Kayseri büyükşehir Belediyesi’nce TBMM Milli Savunma Komisyon Başkanı Hulusi Akar ile Tarihçi Prof. Dr. Zekeriya Kurşun’un konuşmacı olarak katıldığı ’İsrail’in İşgal Politikası ve Filistin Konulu Konferans ve Sergi Programı’ düzenlendi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından programın açılış konuşmasını Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç yaptı. Başkan Büyükkılıç, düzenlenen programı çok anlamlı bulduğunu söyleyerek; “Hepimiz için hassasiyet arz eden, içimizde adeta bir yara olan Filistin’de kardeşlerimiz şehit olurken, adeta bir soykırımına dönüştürüp ana rahmindeki yavrular, masum insanlar katledilirken, hastaneler bombalanırken hiçbirimiz buna kayıtsız kalamayız. Bu hassasiyetimiz açısından ülkemizin önemi asla göz ardı edilemez. Bu konuda da gerekli duyarlılığı gösteren başta cumhurbaşkanımız olmak üzere bu milletin asil evlatları olarak herkes üzerine düşeni yapma yönünde irade gösteriyor. Bizler de Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak bu alanda uzman olan değerli hocamızı ve değerli milletvekilimizi sizlerle buluşturma suretiyle bu konuda bilgilendirme hem de bu hassasiyet içerisinde gündemde tutma anlayışı içerisinde yapılan çalışmayı çok anlamlı buluyorum” dedi.
Tarihçi Prof. Dr. Zekeriya Kurşun ise verdiği konferansta, Filistin’de yaşananların eşi benzeri olmadığını aktararak; “Sözde medeni dünyanın gözü önünde Gazze’de yaşanan vahşeti konuşmak mecburiyetinde kaldığım için bir tarihçi olarak utanç duyuyorum. Tarihçiler dünyada pek çok hadiseyi okurlar, tahlil ederler ve sonra yazar ve anlatırlar. Biz bu güne kadar pek çok felaketi yazdık. Kısmen de tarihi felaket tellallığını da yaptık. Ama şuanda gözümüzün önünde yaşanmakta olan bu büyük felaketin eşi ve benzeri yoktur. 3 ay içerisinde 30 bin insanın hayatını kaybetmesinden bahsediyoruz. Bu insanların çoğunun savunmasız, bebek, çocuk, kadın, yaşlı ve eli silah tutmayan insanlardan olduğundan mı bahsedelim, Şifa aramak için Şifa Hastanesi’ne giden insanların üzerine atılan fosfor bombasından mı bahsedelim? Hangi birinden bahsedelim? Bugün İsrail’e gittiğinizde siyahisi, esmeri, sarışını, beyazı var. Bunların hepsinin İsrailoğulları olması mümkün olması mümkün değil. Dolayısıyla bunlar aslında Avrupa’nın farklı yerlerinde Avrupalı olup sadece ve sadece Musevi olmuş unsurlardır. Musevilerin de en gaspçı insanları toplanarak bu coğrafyaya taşınmışlardır. Bunların tarihin birçok belgesi de onaylamaktadır bu söylediklerimizi. 1800’lü yıllarda Avrupa’da ’bu farklı grupları biz nerelere nasıl göndeririz’ diye hesap yapanlar ’İsrailoğulları’nın kayıp kabilelerini arama sevdasına düştüler. Bir fon kurdular, bilginin her zaman masum olmadığının ispatıdır bu. Bunların Avrupa’da büyük çoğunluğu da Hristiyan olan ilim adamlarını teşvik ederek Tevrat ve İncil’de Filistin coğrafyasından bahsedilen bütün yerlerin keşfine çıktılar. O zaman bir kısım insanlar tarafından masumane meselenin özü çok kısa bir süre sonra ortaya çıktı. Çünkü Avrupa’daki bu Yahudiler, zaten orada yaşıyorlar. Bir yurtları, vatanları var, bir yere gitmek istemiyorlar. ama onları inandıkları kitaplarının üzerinden geliştirecekleri bir takım teorilerden Filistin’e yönlendirmek istiyorlardı. Sadece bununla kalmadılar. Avrupa’dan bu coğrafyaya göç edebilecek insanları tespit edip yönlendirmeye çalıştılar” ifadelerini kullandı.
Daha sonra kürsüye çıkan AK Parti Kayseri Milletvekili ve TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, salondaki öğrencileri sessiz olmaları konusunda uyararak; “Yaşınız, başınız müsait. Burada çok önemli bir konu var. Burada İsrail’in zulüm politikası var. bunun karşısında da mazlum insanlar var. Hangi milletten, hangi görüşten olursanız olun burada çok ciddi bir iş var. Bunun ciddiyetine uygun şekilde davranmak lazım. Hocamız da bu konuda ülkemizde bu işi bilenler arasında en etkin kişi. Bazıları yanlış filme gelmiş gibi oldu. Hocalarımızı yoldan toplamıyoruz. Buraya gelmek mecburi değil, istekli olanlar gelsin. Burada binlerce insan ölüyor, şakası yok. Gazze kelimesini duyunca heyecanlanmanız lazım insan olarak” diyerek uyarılarda bulundu.
“27 bin 947 ölü, 7 bin 700 kayıp Filistinli var”
Akar; 7 Ekim tarihinde başlayan İsrail’in Filistin’e saldırılarında bu gün itibariyle 27 bin 947 kişinin hayatını kaybettiğinin altını çizdi. 7 bin 700 Filistinlinin ise kayıp olduğunun altını çizen Akar konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Biraz vicdanı olan bütün dünya ayakta. Avrupa’da, Amerika’da, Güney Amerika’da, Asya’da, Uzak Doğu’da herkes ayakta. O videoları, fotoğrafları gören insanlar duramıyor. 12 bin çocuk katledildi herkesin gözü önünde. Herkes her şeyi canlı görüyor. Küvözde çocuk balık gibi çırpınıyor. Niye? Oksijen kesildi, jeneratör sustu. İnsanlığın sonu. Bunu görmemiz, hissetmemiz lazım. Atalarımız 3 kıtada at koşturdu, adalet için, hak ve hukuk için. Biz onların torunlarıyız. Dolayısıyla bu insanlık dışı vahşete, bu katliama birey olarak tepkimiz olması lazım. 8 bin 190 kadın, 12 bin çocuk ve bunun dışında 121 basın mensubu, 337 sağlık personeli, 142 Birleşmiş Milletler mensubu katledildi. Bunlardan biri olduğu zaman saatlerce konuşulurdu. 7 Ekim’den sonra 11 bin tutuklu var. Diğer kullanılmayan bir şey var; 27 bin 947 Filistinli kardeşimiz katledildi. Ama bir de 7 bin 700 kayıp var. Hem enkaz altında olanlar var, hem de bir şekilde İsrail askerleri tarafından örtülmüş katliamlar var. Bunun dışında 67 bin 459 da yaralı var. Doktor, ilaç, hastane hiçbir şey yok. Oyun oynarken, yemek yerken biraz kalbinize bakın. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bizler, yurt içinde ve yurt dışında çeşitli operasyonlar yapıldı hiçbir şekilde hiçbir masum insana zarar vermeyecek şekilde harekatımız planlandı ve icra edildi. Şuan karşı karşıya olduğumuz durum çok farklı.”
Turan Bulut
*İHA*