Yetim Vakfı olarak 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle Birleşmiş Milletler’e görev ve sorumluluklarını hatırlatarak Gazze’deki soykırımda katledilen çocuklar için harekete geçme çağrısında bulundu.
Yetim Vakfı olarak bölgede hamiliğini üstlendiğimiz 2000 yetim çocuğun durumundan haber alınamadığını ve uluslararası hukukun bir an evvel işletilmesi gerektiğine dikkat çeken dilekçemizi BM’ye ulaştırdık.
İNSAN HAKLARI, İNSAN AYIRT ETMEDEN HER BÖLGEDE UYGULANMALI!
Dünyanın gözü önünde işlenen katliam devam ederken 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde Yetim Vakfı, Birleşmiş Milletler’e başvurdu. Vakıf başvuru metninde soykırıma maruz kalan Gazze’de haber alınamayan 2000 yetim çocuğa bir an evvel ulaşmak istediğini vurguladı.
Yetim Vakfı günlerdir İsrail’in soykırım maksatlı saldırılarına maruz kalan Gazze’de hamiliğini üstlendiği 2000 yetime ulaşamıyor. Uluslararası sistemin engel olamadığı saldırıların bir an evvel durdurulması için gerekli mercilere çağrılarını sürdüren vakıf 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde anlamlı bir adım daha attı. Birleşmiş Milletler Zorla veya İrade Dışı Kaybetmeler Çalışma Grubuna bir ihbar dilekçesi veren Yetim Vakfı, öncelikle kuruluş tarihi olan 10 Haziran 2017’den itibaren yeryüzünde korunmaya ihtiyacı olan çocuklara din, dil, ırk, cinsiyet ve benzeri hiçbir ayrım gözetmeksizin barınma, eğitim, psikososyal destek, sağlık gibi en temel insani yardımları ulaştırmayı kendisine misyon edindiğine dikkati çekti.
GAZZE’DE İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR
Yetim Vakfı, BM’ye gönderdiği dilekçesinde dünyanın 40 farklı ülkesinde yüzbinlerce çocuğa destek sağlarken yıllardır sadece Gazze genelinde 2.000 yetim çocuğun bakım, gözetimin ve sponsorluk desteğini sürdürdüğü bilgisini paylaştı. Yetim Vakfı’nın savaş ve çatışmaların, yoksulluğun ve doğal afetlerin yaşandığı coğrafyalardaki dünya çocuklarının elinden tutmaya devam ettiğine vurgu yapılan dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Filistin-Gazze’de, İsrail tarafından gerçekleştirilen soykırım, yerinden edilen 2 milyona yakın insan ve iletişime yönelik karartma ve engellemeler nedeniyle gözetim ve bakım sorumluluğu üstlenilen yetim çocuklarımızdan haber alınamamaktadır. İşgalci İsrail, Birleşmiş Milletler Antlaşmasına, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine, Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesine, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesine, Cenevre Sözleşmelerine ve Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen, Filistin’de mülteci kampları dahil olmak üzere tüm yerleşim yerlerini, hastaneleri, ibadethaneleri hedef alarak yüksek teknolojik silahlarla, teolojik, faşist ve intikam güdüleriyle taammüden saldırarak soykırım suçu, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırganlık suçu işlemektedir. İşgalci İsrail’in saldırıları sonucu Filistin’de sağlık ve alt yapı hizmetleri zarar görmekte, elektrik, akaryakıt ve su temin edilememekte, en temel insani ihtiyaçlar karşılanamamaktadır.”
ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİNE AYKIRI
Yetim Vakfı’nın Birleşmiş Milletler nezdinde Gazze’de işlenen insanlık suçuna dikkat çeken dilekçesinde ayrıca şu ifadelere yer verildi:
“İsrail’in on yıllardır devam ettirdiği ve 07 Ekim 2023 tarihinden itibaren Filistin Devleti halkına yönelik sistematik bir şekilde artarak sürdürdüğü baskı ve işkence neticesinde, son 24 saat hariç olmak üzere Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan mevcut verilerek göre başvuru tarihimiz itibariyle öldürülen 16.248 kişinin 7.112’si çocuktur. Birleşmiş Milletlerin, özellikle çalışmalarını yürüttüğü ve üye devletler nezdinde anlaşma sağlanarak kaleme alınan Çocuk Hakları Sözleşmesinin amacına, ruhuna aykırı hareket eden İsrail’in bu katliamı sürdürmesinin ne vicdani ne insani ne de hukuki yönden kabul edilebilir bir izahı bulunmamaktadır. Sözleşmeye taraf olan ülkelerden biri de İsrail’dir. Sözleşmeye taraf olduğu 1991 tarihinden itibaren, binlerce çocuğun dolaylı ve/veya doğrudan temel haklarını gasp etmiş ve ölümüne neden olmuştur.”
İNSAN HAKLARI AYAKLAR ALTINDA
“07 Ekim 2023 tarihinden itibaren İsrail eliyle sürdürülen bu soykırım neticesinde BM üyesi devletlerin altına imza attıkları ve üzerinde uzlaşı sağlanan maddelerin Filistin topraklarında ve özellikle Gazze’de hiçbir hükmü kalmadığını görmekteyiz” denilen Yetim Vakfı’nın BM’ye yaptığı başvuru dilekçesinde şu ifadelerle devam etti:
“Bütün bu uluslararası sözleşme ve evrensel hukuka rağmen İsrail alenen ve hiçbir uluslararası sözleşmeyi umursamaz bir şekilde savaş suçu işlemekte ve bunun en büyük mağduru da çocuklar olmaktadır. Çocukların tamamı iki ayı aşkın bir süredir devam eden bombardımanlardan dolayı ağır travmalar yaşamakta, aile bireylerini kaybeden çocuklar korumasız kalmakta, ebeveynlerini kaybeden çocuklar da yetim ve öksüz kalmaktadırlar. Yine bu çocukların eğitim hakkı askıya alınmakta, sağlık imkanları ise bombalanan hastaneler sebebiyle kısıtlanmaktadır. Evlerin, hastanelerin bombalanarak yıkıldığı, yapılan saldırılar nedeniyle, uzuvlarını, hayatlarını kaybeden çocukların ya da bu saldırılarda yaralanma sonucu tedavi gördüğü hastane de elektriksiz, ilaçsız bırakılarak adeta ölüme terkedilen çocukların sayısı her geçen artmaktadır. İletişim ağlarının da çökertilmesi ile birçok insana ulaşılamamakta ve yaşayıp yaşamadıklarından da bilgi alınamamaktadır.”
“ÇOCUKLARIMIZI BULMAK İSTİYORUZ”
Yetim Vakfı olarak yetim ve Korunmaya muhtaç çocuklara yönelik barınma, sağlık, eğitim ve sair temel hak ve sosyal ihtiyaçların temini noktasında, Gazze’de yaklaşık 2.000 yetim ve ihtiyaç sahibi çocuklara büyük bir özveriyle hamilik görevinin yerine getirildiğine dikkat çekilen dilekçede haber alınamayan çocuklardan bazılarının isimleri kimlik numaralarıyla birlikte sıralandı.
BM’YE HAREKETE GEÇME ÇAĞRISI
Dilekçenin sonunda Birleşmiş Milletler’i insan olmanın onur, haysiyet ve merhamet duygularını süründüğü yerden kaldırmak ve uluslararası hukukun devreye girdiğini görmek umuduyla harekete geçmeye çağıran Yetim Vakfı bütün insanlık adına şu çağrıyı yaptı:
“Birleşmiş Milletler’in dünya barışına hizmet etmek adına ve haber alınamayan çocuklarımıza nerede ve nasıl olduklarının tespiti ile temel hak ve özgürlüklerine kavuşturulması ve güvenli noktalara ulaştırılması adına ismi verilen çocuklarımızla ilgili gerekli incelemelerin yapılarak süreçle ilgili kurumumuza bilgi verilmesini tüm dünya vicdanı, aileler ve bu çocuklara düzenli destek veren gönüllülerimiz adına önemle talep ederiz.”