İstanbul’da düzenlenen “İş Pozitif” tanıtım programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Güçlü bir Türkiye üç temel üzerinde yükselir; güçlü kadın, güçlü aile ve güçlü toplum” dedi. Erdoğan, kadınların istihdama katılması ile dünya genelinde yoksulluğun azalması arasında bir paralellik bulunduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul’da “İş Pozitif” tanıtım programına katıldı. Burada konuşan Emine Erdoğan, kadınların istihdamda yer almasının ülke ekonomisine sağladığı katkılara dikkat çekti. Dünya Bankası’nın bir araştırmasının sonuçlarını paylaşan Erdoğan, bu sonuca göre istihdamda kadınların artışı ile dünya genelinde yoksulluğun azalması arasında bir paralellik bulunduğunu dile getirdi.
“Güçlü kadın, güçlü aile ve güçlü toplum”
Emine Erdoğan, güçlü bir Türkiye’nin “güçlü kadın, güçlü aile ve güçlü toplum” temelleri üzerinde yükseldiğini söyleyerek, “Kadınların hak ettiği ölçüde kendisine yer bulamadığı, bireylerin aileden uzaklaşarak yalnızlaştığı bir toplum her türlü saldırıya açık hale gelir. Kalkınmaya yönelik amaçlar bugün yalnızca ekonomi değil, sosyal ve toplumsal boyutlarla ölçülenir. Nüfusun nerede yarısını oluşturan kadınların güçlendirilmesi, üretim dünyasına adil ve hakkaniyetli bir sistem ile dahil edilmesi, sürdürülebilirlik kalkınmayı hedefleyen her ülke için bir mecburiyettir. Türkiye olarak son yirmi yılda eğitimden istihdama, kadınların hak ve fırsatlardan eşit yararlanmaları için kapsamlı destek mekanizmaları oluşturduk. Kadınların toplumsal her alanda önlerine çıkan engelleri kaldırmak için var gücümüzle çalıştık. Çünkü inanıyoruz ki biz, kadını ve erkeğiyle güçlü bir milletiz. Türkiye yüzyılında koyduğumuz hedeflere de ancak birlikte omuz omuza yürürsek ulaşabiliriz. Bu dayanışma ve birliktelik hali üretim ve iş dünyasında da kendisini gösteriyor” dedi.
“Kadın ruhunun hayat hamuruna katılmadığı bir gelecek, eksiktir, yarımdır”
Kadınların sosyal hayatta ve iş alanlarında aktif rol oynaması için gerçekleştirilen çalışmalardan bahseden Emine Erdoğan, “Kadınlarımıza yönelik gerçekleştirdiğimiz süt ve doğum izni düzenlemeleri, kreş ve evde bakım desteği gibi uygulamalar taşıdıkları yükü hafifleterek potansiyellerini gerçekleştirmelerini kolaylaştırdı. Eşit işe eşit ücretin yasal güvence altına alınması ile emeğe karşı yapılan haksızlığın önüne geçildi. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasına yönelik projeleri ardı ardına hayata geçirirken diğer yandan nitelikli iş alanlarında kadınlarımızın sayısının artması için istihdam imkanlarını genişlettik. Kız çocuklarımızın okullaşma oranı yüzde yüze yaklaşmışken ülke genelinde kadın akademisyen sayımızın giderek artmasının gururunu yaşıyoruz. Kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe iş gücüne katılımlarının da aynı oran arttığına tanık oluyoruz. İstatistikler 2005 yılında kadın istihdam oranının yüzde 20’nin altında kalırken 2022 yılından itibaren yüzde 30’a ulaştığını gösteriyor. Bu oran 10 milyon kadınımızın iş dünyasında var olduğu anlamına geliyor. İlgili kurumlarımız iş dünyasında bulunan milyonlarca kadınımızın hak ve fırsatlara erişimlerini arttırırken yaşadıkları mağduriyetleri ortadan kaldırmak için seferber oluyorlar. Bir projesi, bir iş hayali olan tüm kadınlarımızın elinden tutuyor, üreten kadınlar güçlendirdikçe ülke olarak da büyüyoruz. Biliyoruz ki kadın ruhunun hayat hamuruna katılmadığı bir gelecek, eksiktir, yarımdır” diye konuştu.
“İstihdamda kadınların artışı ile dünya genelinde yoksulluğun azalması arasında bir paralellik bulunmaktadır”
Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Toplumu yükseğe çıkaran kanatlardan birisi erkekse diğeri kadındır. Bu çerçevede kadınlarımıza yaptığımız her yatırım ile aslında ülkemizin geleceğini inşa ediyoruz. İnşallah güçlenen her kadında onların ardından gelen genç kızlarımız için bir yol açmış olacak ve ülkemizi kalkınma hedeflerine bir adım daha yaklaştıracağız. Biz toplumsal hayatta aktif yer alan, üreten güçlü kadınlara aşinayız. Tarih boyunca kadınlarımız manevi ve kültürel mirasın muhafazasından milli müdafaaya kadar her alanda üstün görev işlenmiştir. Erzurumlu Kara Fatma, Nene Hatun, Şerife Bacı gibi cephede mücadele verenlerin yanı sıra, cephe gerisinde varını yoğunu milleti için ortaya koyan sayısız kahraman kadın tarihimize iz bırakmıştır. Ne yazık ki sanayi devriminin şekillendirdiği modern dünya üretimi belli kalıplara sıkıştırarak ancak çalışanların üretenler olduğu algısını ortaya çıkardı. Bu sistemin dışında kalanların bilhassa kadınlarımızın emeği adeta yok sayıldı. Kadınlarımızın toplumumuzda aktif üreten konumda olmadıkları algısı geçmişten bugüne daima var olmuş, güçlerini ve potansiyellerini reddetmek anlamına gelir. Biz bu basmakalıp tanımlamaları reddetmekteyiz. Tarihimizde yüzlerce yıl öncesinde toplumsal ve ekonomik hayatın öncüleri olan kadınların ayak izlerini takip etmeliyiz. Biz daha acil, içinde herkesin kendi tabiatına uygun yer alabildiği vicdani ve insani değerlerin korunduğu modeller geliştirmek için çalışıyoruz. Yürekten inanıyorum ki bu toprakların kadınları güçlendikçe ülkemizdeki, dünyadaki birçok sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır. Nitekim, Dünya Bankası’nın bir araştırmasına göre, istihdamda kadınların artışı ile dünya genelinde yoksulluğun azalması arasında bir paralellik bulunmaktadır. Kadınlar karar verici mekanizmalarda artan sayılarda yer aldıkça dünya daha iyi ve yaşanabilir bir hal alacaktır. İş Pozitif projesi de kadınlarımızın potansiyellerini keşfedebilecekleri ve kendilerini uygun çalışma ortamlarını bulabilecekleri bir buluşma noktası olarak önemli bir ihtiyaca karşılık vereceğine inanıyorum. Devlet himayesinde büyümüş gençlerimizin de sisteme dahil edilmesiyle projenin sosyal etkisinin her açıdan katlanmış olmasından memnuniyet duyuyorum.”
*İHA*