 konteynerde 423 bin kişi barındırılmaktadır. Mobil fırın ve mutfakların kurulduğu, günlük 12 milyon ekmek üretiminin sağlandığı deprem bölgesinde, sıcak yemek ve içme suyu ihtiyaçları giderilmiş, süratli bir yaklaşımla seyyar tuvalet, seyyar elektrik santrali gibi diğer temel ihtiyaçlar sağlanmıştır” ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, depremle ilgili aktarılacak büyüklüğe dikkat çekerek, “Ek Bütçe Kanunu Teklifinde, afet konutlarının yapımı ve altyapı hasarlarının giderilmesi için 482,8 milyar lira olmak üzere depremden zarar gören vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması ve kamu idarelerinin yapı stokunda oluşan zararların giderilmesi gibi amaçlarla toplam 527,3 milyar lira ödenek öngörülmüştür. 2023 yılında, diğer ödenek imkanları da dikkate alındığında deprem zararlarının giderilmesi amacıyla bütçeden toplam 762 milyar lira harcama yapılması öngörülmektedir” dedi.
*İHA*